Naim ÖZGÜNER
Sermayesi Tükenen Adam
Bağdat’ta Ağustos sıcağı ortalığı yakıp kavurmaktadır.Herkes serinleyeceği gölge bir yer, ferahlatacak bir rüzgar arıyordu.Çarşı–Pazar kurulmuş, alışveriş başlamıştı.
Bu arada bir adam, yüksek dağların mağaralarından getirdiği buzları satıyordu.Buz kalıpları eriyip ziyan olmadan bir an önce onları satmalıydı. Gel gör ki, ekonomik durgunluk sebebiyle fazla buz satılmıyordu.Öğle sıcağı bastırınca buzlar yavaş yavaş erimeye başladı.“Mal canın yongasıdır ya!”; tek sermayesi olan buzlarının gözü önünde eridiğini görmek, adamın içini de eritiyordu.Erimenin hızlanmasıyla içi yanan adam şöyle bağırmaya başladı: “Sermayesi sürekli tükenen bu fakirden buz alan yok mu?”
O sırada talebeleriyle oradan geçmekte olan büyük veli Cüneyd-i Bağdadi bu sözleri duyunca birden durdu ve olduğu yere çöktü.Başını ellerinin arasına aldı.Talebeler telaşlandılar ve “Ne oldu hocam?” diye sordular. Cüneyd-i Bağdadi: “Şu adamın söylediklerine dikkat edin”diyerek buz satıcısının tarafına baktı.Adam, içinin yandığı sesinden belli olacak şekilde sürekli bağırıyordu: “Sermayesi tükenen buzcudan alışveriş yapan yok mu?” Büyük veli talebelerine döndü: “Bu sözler beni sarstı. Eriyenin sadece buzlar değil, aynı zamanda ömrüm olduğunu fark ettim. Sıcak, adamın maddi sermayesi olan buzları eritip tükettiği gibi, zaman da asıl sermayemiz olan ömrümüzü tüketiyor. Saniye saniye, dakika dakika ömür buzumuz eriyor, hissedebiliyor musunuz? Adamın buzların erimesine olduğu kadar, ömürlerinin boşa tükenmesine karşı içi sızlanmayanlara yazıklar olsun…”
Peki bizler farkında mıyız ömrümüzün buzdan farklı olmadığının..!Herkese eşit dağıtılmış tek zenginlik: Zaman..Herkesin koskoca 24 saati var.Hepimiz aynı zenginlikle uyanıyoruz her yeni sabaha, buzu eriyip tükenenlerin dışında. Harcanması çok kolay. Paralarımızı, altınlarımızı, dövizlerimizi, çek ve senetlerimizi açılmaz ve kiralık kasalar ardına saklayıp servetimizi korumaya çalışırız. Ama hiçbir kasada saklanamayan, buz gibi hızla eriyip tükenen ve hayatımızdan akıp giden asıl servetimiz ve sermayemiz zamandır, ömürdür. BATAN GÜNEŞ İÇİN AĞLAMAYIN; YENİDEN DOĞDUĞUNDA NE YAPACAĞINIZA KARAR VERİN