Mehmet Y. ULUTAŞ
İyi Parti ve Kavuncu
Son birkaç haftadır Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu için CNNTürk’te yaptığı FETÖcü iddiaları konuşuluyor. Hatta bu iddialar üzerine Kavuncu hakkında FETÖcü olup olmadığına dair bir soruşturma başlatıldı bile. Bundan sonrasının yargının işi olduğunu kabul etmekle beraber gelin bu olayı biraz inceleyelim.
Buğra Kavuncu 2018 yılında bu göreve olağanüstü kongrede yapılan seçimle gelmiş. Elbette İstanbul İl Başkanlığı gibi milletvekilliğinden bile kıymetli olan bir mevkiyi İyi Parti Başkanı Meral Akşener’in desteği olmadan kazanması mümkün değil. Nitekim Akşener’in Buğra Kavuncu’yu ve babasını yere göğe sığdıramadığı bir konuşması var.
Meral Akşener’in İyi Parti’nin İstanbul İl Başkanlığı gibi çok önemli bir göreve FETÖ ile iltisaklı olma ihtimali yüksek olan (Kazakistan’daki FETÖ’nün kontrolündeki dernekte Başkan Yardımcısı olması, Enver Altaylı’nın yeğeni olması, vs) ve hemen hemen hiçbir siyasi tecrübesi olmayan Buğra Kavuncu’yu seçtirmesi çok manidar.
Eminim İyi Parti İstanbul Teşkilatı içerisinde bu göreve layık ve çok daha tecrübeli en az 500 partili vardır. Bu durum Meral Hanımın bir baskı altında olduğu ve bu işi kuvvetli telkin altında yaptığı intibasını veriyor. Meral Hanımın elbette ki bunu aşikarene beyan etmesi mümkün değil. O yüzden MİT ve Polis Meral Hanıma yardımcı olmalı ve bu olayı tüm detayları ile aydınlatmalı.
Gelin biraz geriye gidelim. A.B.D. Başkan Adayı Biden 16 Aralık 2019’da gazetecilerle yaptığı bir söyleşide Türkiye’deki muhalefetteki dostlarımızla Erdoğan’ı darbeyle değil ama seçimle devireceklerini söylemişti. 26 Temmuz 2020’de ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kurultayda yeniden genel başkan seçildikten sonra “Önümüzdeki ilk seçimlerle dostlarımızla beraber iktidar olacağız” demişti.
Türkiye özellikle son 10 yıldır kabuk değiştiriyor. Dünya üzerindeki tüm Türkleri ve Müslümanları koruma ve gözetme vazifesi üstlenen, güç kazanmak adına farklı ülkelerle işbirliği yapan ama ilkelerinden ayrılmayan, söz kesen, dik duran ama diklenmeyen bir ülkeye evriliyoruz. AK Parti ve Erdoğan bu yönetim şekliyle risk alıyor ve her defasında el yükseltiyor. O yüzden de Türkiye’nin eski “pısırık” halini özleyenlerin müdahalelerine maruz kalıyor ve kalmaya da devam edecek. Yani AK Parti iktidarını devirmek için çok ciddi bir çalışma içerisine girildiğini söylemek mümkün. O yüzden dün akşam bir AK Parti milletvekili dostuma şunları dedim: “Allah size yardımcı olsun, işiniz zor, sizin için dua ediyoruz”.
İşbu sebeple diğer partilere (HDP dahil) ve tüm vatandaşlara mevcut iktidarın bu milli duruşuna destek vermek düşüyor. Ama destek vermek demek eleştirmemek, yanlış gördüğünü söylememek, ne olursa olsun itaat etmek değildir. Unutmayalım ki Türkiye çok çok mühim bir ülke ve başarısı dünya üzerindeki yaklaşık 2 milyar müslümanın da başarısı demek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.