Mehmet Y. ULUTAŞ
Terkedilmiş Koca Şiddeti
Geçen hafta Amerika’dan acı bir haber aldım. 10-15 senedir tanıdığım, Orlando civarında üretim yapan bir yakıt tankı firmasının mümessili olan Eugene Schober öldürülmüştü. Eugene’nin damadı bir gece ayrılma aşamasında olduğu karısını ve çocuklarını görmek için Eugene’in evini basmış ve onu katletmiş. Ardından da kendini vurarak intihar etmiş. Eugene’in tuvalete saklanan karısı ve torunu ile pencereden kaçan kızı ve diğer bebek torunu kurtulmuşlar. Eugene silaha ve patlayıcılara çok meraklıydı. Bir araya geldiğimizde evinde bulunan çok pahalı silah koleksiyondan bahsederdi. Ama o kadar silah yine de damadına mani olamamış.
Terkedilmiş koca şiddeti ne yazık ki Türkiye’ye özgü değil anlayacağınız. Peki bu işi önlemek mümkün mü? Elbette ki mümkün ama hakikaten zor. İsterseniz neler yapılabilir beraberce bakalım.
1. Silah Kontrolü: Belki biraz etkisi olabilir ama öldürmek isteyen gözü dönmüş adam taş veya bıçakla da bu işi yapabiliyor.
2. Ayrılık Sürecinde Kocayı Uzak Tutmak: Terkedilmiş kocaya artık “düşman veya veremli” gibi muamele edip 500 metre yakınına bile sokmamak. Bu da zor çünkü arada çocuklar var. İlla ki merhamet devreye giriyor ve “aile dağılmasın” veya “çocuklar babasız kalmasın” umuduyla gözü dönmüş kocaya bile acınıp eve alınabiliyor.
3. Psikolojik Değerlendirme: Ayrılık süreci başında kocaya mecburi profesyonel psikolojik değerlendirme yapılmalı ve kocanın şiddete meyli tespit edilmeli. Tespite göre de kadına polis koruması verilebilir.
4. Polisiye Tedbirler: Polislerimiz “Kocam bana şiddet uyguluyor”, “Kocam yolumu kesip beni tehdit ediyor” veya “Kocam sürekli beni ve ailemi arayıp tehditler savuruyor” şikayetleriyle başvuran kadınlara çok ciddi yaklaşmak, soruşturmak ve tedbir almak ile yükümlüdür. Yapılacak soruşturma durumun tespitine ve alınacak tedbirlerin seviyesine karar vermede faydalı olacaktır. Hiçbir kadın yuvası yıkılsın istemez ve polise başvurduysa iş artık son raddeye gelmiş demektir.
Türk halkı genel hatlarıyla zaten çok sinirli ve stresli. Bağıran, çağıran, küfreden ve bence psikolojisi bozuk vatandaşlarımızı her yerde görmek mümkün. Yani moda deyimle bol sayıda “arıza” vatandaşımız olduğu yadsınamaz bir realite. O yüzden toplum halinde sinirimizi yatıştırmamız lazım. Uzman psikologlarımız eşliğinde ve devlet desteğinde asabiyetimizi düşüren programlar geliştirilebilir. Türkiye’nin kadın haklarıyla ve özgürlükleriyle de lider bir ülke ve cazibe merkezi olması lazım. Türkiye ve Türk insanı çok daha iyilerine layık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.