Türkiye'de iyiye doğru ne zaman bir hamle yapılsa birileri bu iyi gidişin önünü tıkamak için provakasyonlara başlıyor.

Sanırım toplum mühendisliğinin Türkiye'deki başarısı dünyaya örnek olacak nitelekte; çünkü yakın tarihe baktığımızda hiç de doğal olmayan üretilmiş gündemlerle o kadar meşgul ediliyor ve yönlendiriliyoruz ki akıllara ziyan doğrusu!

Fazla eskilere gitmeden 12 Eylül öncesini ve 28 Şubat sürecini incelediğimizde ve hafızalarımızı biraz yokladığımızda toplum mühendislerimizin nasıl sonçlar aldığını da görme imkanını elde ederiz.

Sağ-sol deyip binlerce insanın kanını akıtan, irtica deyip piyasaya birkaç şaşkın aktör salıp bazı medya erbabını da kullanarak insanları canından bezdiren, eğitim sistemine, ekonomiye telafisi mümkün olmayan zararlar veren ve o süreçte çocuk ve kadınları bile hedef alıp korku imparatorluğu yaratanlar bu toplum mühendisleri değil mi?

Hizbullah, PKK, Ergenekon, Hizbut-tahrir ve daha niceleri nasıl oluyorda bu ülkede rahatlıkla boy veriyor veya verdiriliyor anlamak zor; fakat toplum mühendislerinin başarısı tüm bunları gerçek kılıyor ve ülke insanını biri birini anlamaz hale dönüştürüyor.

Kadim bir geçmişi ve bir çok medeniyetin mirasçısı olan bu çoğrafyada, habis bir ur gibi beyinlerimize işletilmeye çalışılan ve kısmende başarılı olan etnik milliyetçiliğin Türkiye'yi getiridiği nokta belli!

Vatan dediğimiz bu coğrafyanın çocukları biri birini kırıyor ve kan döker bir ruh halini alıyorsa barış ve kardeşlik adına gelecekten endişe duymak gerekir. Ve bu endişeyi Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı, Laz'ı ve diğer farklı etnik kökenden gelen herkes duymalı. Çünkü bu olumsuz ve kötü gidişten şimdilik birileri nemalansa da bumerank gibi kendilerini de bir gün vuracağını da düşünmesi gerekir.

Şimdilerde siyasi yasaklı olan Sayın Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı da bu bağlamda analiz etmek gerekiyor. Gerçekten bireysel ve ferdi bir saldırıysa toplumda birilerinin ruh halinin nasıl hastalıklı hale getirilebildiğini, yine çeşitli internet sitelerinde bu eylemi destekleyecek kadar ruh yapısı bozuk kitlelerin nasıl oluşturulduğunu da anlamaya ve ciddi tedbirler almaya ihtiyaç var.

Yok bireysel değilde organizeli bir eylemse, Türkiye adına karanlık günlerin bizi beklediğinden kimsenin şüphesi olmasın; Çünkü toplum mühendislerinin yeniden iş başı yaptıklarının da ciddi işaret olacak bu eylem.

Sayın Ahmet Türk ve BDP idarecilerinin saldırıya son derece sağduyulu yaklaşmaları şimdilik bu toplum mühendislerinin işini bozmuş görünsede yakın zamanda Türk Milliyetçi çevrelerine yapılabilecek böylesi bir eylemin nasıl karşılık göreceğini şimdiden tahmin etmek zor.

Kamuoyu MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin ülkücü gençliği sokaktan uzak tutma çabasını yakinen biliyor. Sağduyulu bu yaklaşımın devam etmesinde Türkiye adına büyük fayda sağlandığını belirterek; Sayın Bahçeli'nin bundan sonraki bu tür provakatif eylemlere de aynı sağduyu ile yaklaşması Türkiye adına çok önemli.

Yakın tarih bu tip organizeli eylem ve cinayetlerle dolu. Uğur Mumcu cinayetinde binlerce insanın sokaklara dökülüp Şeriat ve irtica karşıtı sloğanlar attığını-attırıldığını hepimiz hatırlıyoruz. Diğer cinayetleri ve sonrasında toplumun nasıl yönlendirildiğini yazmaya bile gerek yok, bu bir örnek bile bu günü anlamak için yeterli.

Nitekim son zamanlarda açılan ETÖ ve diğer dava iddianameleri ve dosyalarına bakıldığında Uğur Mumcu ve bir çok cinayetin ipuçlarına ulaşıldığını görüyoruz ve hiç de o zamanlar bize anlatıldığı gibi de değilmiş.

Milyonların kafasını uyuşturacak kadar başarılı toplum mühendislerimiz var, övünsek mi, dövünsek mi!!?