A. Serdar ÖZTÜRK

A. Serdar ÖZTÜRK

OPERASYONEL CEMAAT

   El bebek gül bebek bir gündemimiz var uzun zamandır. Cemaat ve hükümet arasındaki mücadele bu. Bir süredir beklenen oldu ve malum gerilimde cemaat tarafından bir hamle bekleniyor derken o hamle geldi. Hükümete operasyonun tam zamanıydı çünkü. Vakti de saati de bu olmalıydı. Milletin seçtiği iktidara savaş açmış, millet iradesine karşı çıkmış ve gönüllerde kirlenmiş bir cemaatle karşı karşıyaydık. Olması gereken eğitim politikalarının aksine ‘’Sen dershanemi kapatamazsın’’ demekteydi paralel abiler. Paralel devletlerini ifşa etmektelerdi kısacası. Hiçbir vasfa, niteliğe ve temsiliyete sahip olmayanların despotluğuydu bu.

   Dershane tartışmalarındaki aymazca manşet ve saldırıların akabinde illaki karşı tarafı da kirletmeye yönelik aslı astarı olmayacak dahi olsa bir operasyon yapılmalıydı. Çünkü o taraf ta kendi cenahları gibi kirlenmeliydi.

   Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu diye adlandırılan bir operasyon yapıldı. (Yolsuzluk ve rüşvet gibi kirli suçlara kim bulaştıysa cezasını çekmeli ancak bu son operasyonun ne amaçla yapıldığını da görmezden gelemeyiz) Bu operasyonla göz altına alınan şahıslar arasında Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ve İran’a taşıdığı milyonlarca dolarlık altınlarla sık sık gündeme gelen Reza Zarab da vardı. Türkiye bu oluşum vasıtasıyla İran’a uygulanan ambargoya rağmen; İran’a para aktarılmasını sağlıyordu. Petrol paralarının İran’a altın olarak yollanması; Halk Bankası’nı ABD ve İsrail gibi uluslararası ayağı da olan bir operasyona gebe bırakmıştı. Evet bu operasyon derin ABD ve İsrail’in de ekmeğine yağ sürmüştü.

   Böyle bir operasyonu yapan yapıdan bahsetmenin de faydalı olacağı kanaatindeyim, hem hangi yapıdan bahsediyoruz bunu biraz daha açmakta fayda var.

*Mavi Marmara gemisinde İsrail tarafından öldürülen 9 kadirşinas vatandaşımız için otoriteden izin alsalardı diyen bir yapıdan

*MİT’in tepe ismini yani terörist devlet İsrail’in sevmediği adamı Hakan Fidan’ı yargılayıp dolaylı yollardan TC başbakanını yargılatmaya vardıracak bir yapıdan

 *Gezi eylemlerinde eylemleri ve dolaylı yoldan da uluslararası bir yıkım projesini destekleyen bir yapıdan

* Eylem sonrası TC başbakanını diktatör, otoriter, despot diye nitelendiren bir yapıdan

    Gelgelelim bu yapılanmadan milletçe beklediklerimize;

   Bu yapının hangi istihbarat örgütleri tarafından güdümlenerek faaliyet gösterdiğini, hangi yollara tevessül ederek vergi kaçırdığını, sızma elemanlarıyla ne tür, ne boyutta ve kim adına operasyonlar yaptığını, stratejik kurumlara çöreklenerek ne vasıfla kadrolaştığını, merkezi sınavlara nasıl müdahale ettiğini ve kopya skandallarında nasıl rol aldığını, bağışçılardan burs diye alınan paraların hangi amaçla öğrencilerden tekrar hizmet diye nitelenen yapıya geçirildiğini; yahut bu soruların aksini kanıtlamalarını ve millet nezdinde aklanmalarını, içlerinde bu suçlara tevessül edenler varsa ki bünyelerinden safralarını atmalarını beklemekteyiz.

    Hiç şüphe yok ki yapılması gereken bu yapılanma içindeki kirli isimlerin temizlenmesidir. Anadolu’dan uzak coğrafyalara gönderilen temiz insanlarla Roma’da, Paris’te objektiflere poz veren sözüm ona hizmet erlerinin ayıklanması ve Anadolu’dan çıkan yiğitlerin lokomotif olduğu bir bünye tesisi elzemdir.

   Son söz olarak:  ‘’Sorumluluk ve temsiliyetleri olmayanların devletçilik oyunları oynamadığı bir Türkiye temennisiyle’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum