Salgın, Eğitim ve Liderlik

2020 yılının özellikle ülkemiz için enteresan başladığını hemen hepimiz kabul ediyoruzdur, fakat bu derece yokuş aşağı gideceğini eminim kimse hayal bile etmemiştir. Gerçekten ülkemiz ve dünya halkları gerçek bir teste maruz kalıyor şu anda. Bazı ülke halkları (Suriye-Filistin gibi) tek başına zor şartlara maruz kaldıklarında kimse bu kadar panik olmuyordu ama şimdi kendisine dokununca zorluk neymiş farkına vardık. Bu salgın bizlere bir gerçeği daha gösterdi ki, kriz yönetimi konusunda birçok ülke tecrübesizmiş. Ülkemiz açısından değerlendirecek olursak Eğitim, Sağlık ve Ticaret bakanlıklarında piyasadan gelme yöneticilerin bu dönemde bizimle olması bizi daha az zararla kurtaracaktır diye ümit ediyorum. Gerçekten piyasa tecrübesi olan, iş dünyasında her gün ayrı bir kriz ile karşılaşıp, kriz yönetimi konusunda tecrübeli olan bakanlarımız (liderlerimiz) sayesinde inşallah hem sağlık hem de ekonomi konusunda diğer ülkelere kıyasla daha ufak zararla atlatacağız bu krizi. Peki eğitim cephesinde durum ne? Bir akademisyen olarak atılan adımları buradan değerlendirmek isterim.

Öncelikle K12 eğitimi konusunda 4. Sınıfa giden oğlumuzdan dolayı şunu söyleyebilirim ki, EBA güzel bir sistem ve eğitimleri TV ortamına taşımaları ise internet imkânı olmayan öğrencilerimiz için güzel bir fırsat oldu. Okullara zamanında tatil vermeleri ve çok hızlı bir şekilde öğrencileri izole etmeleri güzel bir gelişme. K12 eğitiminde isterdim ki MEB’in daha güçlü bir teknolojik alt yapısı olsun ve imkânı olan öğrenciler öğretmenleriyle online olarak her gün buluşsun ve hem fiziksel sosyalliği kaybolan öğrencileri sanal olarak sosyal tutsun hem de eğitimlerine devam etsinler. Fakat maalesef bu şimdilik mümkün görünmüyor ama bazı öğretmenlerimiz whatsapp ya da diğer sosyal medya platformları üzerinden öğrencilere mümkün oldukça yardımcı olmaya çalışıyorlar.

Üniversite eğitiminde durum biraz daha karışık bence. Sanırım 23 Mart online eğitime başlamak için biraz erken bir karar oldu. Birçok üniversite, hatta YÖK, tam manasıyla online eğitimi nasıl verecekleri konusunda net değildi. Bazı üniversitelerin bu başlama tarihini 30 Mart’a çektiğini biliyorum. Zoom dünyada online eğitimler için en çok kullanılan platform fakat ücretsiz versiyonunda birçok sınırlamaları var. YÖK Maliye Bakanlığı ile çalışıp ya da Zoom ile anlaşıp, bu platformu kullanmak isteyen üniversitelere uygun fiyattan birçok özelliğe sahip ücretli versiyonunu aldırabilir, hala geç kalınmış değil.

Yüksek öğretim için ikinci öğretimler ayrı bir çelişki haline geldi. Bence ikinci öğretim öğrencilerini gece saatlerinde online eğitime zorlamak, sanırım online eğitimin ve ayrıca ikinci öğretimin doğasına aykırı bir durum olsa gerek. İkinci öğretim özellikle eğitimini çalışarak kazananlar için oluşturulmuş bir program iken, online eğitim insanların müsait olduklarında, kolayca eğitime erişebilsinler diye oluşturulmuşken, ikinci öğretim derslerini gece vermek çok mantıklı gelmiyor maalesef. Zira ikinci öğretim öğrencileri şu anda gündüz çalışmıyor ve gündüz de evde başka meşgaleleri yokken ikinci öğretimi birinci öğretim ile birleştirmek mantıklı olacaktır. Bu konuda YÖK henüz geç kalmış değil hala düzenleme yapılabilir.

Peki hocam liderlik konusunda ne diyorsun diye soracak olursanız, üst yönetimde liderlik bence vizyoner fakat alt kısımlara indikçe takım çalışmasının eksikliğinden, kriz yönetimi becerilerinin eksikliğinden ve stratejik insan kaynağının eksikliğinden kaynaklanan sebeplerden dolayı sanki biraz vizyoner yönetime tam ayak uydurulamıyor gibi. Her alt kademede stratejik liderliğe, vizyoner başkanlara, güçlü ekip çalışmalarına ve detaylı bir şekilde düşünülmüş yol haritalarına ihtiyaç var. Liderler ekip arkadaşlarının gücü kadar güçlüdür ve bizim liderlerimize bu zor dönemlerde zorluk değil kolaylıklar sağlamalı ve üstümüze düşen görevleri olabildiğinden daha iyi bir şekilde tamamlamalıyız.

Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

Selamlar

Dr. Ömer Yazıcı

www.dryazici.com