Bilgin ERDOĞAN
İstikamet veren bir Tevafuk
İstikamet veren bir Tevafuk
İnsan hayatında kişinin aklını başına getiren bazı tevafuklar vardır. Dert, acı, ızdırap ve musibet ; imtihan nokta-i nazariyesiyle okunursa kişiyi inşa eder ve o dem insan istikamet bulur. Bugün eşi tarafından aldatıldığı için o adamı bıçaklama suçundan yaklaşık beş yıldır içerde olan 58 yasında müslüman bir mahkumla öğlen namazından sonra teke tek sohbet etme ve derleşme imkanım oldu.
Bu mahkum dört yıl evvel benim hücresinin önünde yaklaşık yarım saat sohbet ettiğim ve acısını teskin etmeye çalıştığım bir zattı. Sokaklardan gelen bir serseriye benzemiyordu. Zira 22 senelik Filedelifiya hastanesinde sağlık memuru olarak çalışan düzgün siyahi bir kardeşimizdi.
Dört yıl önce bana eşinin kendisini oğlu’nun arkadaşıyla aldattığını ve kendisinin buna şahit olduğunu ve o adamı yaraladığını fakat eşini hala sevdiğini ve affettiğini lakin bu davranışının doğru olup olmaması konusunda benimle istişare etmek istediğini söylemişti. Ben o dönemler öyle bir bayanla birlikte olmasının doğru olmadığını lakin yüreğindeki sevgi konusunda bu konuda Allaha dua etmesi gerektiğini ve zamana bırakması gerektiğini söylemiştim.
Bu konuşmamızdan yaklaşık altı ay sonra bir Cuma namazı sonrası beni görmüş ağlamaklı bir şekilde benimle konuşmak istediğini söylemişti. Ertesi gün kendisini ofişime çağırdığımda arabesk filmlerinde dahi rastalanmayacak çok enterasan bir tevafuktan bahsetti..Dedi ki: Bu nasıl bir imtihandır? Hücremde olan arkadaşımla konuşurken mevzu açıldı ve o arkadaş eşimi tanıdığını söyledi. Biraz sıkıştırınca bir kaç defa birlikte olduklarını söyledi. Hatta daha net inanmam için eşimin bu hücre arkadaşıma yazdığı mektupları bana gösterdi dedi.Kendisine bunun senin yüreğini ikna etmek için Rabbimin karşına çıkardığı bir tevafuk dedim. Şayet bu açık ihtar dahi yüreğini bu kadından soğutmuyorsa artık sana kim ne yapabilir” demiştim. Sanırım haklısın dedi ve o gün ayrıldık. Ertesi hafta artık o kadından iyice soğuduğunu kalbinin bu noktada ikna olduğunu ifade etmişti.
Bugün ise öğlen namazından sonra eski esin ne yapıyor diye sordum. Kendisini artık onunla işi olmadığını gerçek aşk olan Allah aşkını bulduğunu söyledi. Senin vesilenle kendime geldim dedi. Uzun yıllardan beri müslüman olduğunu ancak hapishane macrasının kendisine şuur verdiğini bol bol süre ezberi yaptığını benim olmadığım süre içinde bir kaç defa hutbe dahi verdiğini kendisini yetiştirdiğini ifade etti. Eski eşinin sufi olduğu için bunun başına geldiğini söyleyince ben böyle bir genelleme yapmanın doğru olmadığını lakin dini açıdan kendimizi sahih kaynaklardan beslememiz gerektiğini algıdaki sapmalarımızın düşüncemizde ve amellerimizde inhirafa neden olabileceğini ifade ettim.
Bu hafta hutbede Allaha sığınma bahsine değinirken insan yüreği hak ile batıl arasında muhayyer kaldığında Allaha sığınmalı ve sadece Allahtan istimdat beklemeli demiştim. Hutbedeki o sözümü hatırlattı ve dedi ki ben de Allaha sığındım ve Rabbim bana yardım etti. Rabbime hamdolsun ki istikameti buldum. Bu insanı en mutlu eden şey dedi.
Hepimiz biliyoruz ki bu hayatta imtihan için varız. Lakin imtihan dediğimiz şeyler farklı farklı. Her bir kimsenin birbirine benzemeyen ayrı ayrı imtihanı var. İnsan yüzünün ve simasının farklı farklı olması gibi imtihanları dahi başka başka. Rabbim cümlemizi istikametten ayırmasın duasıyla ..
Bilgin Erdoğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.