Feodal ekonomik düzenin temsilcilerinden kabul edilen, zaman zaman zulüm ve insanlık dışı uygulamaların kaynağı olan toprak ağalarının sayısı ve gücü giderek Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde azalmakla birlikte, bunların halk üzerinde yaptıkları insanlık dışı zülüm ve uygulamaları rahmetle aratacak yepyeni, çağdaş ağalık düzeni dünyaya gelmiştir. Bu yeni ağanın adı BDP’dir. Kürdün makus talihi değişmemekte sadece baş oyuncular değişmekte... Aynı ağalar gibi otoriter ve kibirli ve halk için doğruyu ben bilirim anlayışını sistematik olarak dile getirmektedir. BDP yapısı gereği, örgütünün güçlü olduğu yerlerde (yurt içinde ve yurt dışında), oluşturduğu hava ve söylemleri ile, kürdlere ne vatandaşlık duygusu, ne de insan olarak birey duygusu vermemekte ve verilmesine şiddetle karşı çıkmaktadır.  Çünkü her hangi bir insan, kendini birey olarak hissetmeye başladığında, ilk yapacağı iş kendisine bir koyun muamelesi yapan kişi ve (veya) organizasyonlara baş kaldırmak olacaktır. Bunu cok iyi bilen BDP,  kendi varlığının devamı için, seçmen tabanı başta olmak üzere gücünün yettiği yerlerde insanların öz güven ve vatandaşlık duygularının yerleşmemesi için var gücü ile çalışmaktadır.  Bugun BDP kürdlerin CHP’si rolünü almıştır. Nasıl CHP yönetimi kurulduğu günden beri geniş halk kitleleri tarafından benimsenmemiş ve halk tarafından nefret ve kızgınlıkla hatırlanır olmuşsa, BDP de hızla bu yolda ilerlemektedir. Bu süreçte ne yazikki o bolgede yaşayan halkımızın çok büyük bir kısmının eğitim düzeyi vatandaş ve birey olma ve birey olarak ayrı olma düşüncesini sağlıyacak ve geliştirecek düzeyde olmadığı için bu süre sadece halkın politize olması ile sonuçlanmaktadir. Çağdaş ağa (BDP) halk adına düşünüp, halk adına karar verebilmekte ve politize olmuş halk kitleleri, özellikle çocuklar, bu emirleri uygulamaktadırlar. Bunu kırmanın yegane yolu halkın eğitim düzeyini artırmaktır. BDP söylevlerinde ağalığa karşı olmakla birlikte kendisi feodal düzen sosyolojsi ve psikolojisini teknikleri ve teorilerini şimdiye kadar başarı ile uygulamaktadır. Bu yapılanma ve uygulamalardan en çok zaran gören ise dindar kürdler ve medreseler olmaktadırlar. Çünkü dindar kürdlerin devletin uzun süreli baskı politikalarına maruz kalmaları yetmez gibi, şimdi de BDP ve onların yan yapılanmalarının baskı ve zulumüne maruz kalmaktadırlar. Yani CHP anlayışının çağdaş uzantısı BDP bu fonksiyona devam etmektedir. Sahte meleler ve fasık insanları da kullanarak, dindar insanları pasifize etme, toplumda onların ağırlını ve etkilerini yok etme/zayıflatmaya/küçük düşürmeye ağırlık verilmektedir. Böyle yaparak genç dindar kürd neslinin yetismesinin önü kesilmek istenmektedir. CHP de bunu yapmak istememişmiydi? Hala da arzulamıyormu? Yapılması gereken işlerin başında öncelikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin İslam dinine ve onun mensuplarını hak ettikleri değer ve saygıyı göstermesi gerekmektedir. Devlet tüm yapı ve organları ile kendi halkına zulüm etmekten ve onları dininden uzaklaştırma çalışmalarından vaz geçmelidir. Kürdler ise, çağdaş kızıl ağa BDP ve onların uzantısı yapılarla olan ilişkisi ve desteğini kesmeli ve  hızla kendi öz bağrına, karakter ve seciyessine, tamamen kayb etmeden dönmelidir. Yüce İslam dinine yüzlerce binlerce alim ve öğrenci ve mücahid yetiştiren ve kürd deyince akla gelen “dindar” ve “ırzını ve namusunu emanet edeceğin“ insan tipini yetiştirmeye özen ve gayret göstermelidirler. Bugün ne yazık ki, kürd deyince bar, pavyon çalıştırıcısı, uyuşturucu taciri ve her türlü kirli işleri yapan mafya tipi insan akla gelmektedir. Ey kürd kendine, aslına, özüne dön! Yoksa tarih bir zamanlar kürdlerde çok dindar insanlardı, İslamın yılmaz savunucularıydı diye yazacak. Unutma islamı terk etmenin bedelini hiç bir topluluk ödüyemedi.... Unutma, sen islamla şeref ve izzet buldun, din-i islamı unutan/terk eden kürd artık kürd değildir.