Recep KOÇAK
Pehlivanlar Konuşuyor
Sert geçen bir kampanya sonrasında 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumun sonuçları değerlendirilirken siyasiler ilginç yaklaşımlar sergiledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sonuçları görür görmez “erken seçim” talep etmesi, “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış” sözünü hatırlattı.
“Hayır”cı grubun sözcüleri “tehlikeli” ve “karanlık” bir dönemin başladığını iddia ederek, son yıllarda yapılan bütün yerel ve genel seçimlerin –neredeyse- tamamını kaybeden kendi yakın çevrelerinin gerilimini biraz daha artırdılar.
Bazı yorumcular, ağır “yenilgi” yaşadığını düşünen ve “Yüzde 42’lik hayır oyları da azımsanmamalı!” diyen çevreleri işaret ederek, “Onlara iyi davranmak, anlamaya çalışmak lazım. Zira moralleri çok bozuk” mealinde beyanlarda bulundular. Bu açıklamalar, bir gsm kuruluşunun, “Onlara fazla yüklenmeyin, zaten yükleri çok ağır” sloganlı kampanyasını çağrıştırdı.
…
Baykal, oyunu kullanacağı Ayten-Şaban Diri İlköğretim Okulu'na eşi Olcay Baykal birlikte geldi. Baykal, oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, siyasi tarihinin en önemli kararlarından birini vereceğini belirterek, referandum sonucunun ülkenin geleceğini etkileyeceğini söyledi.
Referandumda iyi bir sonuç çıkmasını dileyen Baykal, “Bu ülke bütün bunalım dönemlerinde mucizevî denilebilecek büyük kararlar almıştır. Herkesi şaşırtmıştır. Milletimiz çok sevindirici ufuklar açmayı bilmiştir. Diliyorum, umut ediyorum, milletimiz hepimizin iftihar edebileceği bir tercih yapar. Bunalımlı bir dönemin daha da derinleşmemesini diliyorum” dedi.
Baykal, milletimizin “sevindirici ufuklar açmada” ne kadar mahir olduğunu bir kez daha görmüş oldu.
…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada referandum sonuçlarının herkes tarafından saygıyla karşılaması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, 12 Eylül 2010 günü ilk sonuçları gördükten sonra yaptığı “ağır” değerlendirmede şu görüşleri savunuyordu: “Başbakan Erdoğan ve AKP'nin bölücülük ve yolsuzluk siciline uygun yandaş yargı yaratma gizli amaçlarına hizmet edecek Anayasa değişikliklerinin Türk milleti tarafından kabul edilmesiyle Türkiye için hayati risk ve tehlikelerle dolu karanlık bir döneme girilmiştir.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün (21 Eylül 2010) düzenlediği basın toplantısında da gazetecilerin sorularını cevapladı. Bahçeli referanduma dair yaptığı değerlendirmede, “Basın mensupları geçici sonuçlar henüz belirgin hale gelmeden bir değerli gazetecinin, 3 Eylül işaretini, işaret fişeği kabul ederek, özellikle referandum akşamı, o saatte MHP’yi masaya yatırıp böyle paramparça edebilecek bir anlayış zannediyorum MHP’nin oy oranı üzerindeki tartışmadan ziyade, MHP’ye bakışı bir kez daha gözden geçirmemizde ve bu kişilerin hangi amaca yönelik değerlendirmelerde bulunduğunu düşünmekte yarar var “ dedi.
Bahçeli, gazetecilerin sorularına cevap verirken, “Sayın Başbakan 12 Eylül’den sonra uçmaya başlamıştır. Yakalamak çok zordur” dedi ve şöyle devam etti: “Bunu çok daha iyi göreceğiz. İlk cümlesi başkanlık sistemiyle başlanmıştır. Nabız yokluyorlar. Geçmiş dönemlerle bu böyle oluyor. AKP bir gerilim stratejisi uyguluyor. Bir konu ortaya atıyor. Ondan sonra bir kahve içimdeki dinlenme gibi siyasi ortamı dinliyor. Bu sürede halkı ikna edebilme kararını aldıktan sonra ya ileri gidiyor ya da geri gidiyor. MHP’nin bir gün millet iradesinden sağladığı destekle, ülke yönetiminde bir sorumluluk aldığı vakit, toplu iğne ucu kadar bir hesap sorma sürecinin başlayacağı korkusunu da taşıyor.”
…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu referandum sonuçlarını değerlendirirken sözlerine, ''Yurttaşlarımızın ortaya koyduğu iradeyi saygıyla karşılıyor, bu referandum sürecinden çıkarılacak derslerin Türkiye'de demokrasinin gelişimi açısından yararlı olmasını diliyorum'' temennisi ile başladı.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü, ''Sonuca baktığımızda görüyoruz ki bu anayasa değişiklikleriyle AKP iktidarı tamamen kendisine bağlı yargı mekanizması kurma yolunda çok önemli bir adım atmış olmaktadır. CHP olarak AKP'nin yargı üzerindeki baskısını artırmaya yönelik tüm adımlarının karşısına dikilmeye ve bu konuda yurttaşlarımızı uyarmaya bundan sonra da aynı sorumluluk ve kararlılıkla devam edeceğiz.
Miting meydanlarında neredeyse her gün birbirinden farklı konulara temas eden ama hiçbir konuyu adama akıllı gündemde tutmayı beceremeyen Kılıçdaroğlu referandum sonuçları üzerine yapılan en renkli yaklaşımlardan birini ortaya şöyle ortaya koyuyordu:
“Bugün ortaya çıkan sonuç, referandumun demokrasiyi zayıflatan iki kutuplu bir siyasete hizmet ettiğini ortaya koymuştur. Kutuplaşmaya dayalı bu gergin siyasi ortamdan çıkmadan sağlıklı bir demokrasiye kavuşmamız mümkün değildir. Referandumda oy kullanan yurttaşlarımızın yüzde 42'si bu anayasa paketine hayır oyu vermiş, seçmenlerin yüzde 23'ü de oylamaya katılmamıştır. Bu azımsanacak bir oran değildir.''
…
Bekir Coşkun ile Habertürk arasındaki pamuk ipliğine bağlı bağlar koptu.
Fatih Altaylı Bekir Coşkun'a işine son verdiklerini resmen iletmiş.
Bekir Coşkun’un gazetesinden uzaklaştırılması, referandumun sonuçlarından birisi olarak gösterildi. Kılıçdaroğlu Almanya temaslarında Coşkun’a sahip çıkarak hükümeti suçladı.
Kovulmasıyla ilgili ilk kez konuşan Bekir Coşkun, kendisini hükümetin işten attırdığını iddia ederek "ilk bertaraf olan ben oldum" demiş.
Bekir Coşkun, can acısıyla şu “tarihi” açıklamayı yapma gereği duymuş:
"Altaylı, beni arayarak işime son verildiğini tebliğ etti. Altaylı, editörler ve Habertürk'ün sahibinin işime son verilmemesi konusunda son derece çaba sarf ettiğini biliyorum. Ancak, baskı çok yoğundu yapılacak bir şey yok. İlk bertaraf olan ben oldum. Bir ormanda yangın çıkarsa, o ormanda hiçbir canlı kalmaz, bütün canlılar yanar. Türkiye'de de bir orman yangını var. Bunu hep söyledim. Bu yangın devam ediyor, bu gidişle de ormandaki yangın gibi herkesi yakacak."
“Yenilen pehlivan güreşe doymazmış” diyen ecdat bir kez daha isabet buyurmuş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.