Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

“Tarafları tanımıyorsan tarafsız ol.”

Güven…

Ne kadar kolay değil mi söylemek. Sadece beş harf… İki hece…

Kelime anlamı “Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat.”

Kim bilir bugüne kadar karşınıza çıkan kaç kişi sizinle sohbet esnasında “Bana güvenebilirsin” dedi. Ya da “O güvenilmez” diye sizi tembihledi.

Derler ya kendini öven insandan uzak dur, insanı tanımak için önce yola çık, bu devirde babana bile güvenme… Bu sözü de hiç sevmem.

Güven…

Yapması en zor şey belki de. Güvenilir olmak mı zor, güvenmek mi desem ne dersiniz?

Bugün bir dostumla konuştum. Oğlunun kendine kurduğu tuzaklardan bahsetti. Yıkıldım. İnsan evladına bile güvenemezse nasıl yaşar Allah aşkına? Eşine, çocuğuna, komşuna, akrabana hiç tereddütsüz güvenmemiz gerekmez mi? Güveninizi kaybeden kişiye karşı sonraki tavırlarınız eskisi gibi olabilir mi? İmkânsız, kendinizi kandırmayın.

 

Geçenlerde tanımadığım birinden gelen telefon ise beni birine karşı uyarma niteliğindeydi. Biz zaten tedbirimizi almıştık ama onun da mağdur olmaması için güya akıllıca bir plan yaptık. Planı uygulamaya koymamız kendisini mutlu etti ama karşı tarafı çok üzdü.

Çünkü planı uyguladıktan sonra öğrendik ki bize yalan söylemiş. Ve malum yeni bir pişmanlık. Hayat dersimizin yeni başlığı “Tarafları tanımıyorsan tarafsız ol.”

Katıldığım bir kursta bize büyüklü küçüklü dairelerin olduğu beyaz bir kâğıt verdiler ve “Buradaki dairelere size en yakın olanları, güvendiklerinizin isimlerini yazın” dediler. “Mesela kredi çekeceksiniz. İlk kime gidersiniz? En büyük daireye onun adını yazın,” Daireleri doldururken çok düşündüm. Biz bugüne kadar kimseden böyle bir şey istemedik, bizden istedikleri için oluşan güvensizlik boyutumuzu anlatmaya gerek yok. Birçok arkadaş boş kalmasın diye zoraki doldurdu ama inanın kimse kendi yazdığı isimlere dahi güvenemedi.

Çağımızın en büyük sorunu belki de bu. Güvensizlik...

 

 

Bir yakınım başörtülü, dindar geçinen hanımefendinin birine evini kiraya verdi. Sözleşmeyi yaptıktan sonra sosyal medya hesabındaki bilgilerde gerçekleri görünce çok şaşırmış. Kiraladığı kişinin gerçek hayattaki işi ummadığı alanda çıkınca kiracıyı derhal çıkarmaya karar verdi. Fakat bunun yedi yıl süreceğinden, avukatlara bir sürü para ödeyeceğinden bihaber olarak... Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.

Kişi önce kendine güvenecek, sonra diğerlerine. Kendine güveni olmayan bir insan düşünsenize. Hiçbir işe el atamaz, girişemez ve belki de hayatta hiç mutlu olamaz.

Belki canınızı sıktım, belki zaten biliyoruz dediniz okurken ama samimiyetle söylüyorum “Güvensiz bir hayat susuz kuyuya benzer.”

 

Bir fıkrayla noktayı koyalım mı? Büyük bir banka soygunundan sonra otomobille yol alan üç soyguncu kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri

-Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon soyduğumuzu merak ediyorum.

-İkincisi elini şöyle bir salladı:

-Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur biz de öğreniriz ne kadar olduğunu.

Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırlar:

-Deli misin be? Yarın her gazete ayrı bir rakam verir. Biz de birbirimize gireriz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.