Ahmet TÜRKAN
REFERANDUMDA NEYİ OYLAYACAĞIZ
Mecliste anayasa çalışmaları yapılırken, Cumhuriyet rejimine nefes aldıracak, koalisyonlardan uzak, seçilenlerin partizanlıklardan uzak millet için çalışabileceği, muhalefet zihniyetinin tarihe karışıp vatan için çalışan vekiller seçeceğimizi düşünmüştüm.
Niyet bu idi!
AKP ve MHP bu konuda ortak akıl yürütüp 18 maddeyi kabul ettiler. CHP ve HDP ise her zamanki muhaliflikleri ile karşı tarafta yer aldılar… diye düşünüyordum.
Meğer se öyle değilmiş.
Bir tarihin akışını değiştirecek şeyler yapılmaya çalışılıyormuş.
İçerdeki muhalefetle değil asıl kökleri dışarıda olan din düşmanları ile yarışacakmışız da haberimiz yokmuş.
Bu gün Avrupa’nın ve dahi Amerika’nın ayağına bastık, nasırlarını ezdik gibi bas bas bağırıyorlar.
Köhnemiş zihniyetleri ile saldırıyorlar. Demokraside çok ileri olduklarından dem vurmaları kendileri içinmiş. Bizim için değil.
Hollanda’da eşcinsel evlilik, 1 Nisan 2001'de yasalaştırıldı, ve böylece eşcinsel evliliği yasallaştıran dünyanın ilk ülkesi oldu.[1] Devamını yazmak istemiyorum. Merak edenler linkten okuyabilir.
Bunların karakteri bozuldu. Wilders aşırı sağcı İslam düşmanı bir siyaset adamıdır. Seçimlere 3 gün kaldı ve son kozunu oynuyor. Sanki ellerinde bir hak din varmış gibi İslam düşmanlığı yapıyor. Batıl Hristiyanlıkta bile olmayan adiliklere imza atıp İslam düşmanlığı yapmaları bozuk zihniyetlerinde ne kadar aşırı olduklarını anlamamız için kafidir.
Kendi memleketinde dini zulme uğrayan, mağdur edilen toplum yerine dininin gereklerini tesettürü ile, kurumları ile, namazını kılan Cumhurbaşkanları, Başbakanları, Genel Kurmay Başkanları olunca adamların akılları başlarından gitti.
Bir de kendi kendimize parlamenter sistemden Başkanlık sistemine geçmeye kalkıp, demokrasi dersi veren ülke konumuna geçmemizi hazmedememeleri çok normal.
Aşağıdaki anekdot bizlerin ne ile karşı karşıya olduğumuzu anlamamız açısından çok önemlidir.
ALMAN PROF. NAUMARK'IN İTİRAFLARI
"İstanbul Üniversitesi'nde öğretim üyesi Alman asıllı Prof. Naumark ile bir kısım öğrencisi Boğaziçi'nde geziye çıkarlar. Öğrencilerden biri Prof. Naumark'a şu soruyu sorar: - Avrupa bizi neden sevmez Hocam ? Prof. Naumark şu yanıtı verir: - Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir, Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir.
Sebeplerine gelince:
1. Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama faraza laik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.
2.Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3. Avrupa'nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız.
4. En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6. Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar giyiminizden yaşantınıza kadar sonra kendi içinizde sizi bölmeye başladılar A,B,C,D...gibi.
7. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi, Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet'i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi.
8. Kilise size kin kusmaktadır. Ve sebepleri yukarıdadır.
9. Ben Türkiye'ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı, şimdi 19 üniversite var. (O tarihte öyle idi şimdi ise çok daha fazla.) Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı tarihinize bakın her medresede bilim eğitimi vardı ilk denizaltını Osmanlı'nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuzdur belki de ama Avrupa bunu biliyor.
10. Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama sizde bunun olması bu şartlarda çok zor.
11. Yine sizler, Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız."
Bu gün biz her ne kadar AB’ye girmekte inat etsek te onlar bizi almamakta ondan daha ısrarcılar. Her ne yaparsak yapalım, bizde İslam ruhu devam ettikçe bu durum değişmez.
Biz İslam’dan vaz geçemeyeceğimize göre AB’den vaz geçmek durumundayız.
Ticaret devam eder. Komşuluk devam eder. Kimse kimseyi rencide etmez. O başka şey.
Amma bizim her hal-u karda kendimize gelerek rotamızı doğru tayin edip, hızla ilerlemeye devam etmemiz gerekmektedir. Yoksa insanlık sınırlarını çoktan ihlal etmiş, şeytanın maskarası olmuş süfli Avrupa bizi kurtarmaz. Kurtarmak ne kelime batırmak için ellerinden ne geliyorsa onu yaparlar.
Danimarka ile yaşanan karikatür krizi rast gele çıkmadı.
Avrupa’da İslam’ın hızla yayılmasını önlemek için planlı programlı bir saldırı idi. Hatırlayanlar muhakkak vardır.
Karikatür krizi çıkmadan birkaç hafta evvel Danimarka Meclisi İslam dini 2. Din olarak kabul edilip edilmeyeceğini oylayacaktı. Karikatür krizi ile rafa kaldırıldı.
Sizce bunların anlamı yok mu?
Eğer Referandum Avrupa’yı bu kadar ilgilendiriyorsa, Türkiye için çok ciddi bir iyileştirmenin önünü açacağı içindir. Yoksa sıradan bir referandum için bu kadar ayağa kalkmazlardı.
Peki; biz referandumda neyi oylayacağız.
Tüm olanlara bakılınca geleceğimizi oylayacağımız aşikardır.
O zaman EVET demek boynumuzun borcudur.
AHMET TÜRKAN - HABERNAME
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.