Muammer YALÇIN
Ömür üç gündür: dün, bugün ve yarın.
Ömür üç gündür: dün, bugün ve yarın.
Dün…
Dün geçmiştir, artık senin değildir. O, sadece anılarının zamanıdır. Ve orada sadece anılarının kahramanları senin hatırlayabildiğin kadar yaşar.
Yarın…
Yarın diye bir şey yok aslında. Zira hiç kimseye yarın vaat edilmemiştir. Yarının peşinde koşmak, eskilerin tabiriyle tul-ı emel sahibi olmaktır. Tul-ı emel, insanın dünya hayatında ebedi yaşayacakmış gibi plan ve program içinde olmaktır. Bu, bir tür dünya sevgisidir, dünya ise bir gölge. Onu kovalarsan kaçar, ondan kaçarsan peşinden gelir. Peşinden gelmeye mahkûm olanı kovalamak akıl karı mıdır? Dünde yaşamaya kalkışmak da yarının hayalini kurmak da beyhude, zira ikisi de senin değildir. Oysa bugünü Allah sana bir armağan olarak lütfetmiştir. Onu değerlendirmek, yaratılış gayesine uygun geçirmek en akıllıca iş…
Anı yaşamak…
Verdiğin nefes de alacağın da senin değil, öyleyse almakta olduğun nefesin kıymetini bil, demektir anı yaşamak.
Bir nefeslik ömürde nefsin ve onun kadim dostu, tecrübeli hocası şeytanın peşinde koşarak kibirlenmek de ne!
Dostları kırmak, “üf” bile denmesi yasaklanan anayı babayı üzmek, eşleri ve çocukları perişan etmek…
Yarının pişmanlıklarını yaşamak ve yaşanmasına sebep olmak…
“Kalp bir şişedir, kırılmaya gelmez; kırıldı mı bir kere artık düzelmez.”
***
Bir nefeslik ömürde başkalarının ömrünü çalanlar var bir de.
Yani ömür hırsızları…
Ömür…
Ömür, doğumla ölüm arası hayat, diri olmak…
Ömür, ruhun bedenle birlikte olduğu zaman dilimi…
Ömür, kader kitabında yazılanların sahnelenme süresi, kazalar zinciri…
Ömür, alın yazısı saati…
Hırsız…
Hırsız, hakkı olmayanı alandır.
Hırsız, hayırsızdır.
Hırsız, kaderde olana rıza gösterme erdemine sahip olmayandır.
Hırsız, tanrının taksimatını kabul etmeyip yeniden taksimata kalkışan bedbahttır.
Hırsız, rızkını haram edendir.
Ömür hırsızları…
Ömür hırsızı, başkalarının ömrünü çalandır…
Ömür hırsızı, başkalarının kaderini yaşamasına bile tahammül edemeyendir.
Ömür hırsızları, kendilerini roman yazarı ile karıştırır. İyi de romancı, varsayılan kahramanların kaderini yazar. Her bir kahramanına bir ömür biçer, ama onlar varsayım kahramanlarıdır. Oysa ömür hırsızları var olanı ve Allah’ın tayin ettiği kaderi beğenmez…
Zavallılar…
Zavallı Donkişotlar…
Zavallı zaman hırsızları…
Zavallı hazımsızlar…
Zavallı hesabı ve hesap gününü bilmeyenler…
****
Hiç kimse dünyayı kurtarmak üzere yaratılmamıştır; fakat herkes kendini dünyanın fitnesinden, fesadından, cümle kötülüklerinden korumak, ne yapıp edip Müslüman olarak ölmek zorundadır.
Kendilerine böyle bir rol biçenler, hasta değilse eğer dünyanın ve içindekilerin değersiz olduğunu bilmeyecek kadar cahildir, ve’s-selam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.