Ünal SADE
Hayata, iletişime ve başarıya dair notlar...
1-Devlet Bahçeli’nin meşhur bir öğüdü var : “Devamlı dikiz aynasına bakarak devlet yönetilmez” diye… Gerçekten de geçmişe sürekli takılı kalmak tıkanmaktır. Geçmiş kimseye yeni bir şey veremez. Sürekli analiz etsen de geriye dönüp geçmişi düzeltemezsin. Ama hemen, şimdi yeni bir başlangıç yapabilirsin.
2-Çıkmaz Sokak, son durak yoktur. (ölümden başka ki ölüm de bir başlangıçtır). Şu anki durum (hangi şartları barındırırsa barındırsın) sen istemediğin sürece bir “son durak” değildir. Mutlaka bir çıkış, bir başlangıç için yollar vardır.
3-İnsanların seni hakkındaki düşünceleri elbette önemse, çünkü ya sen nasıl görünüyorsan öyle görüyorlardır ya da sen kendini ifade edemiyor olabilirsin. Ama onların düşünceleri seni sınırlamasın. Sonuçta onların bir düşüncesidir. Seni tam olarak asla ifade etmez. O düşüncelerin sana bir baraj oluşturmasına fırsat verme. Kendini doğru ifade etmeye çalış ama her hâlükârda yoluna azimle devam et.
4-Çok garantici olma. Başarılı insanlar kontrollü, bilinçli ve bilgiye dayalı risk alan insanlardır. Tekneni fırtınalı havalarda barınağa çekebilirsin, o durumlarda en güvenli yer orasıdır. Ama hiçbir deniz aracı sadece limanda dursun diye yapılmaz. Yeri geldiğinde yelkenleri şişirip yol almayı, yeri geldiğinde de demirlemeyi bilmen şart.
5-Unutmayalım “zahmetsiz rahmet olmaz”...O sebeple bugünün yorgunlukları, sıkıntıları hatta “acıları” seni yolundan alıkoymasın. Katlandığımız her zorluk gelecekte yaşayacağımız “sevinçlerin” olmazsa olmazıdır. Her zaman her şey yolunda gitmez, devamlı ilerleme de olmaz. Yatay- düşey durumlar yaşarız. Dipler vardır. Sıfırdan da doğulur…
6-Küçük detaylara boğulma ve sürekli endişe de yaşama. Büyük resme odaklan. Endişe ve gereksiz detaylara takılma “korku ve endişe” doğurur. Bu durum enerjimiz alır ve bizi yorar…
7-İnsanları yargılamak kolaydır. “Anlayan olmak” çaba ister. Sadece yargılama, anlamaya çalış.
8-Kendi beklentilerinin odağında insanları hemen olumsuz yaftalama. Tüm insanlar kendi koşuşturması var. Herkesin pek çok sorunu ve yetişmesi gereken iş ve ilişkileri var. O yüzden sorgulama ve yargılama. Anlayışlı olan sen ol. İletişim için sadece kendini düşünme diğer insanların da planlamalarını gözet. Uygun bir zaman mutlaka bulunur.
9-Zorluklara odaklanma. Mutlaka kolaylıklar, kısa yollar vardır. Tabiri caiz ise kara gün kararıp durmaz ve zorlukların arkasından “ferahlama” gelir. (İnşirah Suresi 5 “Muhakkak güçlükle beraber bir kolaylık vardır”)
10-Negatif insanlar değişimi sağlayamazlar. Olumsuzluklar odağında bocalayıp dururlar. Öyleyse “değişim için pozitif ol”. Yüzün gülsün. Gülüşün değişimi getirir. Gülümsemek yüzün sadakasıdır. Hz. Peygamber çok sadaka dağıtamadığından yakınan Hz. Ali’ye şöyle buyurdu “Tebessüm et bu da sadakadır”
Yüzü gülen insanlar sevilir ve sevilen insanlar daha başarılı olur. Başarı içinde gülümse, bilgiyi paylaş, insanlar sana kolay ulaşabilsin (kapın açık olsun), egoyu önemseme. Bak hayat nasıl değişiyor?
11-Mutlu olmaya şartlara bağlama. Mezun olunca, iş bulunca, evlenince, ev alınca vs vs. Dolayısıyla mutlu olmamak için bahaneler arama. Borçlarımız olabilir, hasta olabiliriz, iş hayatının sorunları olabilir… Şu geçsin de mutlu olurum deme. Bunların hepsi hayatın bir parçası.
Mutlaka düşüneceğiz/düşünmeliyiz de…Kendimizi, ailemizi, arkadaşlarımızı, işimizi, ülkemiz, dünyanın gidişini düşünüyoruz. Filistin’de yaşananlar misal nasıl düşünmeyiz? Elbette düşüneceğiz. Ama kalbimize kaygı ve korkunun hakim olmasına izin vermemeliyiz.
Bu düşünceler bizi sadece kaygıya sürüklerse kimseye faydamız olmayacağı gibi hasta bile oluruz. Hastalanırsak değil başkalarına kendimiz bile faydamız olmaz.
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu olursak başkaları için de çare olmaya aday olabiliriz.
12-Mutlu olmak için çok büyük şeyler olması gerekmez. Mutluluğu şartlara bağlama. Bayram gelsin, düğün, işte terfi vs vs bekleme…
Çayın tadı, kahvenin kokusu, sıcak bir günde soğuk su…yüzlerce güzel şey hayatımızın her anında. Beklentilerle her gün sıradan gördüğümüz bir sürü güzel şeyi, güzel anı heba etmeyelim.
13-Başarılı insanların en temel özelliklerinden biri dostlarıdır. Şimdilerinin tabiriyle onlar geniş bir network’a sahip olurlar. Pragmatist/faydacı olmadan sadece Allah rızası için dostlara yatırım yapın. Gün gelir dostlar he kapıyı açan bir anahtar haline gelir, her durumda yanınızda olurlar.
Dostlara yatırımda sürekli bir çaba gerektirir. Dostlarınıza cömert olmalısınız. En güzel ikram dostlara yapılan ikramdır.
Dostlarınıza samimiyetin göstergesi özendir. Bir iş randevusuna çok önceden gidip hazır bulunan birisi bir dostu ile buluşmaya gittiğinde dakikalarca geç kalması kabul edilemez. Bunlar “güven”i ortadan kaldırır ve sizinle kimse bir yola çıkmak istemez.
14-“Israrcı” olmazsanız başarılı olamazsınız. Büyük başarılar pes etmeden, başarısızlıklardan yılmadan yollarına devam edenlere gelir.
Her başarısızlık elbette yıpratıcıdır. Ama bir pratik yapılmış ve bir tecrübe edinilmiştir. Sonrası daha kolay olacaktır.
Burada en önemli şey ısrarı “inat” la karıştırmamaktır. Bazen vazgeçmekte önemlidir. Başarısızlık biraz pahalı da olsa en gerçekçi eğitimdir. Bize neyi yapabileceğimizi neyi yapamayacağımızı öğretir.
15-Yine başarı için iki şeyin önemli olduğunu bil. Öğrenme ve hayal gücü…
Hayal gücü sizi rutinin dışına çıkarır. Sonuçları yüksek işler ortaya çıkar. Hayal gücü de yatırım ister. Çok kitap okumalı, seyahat etmeli ve tecrübeli insanları dinlemeyi sevmeliyiz.
Öğrenme bir ömür boyudur. Öğrenmeye kendimizi kapatırsak ileri gidemeyiz. Anlattığımız şeylerin ve verdiğimiz örneklerin bile yerinde saydığını görürüz. Öğrenmenin yaşı ve sınırı yok.
16-Ve en önemlisi DÜZENLİ OL…
Düzenli bir insanın her şeyi düzenli olur.
Düzenli misin?
Nasıl olduğunu merak mı ediyorsun?
Odan nasılsa, hayatın da öyledir.
Masan, dolabın nasılsa, hayatın da öyledir.
Her şeyin aslında seni anlatır.
Araban seni anlatır,
Kıyafetlerin seni anlatır,
Mahallen seni anlatır,
Komşuların seni anlatır,
İş arkadaşların seni anlatır,
Kapağını açtığında buzdolabın seni anlatır,
Sosyal medya hesabın seni anlatır,
Cep telefonun, PC ekranın seni anlatır,
Düzenli insanın her şeyi düzenlidir, temiz insanın her şeyi temizdir.
Bir “mülteci” ailenin sığındıkları evleriyle ilgili bir görsel görmüştüm. Evde hiçbir mobilya yoktu ama eldeki tüm giysiler üst üste konulup bir dolap gibi düzenlenmiş kutulara özenle yerleştirilmişti. Her şey temiz ve düzenliydi…
Çoğumuz her türlü konforu ve imkanı sağladığımız çocuklarımızın odalarının ne kadar dağınık olduğundan şikayet eder değil mi?
Çünkü zamanın değerini bilmezler. Tv ve tabletin karşısında, ekran ışıklarının altında yaşarken hiçbir şeye yetişemezler. Hiçbir şeyi vaktinde yapamazlar. Hep geç kalırlar…
Okurlara Not :Bu yazıya siz de bir madde ekleyebilirsiniz. Eklediğiniz maddeyi yoruma yazın...Yazıyı birlikte büyütmeye devam edelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.