Ömer YAZICI
Just Do It (yap şu işi) Kültürü
Dünyada işler birilerinin onları yapması ile gerçekleştirilir ve bunun arkasında 2 kişi vardır. Birincisi o işi yapmak isteyen kişinin kendisi ikincisi ise ona o işi yapmasını söyleyen işin patronu (yöneticisi). Ayrıca iş dünyasında gerek özel sektör gerek kamu ve gerekse kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda, işler genellikle iki türlü verilir. Birincisi toplantılarda yönetici işten bahseder, nasıl yapılması gerektiği konuşulur ve iş bölümü neticesinde herkes kendi payına düşeni yapar. İkincisinde ise iş için toplantıya gerek yoktur ve yöneticinin işi birisine yaptırması gerekir ve çalışanına “x işini, y’yi kullanarak yap” gibi benzeri söylemlerle yaptırmaya çalışır. İşte bu iki süreçte en büyük sorun yaşadığımız dönem ikinci tür işleri yaptırırken karşımıza çıkıyor.
Genellikle birinci tür işlerde çalışanlar toplantıda iş hakkında, sebep ve sonuçları ile alakalı, detaylı bilgi almıştır ve o iş toplantılarda konuşulduğu gibi yapılır. Fakat toplantılar malumunuzdur ki her çalışanla (çoğu zaman ve imkân sınırlamasından dolayı) yapılamaz. Burada toplantıda olanlar toplantıda olmayan çalışanlara iş yaptırırken ya da başka bir sebeple ikinci tür iş verme süreci başladığında şöyle bir olayla karşılaşılır. Konu hakkında detaylı bilgisi olmayan ama yöneticisinin dediğini yapması gerektiğini bilen çalışan, yöneticiden aldığı görevi sorgulamaya başlar. Bunu niye yapıyoruz? Bunu yaparken Y’yi neden kullanıyoruz da Z’yi kullanmıyoruz gibi sorular sormaya başlar ve bunu yöneticisine iletir. Bu durumda yönetici 1. soruya sabırla cevap verirken arkası gelmeyen sorulardan bunalır ve “Just Do It” yani soru sormayı bırak ve şu sana söylediğim işi yap artık der. Maalesef bizim çalışanlarımıza bu kültürün zaman zaman geçerli olduğunu benimsetmemiz lazım. Yöneticiler doktorlar gibidir. Doktor hemşireye makası ver dediğinde, hocam neden makas? kerpeteni de kullanabilirsin burada dediğinde o hasta orada ölür. Doktor ameliyattan sonra hemşirenin sorularını rahatlıkla cevaplayacağı gibi, yöneticiler de işin koşturmacası bittikten sonra kendisine iş hakkında anlamadığı yerleri soran çalışanına güzelce anlatacaktır, fakat çalışan iş verildiğinde hemen dikkatlice yapılması gerektiğini kabul etmelidir. Bu iş esnasında soru sormak genellikle işe yeni girmiş kişilerin özelliğidir.
Bir örnek olay ile demek istediğimi anlatayım. Bir iş yerinde çalışmaya başladığım 6 ay kadar olmuştu ve patron ve yönetici arkadaşları bazı malzemeleri çöpe atmaya, bazılarını da başka yerde istiflemeye, kısaca depoda yeni düzenlemeye karar vermiş. Çöpe atılacak olan malzemeler arasındaki bir malzemenin işimize yarar olduğunu düşündüm ve kenara ayırdım. Bunu patrona söylediğimde aferin demesini beklerken “aferin ama bir daha sadece dediğimi yap” dedi. Sonra düşündüm ve kendi kendime dedim ki; eğer herkes benim gibi yapsaydı patronun istediği çöpe atılacak malzemelerden bir kısmı çöpe atılmamış olacak ve depoda yer kaplayacaktı. Dahası patron iş sırasında benim gibi fikrini söylemeye çalışan herkese bunu anlatmaya kalksaydı iş yürümeyecekti. İş dünyasında toplantılar, istişareler ve fikir alışverişleri vardır ama iş zamanı iş yapılmalıdır. O yüzden çalışanlar olarak bence iş zamanı sadece işi yapın (just do it).
Özellikle işe yeni başlayanlar, hatta yeni üniversite mezunları, kendilerinde yüksek bir öz güven ile gelirler ve her şeye bir alternatif bakış ile ‘onu şöyle paysak, bunu böyle yapsak’ diye iş değil laf üretmeyi severler. Bizim de ilk iş tecrübelerimiz zamanında bunları yapmışlığımız vardır, fakat Amerika’yı yeniden ve yeniden keşfetmeye gerek yok. Eğer yöneticin sana bir iş vermişse ve nasıl yapacağını biliyorsan, o işi yapa ve bitir. Aklına soru takılmışsa yöneticiye sor, ama soru ardına soru ekleme. İşletmelerin en büyük ihtiyacı soru ardına soru ekleyen değil, iş bitiren elemanlardır.
Kısaca, Nike’ın sloganında olduğu gibi ben birçok yöneticinin yazamadığı ya da söyleyemediğini söylemek istiyorum: Sadece işi yap ve bitir (Just Do It). İşletmede bir yöneticilik pozisyonunuz yoksa, yıllarca o işletmede çalışanlarla ve müşterilerle birlikte çalışmamışsanız, işletmede yeniyseniz, ya da sektörde yeniyseniz uzun bir süre yöneticinizin sizden istediğini ‘sadece’ yapınız lütfen. Yöneticiler meşgul kişilerdir, takip edilecek onlarca işleri vardır, buna birde siz sorular üstüne sorular ekleyerek onları daha önemli işlerinden mahrum etmeyin.
Mutlu çalışmalar dileğiyle.
Dr. Ömer Yazıcı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.