Ahmet GÜRBÜZ
Mafya, Kamu Diplomasisi ve Denizaşırı Dolandırıcılık
Mafya, Kamu Diplomasisi ve Denizaşırı Dolandırıcılık
Ben aslında siyasi konularda yazmayı pek sevmiyorum. Hele hele mafyavari ilişkiler içeren, bir ucu uluslararası hukuka, bir ucu kamu diplomasisine, bir ucu denizaşırı dolandırıcılıklara çıkan konulara girmeyi hiç istemem. Bu konular daha çok kıymetli dostum Ömür Çelikdönmez’in ihtisas alanı.
Ancak Dün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in Osman Kavala kararı, bugün de Avusturya Adalet Bakanlığının Sezgin Baran Korkmaz kararının üst üste gelmesi bana hiç de masum bir tesadüf gibi gelmedi. Bir taraftan Peker’in fetö müktesebatı ile yargı ve emniyet kurumlarını hedefe koyması, diğer yandan bu iki kararın; Türkiye’nin içerde ve dışarıdaki itibarına dönük hamleler olduğunu düşünüyorum.
Zira Türkiye, Covid19’da yakalamış olduğu başarı ve aşı ile,akabinde Ukrayna krizinde barış için sarf ettiği efor, enerji ve gıda krizinde üstlenmiş olduğu kilit rol ile tüm dünyanın takdirlerini üzerine toplamış durumda.
AİHM’nin, Türkiye aleyhinde faaliyetlerde her ağacın arkasından baş gösteren, her taşın altından çıkan, sorosbeslemesi Osman Kavala üzerinden ülkemizi insan hakları ihlali ile ilzam edici kararını, Avrupa’nın göbeğinde, Avrupa kurumlarının gözleri önünde, barış gücü askerlerinin “göz yummasıyla” işlenen yüzyılın soykırımıSrebrenitsa katliamının yıl dönümünde açıklaması, hem insan hakları ile hem de milletimizin konuyla ilgili hassasiyetiyle dalga geçmektir.
Aynı şekilde kara para aklamak, dolandırıcılık gibi suçlardankırmızı bültenle aranan Baran Korkmaz hakkında Avusturya’nın Wels Mahkemesinin, Ağustos 2021’deTürkiye’ye iadeye karar vermiş olmasına rağmen, daha sonra Mart 2022'de ABD'nin de aynı talebini haklı bulması veAvusturya Adalet Bakanlığının suçluyu 'öncelikle' ABD'ye iadeye karar vermiş olması, hukuku ve diplomasiyi hiçe saydıklarının göstergesidir. Avrupa’nın abisi sayılacak Avusturya’nın, iki çaylak elinde ne durumlara düştüğünü görüyorsunuz değil mi?
Daha da vahimi Korkmaz’ın ABD’ye teslimi için seçilen tarih: 15 Temmuz Cuma. 15 Temmuz her zaman Cumaya denk gelmez. Bir de 2016 yılında Cumaya denk gelmişti, ne garip tesadüf değil mi? Bu tarihin rastgele seçilmediğini biraz sonra göreceksiniz.
Peki, Baran Korkmaz ne alaka?
Aslında o da Anadolu’nun en ücra köşesinden çıkıp, ayakkabı boyacılığından milyarderler ligine yükselmiş, sıradan bir iş adamı idi, ta ki Sedat Peker’in yurt dışına kaçıp, hükümet aleyhine videolar çekip, paylaşmaya başlamasına kadar. Gerisihepinizin malumu.
Biyografi bilgilerine ve kulis dedikodularına boğacak değilim sizi. Korkmaz bir taraftan bakınca sıfırdan zirveyi görmüş, makus talihini yenmiş, hayırsever, girişimci, yeşilçama konu olacak bir başarı hikayesi. Diğer taraftan bakınca hükümetin beslemesi, fırsatçı, modern tefeci, uluslararası dolandırıcı ve kara para babası. Ben ne mi düşünüyorum? Peşin peşinsöyleyeyim fikrimi; çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.
İsminin baş harfleriyle müsemma SBK holding ve aynı adlı vakfın başkanı. Biyografisinde eğitimiyle ilgili pek bilgi yok ama Relief International ve EastWest Institue yönetim kurulu üyesi. Her ikisinin de Türkiye temsilcisi.
Relief; ‘kırılgan ortamlarda uzman’ olarak konumlandırıyor kendilerini. Hareket tarzlarıyla ilgili; “Bugün, hayatta kalmanın eşiğinde yaşayan milyonlarca insana hayat kurtaran yardımı ulaştırmak için çalışacağız. Yarın, kriz azaldığında, iş fırsatlarını yeniden tesis etmek, kritik altyapıyı inşa etmek ve eğitim programları geliştirmek için topluluk üyeleriyle birlikte çalışacağız. Ve ondan sonraki gün bir sonraki bölüme hazır olacağız. Kırılgan ortamlar da her gün yeni fırsatlar ve yeni zorluklar getirir.”
EastWest Institute kısaca EWI ise; 40 yıllık geçmişe ve küresel bir ağa sahip, “dünya çapında güven inşa etmeye ve çatışmaları önlemeye kendini adamış, bu konuda çalışan etkili paydaşlardan oluşan” Think Tank kuruluşudur. EWI, arka kanal diplomasisi konusunda mahir; önemli siyasi, ekonomik ve güvenlik sorunlarına odaklanmış, dünyanın önemli merkezlerinde ofisleri bulunan bir örgüt. Relief ve EWI’ninkapsam ve amaçlarının ne kadar birbirini tamamladığı ve birbirleriyle örtüştüğü ortada.
Korkmaz kendinden daha yetenekli ve mektepli bir adamla tanıştıktan sonra kıtalararası şöhrete ulaşıyor: Kamil Ekim Alptekin. Konuya şuradan girelim. Hani Peker’in öve öve bitiremediği Yozdil abisi bir ara; ‘Kimlere TV kurdular?’ diye bir laf etmiş, bunun üzerine U. Dündar da ‘Cenazeme bile gelmesin.’ demişti de, aradan 24 saat geçmeden: ‘Yılmaz kardeşimdir.’ dedirtmişlerdi hani, hatırladınız mı? İşte o gezici TV’nin asıl patronu. Yazı yazmadığı gazete ve çalışmadığı televizyon kalmayan Taşbaş’lı bir gazeteci var ya, onun da eski eşi. 12 Eylülde Hollanda’ya kaçan, vasiyeti üzere oraya defnedilen, işçi partili bir babanın hukukçu oğlu. Önce Hollanda Meclisi, akabinde ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi ve son olarak da Fransız İnterpolü, kamu tecrübesi olarak cv’sine yetiyor.
Bizim mahalleye uğramamış mı, uğramasaydı hatırım kalırdıvallahi. Bakara makara diyen barmenin arkadaşı.
Ama adamı bizim satırlarımıza misafir eden bambaşka bir konu. Obama’nın savunma istihbarat başkanlığı yapan Michael Flynn, bizim Ekim’in iş ortağı. Flyn, 15 Temmuz gecesi Erdoğan’ın gitmesi gerektiği temennisini dile getirmişti. Daha sonra da bir yazısında ‘artık Gülenin gönderilme zamanı geldi.’ demişti. İddia o ki, Flynn ve Ekim F. Gülen’in Türkiye’ye kaçırılması konusunda planlar yapmışlar ve bu da Amerikan medyasına sızmış. Şimdi her ikisi de ABD yargısı tarafından, bu konuyla ilgili komplo kurmakla suçlanıyor. Ekim’in diğer ortağı Korkmaz da dolandırıcılık ve kara para aklamadan yargılanacak.
Görünüşe bakılırsa Türkiye’nin kader seçimi olan 2023 başkanlık seçimi konusunda, batılı dostlarımız çoktan paçaları çemremiş kolları sıvamış durumdalar. Ekonomik rüzgar ve global krizleri de arkalarına alarak, okyanus ötesinden dostlarıyla beraber yelkenler açılmış çoktan.
Yazıda geçen isimleri tekrar hatırlayalım: Sezgin Baran Korkmaz, Osman Kavala, Sedat Peker, Kamil Ekim Alptekin, M.Flynn ve F.Gülen. Yozdil ve Dündarı bilerek katmadım. Onlar karın tokluğuna çalışan emekçiler.
Başlıktaki, Mafya ve uluslararası dolandırıcılıkla kamu diplomasisinin ne alakası var diyor musunuz hala?
Rahmetli Demirel’in Ağar dönemini değerlendirirken söylediği bir söz vardı: “Devlet bazen rutin dışına çıkabilir.”
Sözün tamamını buraya sığdıracak değilim. İşin magazin tarafını merak edenlere aşağıdaki linklere göz atmalarını öneririm.
4- https://kronos35.news/tr/siz-bu-yaziyi-okurken-ekim-alptekin-kim-bilir-ne-numaralar-pesinde/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.