Haşim AKIN
İftar bayramı
Herkesin bayramı da kendisine göre değişebiliyormuş. Hayatın şartları bunu da öğretti bize... Babası gelince bayram edenler, maaş alınca bayramı tadanlar, evlenince bayramı yaşayanlar... Ben kızı ölünce bayram eden adamı gördüm.
Burada köye kuyu açılınca bayram edenlere şahit olmuştum. “Bugüne kadar birçok defa abdestimi teyemmümle almıştım. Şimdi köyümüzde rahat ulaşılacak bir su kaynağımız oldu” diye sevinenleri de biliyorum.
Ramazan ayını bir bereketi olarak köylere iftar amaçlı ziyaretlerimiz var. İftardan önce köye ulaştık. Mescidin yanında çocuklar var. Onların yüzüne dikkatlice bakıp, kaşınızı, gözünüzü oynatınca gülmeye başlıyorlar. Gülmek her çocuğun hakkıdır. Ancak bu coğrafyada çocuğa böyle bir şeyi yapmak uygun değildir. Zira bunlar onu şımartır ve ahlakını(!) bozabilir. Bu nedenle onlara sıcak davranılmaz ve güldürülmez. Nasıl olsa ben yabancıyım ve bana kızamazlar. Onların şımarması ve ahlakının bozulması(!) için bolca güldürebilirim. Bunun için birçok şaklabanlıkları da yapmak caiz. Ama gülmek gerçekten çok yakışıyor bunlara.
Nihayet bu da yetmedi ve mescidin çevresinde duran çocuklar arasında bir yarışma yaptık. Ödülü de üzerinde Türk bayrağı deseni olan balon hediye edilecek. Yarışma ne mi? “Kim daha çok gülecek...” Nihayet hepsi de yarışmayı kazandı ve balonlarını aldılar.
Sordum içlerinde oruç olanları varmış. Çok ısrar etmeme rağmen bana oruçlarını satmaya yanaşmadılar. Zira güzel ülkemdeki gibi çocuklarını oruçlarını satın alma gibi bir alışkanlık yok burada. Bu durumu bana tercümanlık yapan yerli arkadaşlara bile anlatmakta ciddi sıkıntılar yaşıyorum. Onlara Konya Büyükşehir Belediyesinin 42 000 çocuğun ilk orucunu satın aldığını anlatmakta cidden zorlandım. Birisine “haydi bana uzaylı resmi yap” demek gibi bir şey... Nihayet onlar anlıyor veya anlamış gibi oluyor ama çocuklar buna bir türlü yanaşmıyorlar. Ben de iftarlık şeker dağıtarak pazarlığı bitiriyorum. Geçen hafta başka bir köyde buna razı olacak birisini bulmuştum...
Caminin çevresi çocuk kaynıyor. Kızlar, erkekler... Hatta komşu köylerden gelen çocuklar bile var. Bugün çok da zorlanmadan karınları doyacak. Menüde makarna, bir parça balık, mevsim meyvesi, su ve zomkom isimli yerel bir içecek var. Bugün bayram var burada yani... Köyün kadınları sabahtan buyana çalışıyor. Kazanlarla makarna pişmiş, balıklar kızarmış, zomkom karıştırılmış. Bir kısmı poşetlerine konuşmuş. Buzlu leğenlerin içine yatırılmış.
İftar saati yaklaşıyor. Bugün çocuklar daha şanslı. Zira baba ve annelerin yediği yemekte onlar da yiyecek. Burada herkes aynı yemeği yemez. Hem de kişiye özel tabaklara konulmuş yemekler... Heyecanla iftar saati bekleniyor. Yetişkin erkeklerin daha az geldiğini görüyorum. Sebebi de “orada yemekten utanmalarıymış.” Ezan okunduktan sonra bir karışıklığı hissetmek mümkün... Hemen tabaklarını alıp başka bir köşeye çekiliyorlar. Zira kendisinden daha büyük birisinin karşısında yemek çok ayıptır ve rahat edemeyecekler... Bu nedenle yan tarafta bir köşede yemeklerini yiyecekler...
Biz de bir köşede mango ağırlıklı iftarımızı bitirmeden haber geliyor; “namaza başlıyoruz.” Burada Namaz, hayatın en keskin frenidir. Namaz deyince hayat durur. Yemek de dâhil... Yemeğini bitirmeyenler az sonra devam edebilir. Ancak namaz hemen kılınmalı... Hem cemaatin kalabalık olması hem de mevsimin gereği, namazlar mescidin dışında kılınıyor. Erkekler, çocuklar, kadınlar... Kadınlar da burada beş vakit namaza gelirler. Şimdi iftara gelmiş, namaz kılmadan ayrılmak olmaz.
Hava kararmış, gökte yıldızlar “buradayım” diye göz kırpıyor. Namazdan sonra bize birkaç cümle kelam etme sırası geliyor. Sükûnet ve vakarla dinliyorlar. Kimse burada iki dizi üzerinde oturarak dinlemez. Yan oturanlar, uzanıp yatanlar, olmadı uyuyanlar... Karanlıkta çok fark dilmiyor ama aydınlık olsa da değişmezdi. Onların sosyal hayatlarına ve kadim alışkanlıklarına değinince gülüşmeler başlıyor.
Arkasından teravih namazı... Gecenin sessizliğinde bir huzur kaynağı... Burada maske de yok mesafe de...
Bayram dedik ya...
Herkesin bayramı ayrı yani...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.