Atila ALTUNTAŞ
İsveç Devletinin Merkez haline getirmek istediği Türk Camisi...
İsveç’te 2 haftadır Diyanete bağlı Fittja Ulu Camisinin çevresinde gelişen tarihi olaylar, medya tarafından önemli gündem maddesi olarak okurlarına aktarılıyor.
İsveç'in başkenti Stockholm'deki Fittja Ulu Cami minarelerinden cuma günleri ezan okunması için 1,5 yıl önce yapılan başvuruya, Botkyrka Belediye Meclisi'nden olumlu karar çıkmış; emniyet güçleri de yaptıkları teknik incelemeleri tamamlayarak, camiden hoparlörle ezan okunmasına onay vermişti.
2 hafta önce bütün yazılı ve görsel basının 30 gazeteci ile takip ettiği İsveç’te ilk defa ezan okunma, ülkede haftanın en ilgi çeken olayı oldu. 2 hafta sonrada İsveç Kralı Karl 16. Gustav ve eşi Kraliçe Silvia ve arkasında basın ordusu ile Fittja Ulu Camisini ziyaret etmesi, İsveç kamuoyunun dikkatini yeniden bu camiye çekti.
Daha önceye dönersek 2011 yılında polis haftası kutlanırken, Stockholm polisi yarım gününü Fittja Ulu Camisinde program yapmaya ayırmaya başladı. Müslümanlara çeşitli yiyecek ve içecekler ikram edilirken, renkli broşürlerle bilgilendirildi. 2011 yılından itibaren de polis her sene bu uygulamayı yapıyor. Yaparken de yine İsveç medyasını çağırarak camii ve Müslümanları İsveçlilere tanıtmaya çalışıyor…
1 ay önce de, camiyi ziyaret eden, İsveç AB Bakanı Birgitta Ohlsson, minare ve ezan okunmasının din özgürlüğü kapsamında olduğunu ve bunun inananlar için hak olduğunu söyledi.
Kültür Bakanlığı ve Botkrka Belediyesinin ortak çalışması ile Fittja Ulu Camisi ‘’korunmaya ve gezilmeye değer’’miras listesine alınması da, diğer dikkat çeken başka olumlu bir konu…
İsveç’te yaşayan vatandaşlarımızın 13 sene önce temelini attığı ve çok büyük sıkıntılar çekerek 8 yılda faaliyete geçirebildiği Fittja Ulu Camisi İsveç devletin gözdesi oldu…
9,5 milyonluk İsveç’te 500 bin Müslüman yaşıyor. İsveç’te Hıristiyanlıktan sonra 2. Büyük Din İslam. İslam’ı, İsveç’in vazgeçilmez bir olgusunu kabul eden devlet, ülkede bir sürü cami varken yukarda anlattığım şeklide, Fittja Ulu Camisini ön plana çıkararak, İsveç’te ki İslam’ın merkezi haline getirme isteği var.
İsveç devletinin neden böyle bir yapılanmaya gittiğini anlamak için, 2010 yılında Stockholm’ün en işlek caddesinde intihar eden canlı bomba olayını iyi irdelemek lazım.
İsveç tarihinde ilk defa intihar bombacısının saldırısı ile tanışmış oldu. Saldırıda kimse ölmezken intihar bombacısı feci şekilde can verdi.
Başken Stockholm’de terör saldırısını gerçekleştiren, İsveç vatandaşı Iraklı 29 yaşındaki Taimour Abdulvahab El Abdaly olduğu ortaya çıktı. İngiltere’de yaşayan ve kısa süre önce tanıştığı El- Kaide terör örgütü üyelerinin etkisinde kalarak eylemi yaptığı tespit edildi.
Kısa süre de şaşkınlığı üzerinden atan gizli servis SÄPO, ülke genelinde yaşayan Müslümanlar hakkında içerde ve dışarıda istihbarat toplamaya başladı. Toplanan bu istihbaratın bazı kısımları İsveç medyasında yayınlandı. Sertlik yanlısı Vahabi ve Selefi gruplarla ilişkisi olan İsveç’te kurulmuş dini motifli dernek ve vakıflar ifşa edildi. İsmi yayınlanan dernek ve vakıfları tek tek incelediğimde Türkiye’den gelen soydaşlarımızın kurduğu vakıf ve derneklerin hiç birinin ismi yoktu.
Hemen ardından bazı camilerde imamların, ‘’Kadınlarınızı çalıştırmayın, yeri geldiği zaman da dövebilirsiniz’’ gibi İslam’a dayandırılarak verdikleri yanlış vaazlar, İsveç basınında fırtına kopardı. İmamlardan böyle bir vaaz etmedikleri yönünde açıklama gelse de, gizli kamera ile verdikleri vaaz ortaya çıktı ve daha büyük bir skandal kamuoyuna yansıdı. Bu skandalda bereket yine bizim imamlarımız ve derneklerimiz yer almadı. Aksine bizim imamlarımız verdikleri doğru demeçlerle, tansiyonun düşmesini ve İsveç kamuoyunun doğru bilgilendirmesini sağlandı.
Özellikle 2010 yılındaki intihar bombasından sonra, hükümet, istihbarat, devlet, İsveç’te yapılanan dini motifli vakıf ve dernekleri mercek altına aldı. Sonuç olarak soydaşlarımızın camii çerçevesinde kurduğu vakıf ve dernekler sertlik yanlısı olmadığı, İslam’ın, barış, kardeşlik ve topluma sadece fayda üreten bir dinin temsilcileri olduğunu, devlette keşfetmiş oldu.
İşte tam burada devlet, ‘’İslam merkezi olacaksa bu sertlik yanlısı olmayan ve toplumu hoşgörü ile kucaklamaya çalışan Türkiye Müslümanlarının motiflerini yansıtan Fittja Ulu Camisi olsun’’ dedi.
Fotoğrafın bütününe baktığım zaman gelişmeleri ben böyle okuyorum ama önümüzdeki sürecide iyi takip etmek gerekir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.