Lütfi AYHAN
Kurtuluşu Batıda Arayanlar Tilkiden Adalet Bekleyen Tavuklara Benzer
“İnsan hakları, eşitlik, evrensel hukuk kuralları, AB kriterleri, adalet, hoşgörü, hukukun üstünlüğü, demokrasi, sivil yönetim, darbelere hayır, özgürlük…”
Bu güzel, bu süslü, bu pozitif söylemler hepimizin hoşuna gidiyor. Gitmesi de normal. Bu söylemleri daha çok batılılar veya Batılılaşmışlardan (müstağrip) duyarız. Kendilerini dünyanın önderleri, efendileri gibi gören bu insanların bu cümlelerde kast ettikleri haklar ve iyilikler herkes için değildir. Ya kimler içindir? Kendileri (batılılar) veya kendilerine şeksiz şüphesiz biat eden müstağripler içindir. Asyalılar, Afrikalılar, Hindular,Çinliler… Müslümanlar velhasılı batılı olmayan tüm toplumlar ve gruplar bu sözlerin muhatabı değildir olamazda!
Türkiye’de yaşayan dindar insanların birçoğu gibi bende bir ara ülkemizde uygulanan baskıcı politikalardan ve uygulamalardan kurtulmanın yolunun Batı’dan geçtiğine inanmıştım. Bu düşünceyi destekleyen o kadar veri ve uygulama vardı ki önümüzde. Bu nedenle mazurduk. Mesela Türkiye’de yaşanan her darbe ve karışıklıkta başı sıkışan, her siyasi görüşten Türk vatandaşı kurtuluşu Batıya kaçmakla buluyordu. En son yaşadığımız büyük darbe olan 12 Eylülde darbeden önce Rusya ve Çini savunan solcu, sosyalist komünist gençler, Türk birliğini savunan Milliyetçi sağcı gençler ile İslam birliğini savunan İslamcı gençlerin hemen hepsi kendilerini darbe sonrası Pekine, Moskova’ya Bakü’ye Mekke’ye Tahran’a… değil Berlin’e, Paris’e, Londra’ya… Attılar. Bu gençler kurtuluş Mekke’de Tahranda Moskova’da Pekinde değil Batılı başkentler de aradılar.
Günümüzde dahi başı sıkışan her milletten, her ırktan, her bölgeden insanların hedefinde yine ve hala Batı var. Son yıllarda Akdeniz’de boğulan yüz binlerce insan nereye giderken boğuluyor? O garibanların tek hedefi var: Batı ülkelerinden herhangi biri. Bu iki önemli verinin yanında Batıya giden herkesin oradaki düzeni, adaleti, işleyen sistemi, zenginliği görmesi ve bunu gelip ülkesinde anlatması, Uluslararası basının, sinemanın, iletişimin Batıyı tüm dünyaya tanıtıp göstermesi ve yüceltmesi, Batıyı her alanda olumlu anlamda öne çıkarıyor.
Şu bir gerçek, şu anda dünyada kendi ülkesinde, kendi vatandaşına en iyi ekonomik imkânları sunan, en iyi eğitimi veren, adalet ve sosyal hayatta en zirvede olan ülkeler BATILI ÜLKELERDİR. Yalnız tüm bu gerçekler bizi aldatmamalı. Çünkü bu iyiliklerin hepsi kendi vatandaşları içindir. Aynı kriterleri Batı, hiçbir zaman başka din ve ırklara mensup insanlar için düşünmez. Batı, “İnsan hakları” derken kendi medeniyetine mensup insanları kastetmektedir. “Evrensel Hukuk Normları” sözünün muhatabı ne Pakistanlıdır, ne Türkiyeli, ne Afrikalı, ne Uzak doğulu… Bu cümleden kastedilen kişi ve gruplar sadece ve sadece batılılardır.
Birkaç örnekle bu tespitimi güçlendireyim: Batılı değerler de, Evrensel Hukuk da, AB kriterlerin de… Askeri darbelere yer yoktur. Bırakın darbeyi böyle bir şeyi çağrıştıran bir yazı yazmak, bir söylemde bulunmak Ölümcül bir suçtur. Pekiyi Batı kendileri için uyguladıkları bu politikayı Türkiye de, Mısır da, Tunus ta… Olan darbeler için uyguladılar mı? Hayır. Kendi kontrollerinde yapılan darbelerin sonucunda “bizim çocuklar işi başarmış!” diyenler onlar değil mi? En Son Mısırda darbe olunca BATIDAN nasıl bir tepki geldi? Filistin’de Hamas yüzde 60 la iktidar olunca ne yaptılar? Konu ile ilgili kendilerine soru sorulunca batılı liderler, ya Islık çaldılar ya da konuyu değiştirmek için içlerinde var olan münafıklık hasletlerini iyi kullanarak rol yaptılar. Bu gün Afganistan'da 3 milyondan fazla, Irakda 1, 5 milyona yakın, Suriye’de Yüzbinlerce insan ( ki bu katliamların ana sebebi Batının kirli oyunlarıdır) insan ölürken Batının kılı kıpırdıyor mu? Türkiye terör örgütlerine karşı silahb kullanınca “Özgürlükler!” diye bağıran Batı, kendi ülkelerindeki en küçük terör eylemine nasıl cevap veriyor. Carli olaylarından sonra Fransa’ya bakıverin bu sorunun cevabını bulursunuz. ABD de en basit hareketle polisin kurşunlarına hedef olan ABD li zencilerle ilgili BATININ Gıkı çıkmazken, bizde Polise taş, molotof atan, polisi linç etmeye kalkanlara karşı polisin silah kullanması Batı da nasıl yankılanıyor?
Zenginliklerinin temelinde Asyalı, Afrikalı, ABD li mazlum halkların kirli, kanlı parası olan Batıdan, farklı, iyi, dengeli, ahlaklı bir davranış beklemek zaten mümkün değil. Dün Aztekleri, Mayaları, Kızılderilileri yok eden, Siyahları köleleştiren bu gün de Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da sürekli kan dökerek, ırk ve mezhep kışkırtıcılığı yaparak savaşlar çıkartan ondan sonrada ekmek bulamayan insanlara silah satan, katliamlar yaptırarak milyonlarca insanın kanının dökülmesine sebep olan katiller sürüsünden adalet ummak, kurtuluş dilenmek Sırtlandan, çakaldan, aslanlık beklemek gibi bir çıkmaz. Bu gerçek ortada dururken geri kalmış ülkelerde zora düşen her sosyal sınıf, her mazlum grup, bu katillerden, bu zalimlerden, bu kan içicilerden medet ummuştur. Türkiye'deki bütün siyasi ve sosyal sınıflar bu gaflete düşmüştür. Yerleşik düzenin baskılarından bunalan her kesim maalesef bu hatayı yapmıştır. Dün, sağcıları “ABD uşağı” olmakla suçlayan birçok solcu bu gün iktidara karşı Batı ile iş tutmakta hiçbir beis görmüyor. Bu durum tıpkı dün bazı “milliyetçi” bazı “dindar” grupların Kemalizm’le ve yerleşik düzenin ağaları ile mücadele ederken batıdan medet umması gibi bir şey. Dün ABD emperyalizmine karşı halkların özgürlüğünü savunduğun iddia eden PKK bu gün kendilerine sunulan basit bir rüşvet üzerine BİJİ ABD naraları atmıyor mu?
Türkiye’de yaşayan bizler Sağcısı, Solcusu, Sünni’si, Alevi’si, Türkü, Kürdü… Şu gerçeği baştan bir kabul edelim. Bu günkü zihin dünyamız, düşünce dağarcığımız maalesef ve maalesef Katil, zalim, ikiyüzlü, emperyalist, kan içici… Batı medeniyetinden beslenmiş sağlıksız hücrelerle dolu. Afganistan’da 3, Irak ada 1,5, Suriye’de yüz binlerce İnsanın ölümüne sebep olan hadiselerin altında yatan ana etken Batı değil mi? Osmanlıyı kimler yıktıysa bu kargaşaların ana faili de onlardır. Velhasıl Batı dışında kalan Dünya milletlerinin kurtuluşu Batıda görmeleri, tavukların kurtuluşlarını Tilkilerden beklemelerinden farksızdır.
Not: TV tartışmalarında başta Mehmet Altan Olmak üzere bazı liberal, batıcı aydınların, iki de bir “Evrensel Hukuk, AB kriterleri, AB hukuk normları…”Demeleri beni bu yazıyı yazmaya sevk etti.
Not: Kütulamari zaferini unutmayalım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.