Kurumlar arası koordinasyonu bozmak ve MİT’te başlayan değişimi engellemek isteyen yapılar boş durmuyor.

Ergenekon operasyonu başladığı zaman Emniyet’i ve savcıları hedef alan yapılara şimdi de MİT’i yıpratmak isteyen gruplar eklendi.

Her iki karanlık lobinin dün olduğu gibi bugün de kurumlar üzerinden hükümeti yıpratma çabası gözden kaçmıyor.

Son süreçte en dikkat çekici ve gözden kaçırılan konu ise bu karanlık iki yapının hangi el tarafından beslendiği…

ETÖ soruşturması derinleştikçe ‘dinleniyoruz’ polemiği ile gündemi değiştirmek isteyen ulusalcılara son süreçte liberaller de eklenince konu iyice karmaşık bir hal aldı.

Cambaza bak oyunu ile ciddi operasyonlar yürüten iki ekibin, kimler tarafından beslendiği ise bugüne kadar deşifre olmadı.

Peki bu grupların ilişkileri kimlerle?

Kritik soru bu…

Cevabını vermek zor değil…

Ülkemiz üzerinde emelleri olan küresel güçlerle…

Tek tek isimlerini vermeye gerek yok.

Sadece ilişkileri kimlerle sıralayalım:

*Washington merkezli İsrail lobisi,

*Türkiye aleyhine senaryoların mimarları Neoconlar,

*İslamofobi oluşturma görevi verilen think-tank kuruluşları,

*Darwinist lobi ve karanlık localar…

Örneklendirelim;

*Her iki grupta yayınlarında evrim taraftarlığı yaparlar… Hatta günah işlemeyi özgürlük olarak savunurlar.

*Köşeleri dikkatli analiz edildiğinde Washington merkezli İsrail lobisi tarafından beslendikleri görülür. Örneğin her iki yapının yazarları da Mavi Marmara saldırısında gösterdikleri tavır ile kime ve neye hizmet ettiklerini göstermişlerdi. Mavi Marmara Gemisinde Siyonist İsrail askerlerine direnen aktivistleri eş zamanlı hedef almaları, Arap Baharı ile köşeye sıkışan İsrail ile Türkiye’nin ilişkilerini düzeltmek için arabuluculuk girişimleri unutulmuş değil…

*Çoğu demokrat gözükürler ama Türkiye aleyhine senaryoların mimarları Neoconlar ile kol kolalardır. Sadece Neoconlar tarafından düzenlenen etkinlikler masaya yatırıldığında ilişkileri deşifre olacaktır.

*Farklı think-tank kuruluşları ile ilişki içerisinde gözükseler de amaçları birdir. Gizli görevleri İslamofobi oluşturma ve yaymadır. 28 Şubat’tan bu yana sergiledikleri duruş dikkatli gözlemlendiğinde sözlerim daha iyi anlaşılacaktır. Hem çok geriye gitmeye gerek yok; Peygamber Efendimize hakaret eden film sonrası sergiledikleri duruş ortadadır. Çirkin filmden çok yapılan gösterileri gündemlerine alarak “Müslümanlar cinayet işliyor” şeklinde tersten propagandalarda da bunların imzası vardır.

Açın şu arşivleri artık

Sonuç:Bu yapılar nasıl gazetelerin içine sızmış durumdalar ise kurumlarımız içinde de durum farklı değildir. Kurumlarımıza düşen görev hücre yenilenmesine gitmektir. Sadece yapılar yenilenmemeli arşivlerde açılmalıdır. Açılan arşivler ile geçmişle yüzleşme şansı yakalanabilineceği gibi her fırsatta kaos üretme arayışı içerisinde olan ulusalcı ve liberal faşistlerin kime hizmet ettikleri de görülecektir. Beslenen de besleyen de deşifre olacaktır.