Helallik Diliyorum

Yağmur, hatta sel ve su taşkınları beklentili bir Cumartesi sabahına uyandığımda hafif güneşli ve ılık bir gün karşıladı beni. Hazır hafta sonu hanımın okulu yok dolayısıyla araba boşta, bu fırsatı değerlendireyim diye saat yedi gibi çıktım evden. Ahh..hep böyle olsa ya şehr-i İstanbul’un trafiği...

 Evin biraz aşağısındaki durakta 3-5 kişi otobüs beklemekte...

Bu hattın otobüslerinin ne kadar geç ve tıklım tıklım geldiğini benden daha iyi kimbilir. Yağmurlu olmayan günlerde otobüs beklemek yerine işe yürümemin de yegane nedeni bu değil mi?

Yaklaştım durağa:

-Esenşehir, Modoko tarafına giden varsa bırakabilirim arkadaşlar?

İnsanlar biraz şaşkın birbirlerine baktılar. Sanırım alışık olmadıkları bir durumdu bu...hak da verdim şaşkınlıklarına sonra ve ekledim.

-Nasıl olsa ben gidiyorum, araba da boş beklemeyin boşuna...

 İki kişi "Hay Allah Razı Olsun" diyerek bindiler. Selamlaştık, yağmurdan, selden, bu otobüs hattının sıkıntılarından açıldı muhabbet ve neden sonra 20-25 yaşlarında olan (ikinci misafirim orta yaşlı bir beydi)

 -Modoko'da mı işyerin ağabey? diye sordu. Ben de Deniz Feneri'nde çalıştığımı söyledim. Çalışmalarımızla ilgili bir kaç soru daha soruldu; cevapladım. Ama bu kez sorular orta yaşlı olan beyden geldi? Genç olan sanki konuşmak istiyor ama bir şey onu engelliyordu.

Modoko ışıkları geçince arkadaşları bırakmak üzere durdum ve teşekkür ederek indiler. Tam hareket etmek üzereydim ki, genç arkadaşın geri döndüğünü ve araca doğru yürüdüğünü gördüm aynadan.

-Birşey unuttu galiba; diyerek bekledim. Geldi; kapıyı açtı ve oturdu. Daha bir şey söylememe fırsat vermeden ve kafasını yerden kaldırmadan konuşmaya başladı.

-Ağabey bende hakkınız var helal edebilecek misiniz?

Ben  bu kısa yolculuktan bahsettiği düşüncesiyle; "Olur mu öyle şey helal olsun, zaten ben geliyordum siz de hakkınızı helal eden yoldaş oldunuz bana" dedim.

-Yok be ağabey o değil... Ben sizle Deniz Feneriyle ilgili haberler, söylentiler çıktığında, işin aslı astarı nedir hiç sormadan araştırmadan doğru olduğunu kabul ettim, aslında buradan sık geçerim uğrayıp yerinde görebilme fırsatım da vardı ama dedim ya inandım sizlerin hırsız olduğunuza.

Ve şimdi ne yaparım nasıl yaparım bilmiyorum ama bu vebalden kurtulmalıyım. Abi ben hakkınıza girdim sizin. Bu bahane değil elbette ama kandırıldım.

 Ve şimdi anlıyorum ki, Deniz Feneri'nden yanlış adam çıkmaz be ağabey. Ne olur hakkını helal et.

Helal olsun...(bak daha isimlerimizi bile bilmiyoruz "Y. ağabey")

-Evet, Y. sadece sen değilsin bu oyuna gelen Helal Olsun hakkımız ve sana da açık yürekliliğin için helal olsun.

-Ağabey, kaç kişi var Deniz Feneri’nde, onlar da haklarını helal ederler mi?

 -İnşallah Y., İnşallah ederler...

 Evet arkadaşlar, Y. helallik diledi ben ilettim. Hayırlı günler hayırlı mesailer…

 

Not: Bu mesajı birkaç saat önce Deniz Feneri çalışanlarından Remzi Gümüş gönderdi. Ben çok duygulandım. Dikkatinize, ilgilinize sunuyorum.

 gumuslale@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum