Ömer YAZICI
Tevhid ve Misyon Vizyon- Bir yorum
Tevhid ve Misyon Vizyon- Bir yorum
En baştan ilahiyat bölümünde bir akademisyen olmadığımı bilmenizi isterim. İşletme bölümünü okurken ve sonrasındaki tüm akademik hayatım boyunca bu yönetim bilimi aslında bizim dinimizin içinde var olan şeyleri bize anlatıyor sanki derdim. Zaman zaman üniversitede de ders anlatırken öğrencilerimin ‘hocam sizi ilk derste ilahiyat hocası sandık’ dedikleri olmuştur. İşte bugün size bizim işletme bölümünde ilk anlattığımız ‘misyon ve vizyon’ ile dinimizin ilk kuralı olan ‘tevhid’ arasındaki ilişkiyi anlatacağım.
Uzun yıllar süren yurtdışı eğitimim ve orada edindiğim tecrübelerle diyebilirim ki Türkiye’de karşılaştığım manzaradaki temel problem odaklanma. Bu her kulvarda mevcut fakat bugün işletmelerden bahsedeceğim. İş dünyasında şöyle bir çelişki var. Büyüdükleri, her detayını bildikleri sektörde ilerlemek yerine başka alanlara, yeni maceralara geçmek istiyorlar. Bizim dikey ya da yatay büyüme dediğimiz şekilde olsa problem değil ama alakasız işlere girişebiliyorlar. Kendilerine A firması olarak‘kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz’ diye sorduğumuzda, kısaca ‘Vizyon’ çizmelerini istediğimizde, net olmayan, kendilerinin de emin olmadıkları bir yorum yapıyorlar. Kesinlikle bir vizyon çizemiyorlar. Tabi ki istisnai firmalarımız da mevcut.
Biz yönetim bilimini Amerikan yönetim tarihinin bize anlattığı şekilde öğrendik, yani 1900’lü yılların başındaki klasik yönetim teorisi ile başlar post-modern yönetime kadar gelir. O günlerden bu zamana Amerikan işletmeleri bu yönetim teorilerinin uygulanabilirliğini ve doğru olduğunu kanıtlamıştır. Dolayısıyla Amerikan yönetim tarihi bir yöntem sunuyor ise genellikle geçerlidir ve test edilmiştir. Firmaların Misyon ve Vizyon oluşturmaları gereği de yine bu tavsiyelerdendir. Biz de danışmanlık verdiğimiz firmalara bunu tavsiye ediyoruz. Çünkü yukarıda dediğimiz gibi odaklanmak, bir hedef belirlemek ve bunun için mücadele vermek en etkin başarma yoludur. Peki bunu Amerikan yönetim teorileri mi buldu da bize söylüyor?
Bir Müslümanın vizyonu olması gerektiği daha dininin ilk kuralından bellidir. Müslümanın vizyonu da Kelime-i Tevhid’dir. Bunu her daim aklında ve gönlünde tutmalıdır. Her gün bunun için yaşamalı, her işini bunu hedef alarak yapmalı ve sonunda da buna ulaşmış olarak ölmelidir. Dolayısıyla, herMüslüman tevhid vizyonunu oluşturur ve bu vizyona ulaşmak için neler yapması gerektiğini, nasıl birisi olması gerektiğini belirler. Bunun yaşam biçimi ise Kur’an ve Sünnettir. Yani Vizyonu tevhid, Misyonu ise Kur’an ve sünnettir.
Şimdi madem dinimiz bize odaklan diyor, o zaman bizde her işimizde odaklanmalıyız. İşimizde odaklanmak demek, bundan 10 yıl sonra nereye varacağını bilmek demektir. İşletmelerimizin vizyonunu yazmamız gerekir. Bu vizyonu yazarsak, ona ulaşmak için kendimize bir yol haritası çıkartırız. İşte bu da misyon olur. Bu misyonu yerine getirmek için kendimize hedefler koyarız, hedefleri ölçmek için göstergeler (KPI) oluştururuz ve sonunda bir bakmışsın vizyona giden yolda sağlam bir Stratejik Plan hazırlamışız.
Özümüzde en kaliteli ve etkili yaşam için onlarca kod yerleştirilmiş. Biz sadece bunları görmeliyiz. İş yaşamı, bireysel yaşam ve toplumsal yaşamın en nadide kuralları öz kodlarımıza (source code) yerleştirilmiş. Kaliteli yaşam için en güncel versiyondan ilham almak dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.