Facebookta kapışmışlardı.

Birinin adı Mehmet diğerinin ki Niyazi idi. İyi arkadaşlardı. Hakaretlerin havada uçuştuğu konuşma şöyle devam etti.

Mehmet : Ulan şerefsiz siz ve sizin gibiler bu ülkeyi gavurun kucağına koyacak zihniyetin figüranlarısınız…

Niyazi: Bak doğru konuş adamın kafasını bozma, ne biçim konuşuyorsun hangi Müslüman Türk evladı vatanını gavurun kucağına koymak ister?

Mehmet: Sizin ağalarınız  hem gavur hem de yediği kaba pisleyen takımsınız.

Niyazi : Ne gavurluğumuzu gördünüz lan? İftira atma alçak!

Mehmet: Camileri ahır yapan sizin ağababalarınız..

Niyazi : Bak bu yalan, o günkü şartları bilmiyorsun…Velev ki böyle bir şey olduysa bile kaç sene evvelki şeyle birbirimize düşman mı olacağız. Esas böylece bölünerek beni gavur zihniyeti diye suçladığın o gavurun ekmeğine yağ çalmış olmaz mısın? Ona bakarsan sizin gruptan biri de Kuran ile dalga geçti. Şimdi birkaç kişi pislik yaptı diye tüm camia kötü olur mu?

Mehmet: O montaj lan! Bizimkiler öyle şey yapmaz

Niyazi Eğer o montajsa sen de montajsın, defol git, lan diye de konuşma rezil!

Mehmet: Vatan hainisiniz oğlum hepiniz…17 Nisan’da göreceksiniz,

Niyazi: Vatan haini sizsiniz, 17 Nisanda hepinizi  denize dökeceğiz. Şimdiden döküyor ve engelliyorum, haydi bye bye

Mehmet: Sen kimsin lan engellersen engelle, çakal !!!

____________________________________________

Yukarıdaki diyaloğu tahlil edersek sonuç şu:

Toplumda korkunç bir şekilde artarak yayılan kin, nefret ve düşmanlık söz konusu…Sosyal medyada öyle hakaretler öyle tekfir etmeler (Karşısındakini kafir ilan etme) öyle sövmeler  var ki yukarıdaki diyalog yunmuş yıkanmış bile sayılabilir. Peki akıbet nedir?

Böyle giderse akıbet hiç iyi değil bu kadar kutuplaşan, bu kadar biribirine kin güden bir toplum istikbal va’d etmiyor. Yüce kitabımız “Birlik olun, parçalanmayın, eğer dağılırsanız güçten düşer perişan olursunuz, hezimete uğrarsınız” diye biz basiretsiz mensuplarını mütemadiyen (devamlı) uyarırken biz Kur’anın emrinin aksine hızla parçalanıyoruz ve birbirimizi ötekileştiriyoruz. Halbuki hepimiz bu ülkenin evladıyız.

Çatlasak da patlasak da bu muhteşem cennet ülkede birlikte adam gibi efendice birbirine saygılı ve hoşgörülü bir şekilde yaşamasını öğreneceğiz . Ya da İngiliz’in veya benzer zorbaların müstemlekesi (sömürgesi) olarak yaşayacağız ki bu durum bu aziz millet için asla kabul edilemez. Çünkü biz Çankakkale’de, Kurtuluş Harbinde bu ecdat yadigârı vatanın müdafaası için omuz omuza çarpışmış büyük bir milletin çocuklarıyız. YA İSTİKLAL YA ÖLÜM fermanının evlatlarıyız.

Herkes aklını başına alsın. Tüm siyasîler  bu milleti habire kutuplaştırmaktan, bölüp parçalamaktan vazgeçsinler. Çünkü bunun faturası çok ağır olur…Hemi de dünya ahiret çok ağır bir fatura….

Adnan Zeki Bıyık- Kırklareli Müftü Yardımcısı

04.04.2017

Not: Ne acıdır ki diyalogta adı geçen Mehmet’in büyük dedesi Çanakkale Şuhedasından Ali Çavuş,

Niyazi ise Pkk’nin kalleş pususu sebebiyle Güneydoğu’da şehit düşmüş Yüzbaşı Remzi’nin yeğeni….Peki bu şehit evlatları bu gençleri birbirine vatan haini diye küfrettirenler kimler? İsrail mi, İngiltere mi? Hollanda mı, yoksa bizim yerli siyasiler mi? Onu da siz okuyucularımın idrakine arz ediyorum….Umarım ders alırız da bu ülkeyi Irak’a ya da Suriye’ye döndürmeyiz….Neuzubillah