“Kan ve din" yan yana gelmemesi gereken iki kelimedir.

Dünyada bu güne kadar milyarlarca insan yaşadı binlerce devlet kuruldu. Günümüzde de sekiz milyar insan, 190 civarında devlet var. Bu insanların ve devletlerin kimisi dinli, kimisi dinsiz, birazı dindar birazı da Ateist ve laiktir.

İsrail’in, Filistin/Gazze topraklarında havadan, karadan, denizden attığı bombalar ve füzeler hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri evleri yıkıp tarümar etmekte. İletişimin gelişmesi sayesinde elinde telefonu, evinde televizyonu olan herkes suçsuz günahsız çocukların, ağızsız dilsiz hayvanların perişan görüntülerini içi acıyarak, gönlü sızlayarak, vicdanı kanayarak izlemekte. Bu sahneler herkesin (amma bilhassa çocukların ve gençlerin) üzerinde pek olumsuz bir etki yaratmakta.

Dünya tarihini (bu terimin içine tüm kıtalar ve tüm zamanlar girer) bilmeyen, ilk insandan bu yana yaşanan büyük savaşları (Mesela Haçlı Seferleri, mesela Birinci, İkinci dünya savaşları) büyük katliamları, (Yahudi, Bosna, Şatilla, Zenci, Mao, Lenin) büyük sürgünleri (Kavimler Göçü, Afrikadaki sürgünler, Balkan sürgünü..) öğrenmeyen bir kimseye bu sahneler acı, anlamsız ve dayanılmaz görünür. Hâlbuki en yakın geçmişte ABD, Rusya, Fransa Afganistan’da, Libya’da, Suriye’de, Afrika'da, Irak’ta milyonlarca insanı ya sürdüler ya öldürdüler.

NİÇİN HEP MÜSLÜMANLAR YENİLİYOR?

Konunun ana mihverinin dışında olan bu soruya birkaç cümle ile cevap verip ana konuya döneceğim:

1-Eğer bu soru doğru olsaydı İslam Arabistan’da kalırdı. Hâlbuki bu gün İslam dünyanın her yerinde ve İslam, dünyada en çok müntesibi olan ikinci din.

2. Bu Dünyayı, bu Evreni ve onların içindekilerini, ezeli ve ebedi kısaca her şeyi yaratan ve her şeyin sahibi olan Allah, Sünnetullah dediğimiz kanunlar koymuş. Bu kanunlara göre Allah, Rahman sıfatının bir gereği olarak bu dünyada çalışan herkese çalıştığının karşılığını (din, ırk, cins, bölge ayırımı yapmaksızın) verir/vermiş. Galipler çok çalışıp bilimde, ekonomide, askeri alanda başarılı olanlardır. Daha önceki asırlarda da (Emevi, Abbasi, Selçuklu, Gazneli, Osmanlı dönemlerinde de) Müslümanlar dünyada söz sahibi idiler. Onlardan önce de pagan Romalılar, putperest milletler(Cengiz, İskender) dünyaya hâkim olmuşlardı.

İSRAİL’İN VAHŞETLERİ ATEİZMİ KÖRÜKLÜYOR MU?

Şimdi asıl meseleye gelelim. Bu gün yukardaki bilgilerden mahrum bir kişi Gazze de yaşananları gördüğünde ne düşünür? Televizyondaki vahşete bakarken duyduğu kelimeler neler: “Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar, Kuran, Tevrat, İncil, Cihad, On Emir, Musevi, Arz-ı Mevud, Kudüs, Hz Musa, Hz. Davud, Hz Süleyman, Hz isa, Hz Muhammed, Hz Ömer, Papa Sophronius, Kilise, Cami, Sinagog… Bu kelimelerin hepsi din ile ilgili kelimelerdir. Bombalarla parçalanan bedenleri, yıkılan evleri gören, yükselen ağıtları duyan tarih bilgisinden yoksun bir akıl, onun etkisindeki bir gönül ne düşünür, ne hisseder? Kan, kavga, savaş, kargaşa, acımasızlık ve yukarıdaki kelimeler. Bu kelimeleri sıkça duyan, vahşi manzaraları gören bir genç nasıl bir duyguya kapılır? Muhtemelen o genç şöyle düşünür: “hani dinler insanlara bu dünyada ve ebedi âlemde barış, huzur, sükûn getireceklerdi? Zulme, adaletsizliğe son vereceklerdi? Oysa tam tersini görüyorum ben; Dinler ile savaş, dinler ile kargaşa, dinler ile ölüm hep yan yana. Öyle ise dinleri hayattan çıkarmak gerek ”

EN BÜYÜK SAVAŞLAR DİN SAVAŞLARI MI?

Bu çıkarım tarihte de yapılmış, bazı düşünürler, bazı fikir adamları yaşanan din ve mezhep savaşlarını göz önüne alarak milletlerin/devletlerin dinden uzak durmasını savunmuşlardır. Hâlbuki acı gerçekler bu tezi çürütmekte. Mesela Pagan devletlere bakın! (Örnek Romanın ilk devirleri) Onlar da savaştan ve zulümden ari değiller. Bu tezi çürüten önemli iki misal yazayım:

1- Bu teze kalpten inanan ve savunan insanların kurdukları devletlerin vahşetleri: Mao’nun Çin’de, Komünistlerin (Lenin, Stalin…) Rusya’da, Polpot’un Kamboçya’da öldürdükleri, sürgün ettikleri insan sayılarına bir bakın. (Rusya’da, Çin’de sürgün edilen ve öldürülenlerin önemli bir bölümü Müslümanlar ve Türklerdir.)

2- Dünyada şimdiye kadar yapılmış en büyük iki savaş I. ve II. Dünya savaşlarıdır. (bu savaşlarda takriben 60 milyona yakın insan ölmüş) Bu savaşların sebebleri dinler midir, çıkarlar mıdır? Bu savaşları dinler mi çıkardı yoksa Faşizm, Kominizim, liberalizm gibi dinsiz ideolojiler mi? Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Sonuç: Kavgalar/ savaşlar, insanların/devletlerin ayrılmaz bir parçasıdır.

Tevrat, " Öldürmeyeceksin"

İncil,” sağ yanağına kim vurursa, ona ötekini de çevir.”

“İslam kelimesi barış esenlik ve güvenlik anlamına geldiği gibi onun Peygamberi Hz. Muhammed kurduğu devletin başında 10 yıl durmuş, tüm Arabistan’ı fethetmiş, bu büyük yarımadayı fethederken yaptığı savaşlarda ölen insan sayısı o kadar azki. ( Hz. Peygamber döneminde tüm savaşlarda ölen kimselerin sayısı sadece 251’dir. Bunun 139’u Müslüman, 112’si de Müşriktir. https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuilah/issue/4171/55049) Böyle olduğu halde niçin dinler ile savaşlar hep yan yana anılır? Çünkü; devletler, toplumlar, kişiler ekonomik siyasi ailevi ve kavimsel çıkarlarını elde etmek için dini bir kalkan olarak kullanmışlardır. Bir de son yüzyılda din karşıtlarının güçlü bir propaganda gücüne sahip olmalarıdır.

Tüm bu yazdıklarımdan sonra derim ki tarihe dikkatlice bakan, onu tarafsız bir gözle okuyan kişi şunu görür: İnsanlık tarihinde en adaletli en huzurlu dönemler (diğerlerine nispeten) Müslümanların, Türklerin bir numarada oldukları dönemlerdir. Bunun sebebi İslam’ın kurallarının Allah tarafından konulmuş ve fıtrata uygun olmasıdır. Ve son cümle ; “din ile kan, savaş ile din aslında birbirilerinden en uzak kelimelerdir.