Hatmelerden Sonra Okeye Dönmek

Hatmelerden Sonra Okeye Dönmek

Şükür Müslümanız. Bu şeref bize fazlasıyla yeter. 
Ancak önemli olan bu şerefi taşıyabilmek. 
Müslüman’ız diyerek sadece cüzdandaki Müslümanlıkla yetinmememiz gerektir. 
Müslümanlık neyi gerektiriyorsa onu yerine getirmeliyiz.
Namazsa namaz, oruçsa oruç, hacsa hac, Kur’an ahlakıysa Kur’an ahlakı, edebpe edep vs. 
Bunlar olmadan zaten özde Müslüman olamayız, sözde Müslüman oluruz. 
Sözde Müslümanlıkla yerimizde sayarız. 
Ama özde Müslümanlıkla hem kendimizin Müslüman olduğunu hissederiz, hem de başkalarına da hissettiririz. 
Bu hissediş toplumdaki değerimizin artmasına vesile olur. 
En önemlisi herkese numune biri oluruz. 
Bizim iç in en büyük mutluluk ve şeref olan da budur. 
Eğer bunu ömür boyu devam ettirebilirsek cennette hemen hemen garanti diyebiliriz. 
Ancak bu ömür boyunca hep karşımıza engeller çıkacak, keskin virajlar olacak.
Dünya öyle bir dünya ki düne kadar dervişlik yapanlar bugün bakmışsınız nahak ihalelerin peşinde. 
Düne kadar namazlarını bırakın devamlı kılanları, camiden çıkmayanlar şimdi Cum’adan Cum’aya namaza uğrar oluyorlar. 
Düne kadar fakir fukarayı gözetenler paranın kölesi olup artık fakirlerin yanından geçmez oluyorlar. 
Düne kadar zikir ehli olanlar, şeytanın tuzağına düşerek Allah’ı unutuyorlar. 
Düne kadar hatme halkalarının halay başısı olanlar, dünyalığın labirentlerinde gezinerek ahreti tamamen unutuyorlar. 
Niçin Müslümanlar bu hallere düşüyorlar?
Çünkü Müslümanlar makam bana vız gelir, paranın kölesi olmam, hele ki kadınlar yanımdan geçmez derken birden onun az bir tadına bakınca sürüklenip gidiyorlar.
Demek ki dünyalığa meyletmenin kapıları olan bu ve bunun gibi şeylerden kaçınmalıyız. 
Makam istememeliyiz, onun peşinden koşmamalıyız. 
Ancak makamlar verilir, istenmez. 
Verilen makamlar, istenilen makamlardan imtihanı daha kolay olur. 
Çünkü insanoğlu bir şeyi isterse, ona teveccüh ederse nefsinin ona meyli daha fazla olur.
Verilen makamın da kölesi olmamak için her daim bilge insanlardan, ehl-i zikir Müslümanlardan akıl almalı. 
Hiçbir zaman Allah’tan kaldıramayacağın zenginliği istemeyeceksin. 
İstersen; sen parayı kendime köle yapacağım derken bir bakmışsın şeytan seni şaşırtmış ve sen paranın kölesi olmuş olursun. 
Ne kötü bir durum değil mi?
Bunların içinde en zorlusu da kadındır…
Hele ki zamanımızda kadınlardan korunmak o kadar zor ki.
Bir menkıbe vardır; Dağda yaşayan bir dervişin koyundan sağdığı sütü bir bezle akıtmadan şehirdeki bakkal kardeşine götürürken, bir kadının dirseğinin altından kolunu görünce o bezdeki süt damlaya başlamıştır. 
Asıl dervişlik, dağda kendini herkesten soyutlamakla değil, şeytanın tüm oyunlarına galebe çalarak dervişlik yapabilmektir. 
Dünya çok zor imtihandır Azizim. 
Öyle bir zaman gelir ki, hatme halkan okeye dönmüş olur. 
Bir de kendine göre de fetvanı vermeye çalışırsın. 
Bir zamanlar dinin sana hükmederken sen artık dinine hükmetmeye çalışırsın. 
İnsan olmak zor, Müslüman olmak daha da zor. 
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hele ki bu zamanda Müslüman olmak da zor, derviş olmak ondan bin kat daha zor. 
Ne mutlu çizgisinden şaşmayan Müslümanlara. 
Ne mutlu hatme halkasından ayrılmayanlara. 
Ne mutlu camileri kendine mesken edinenlere. 
Ne mutlu makam peşinden koşmayanlara.
Ne mutlu parayı kendine köle yapanlara. 
Ne mutlu kadınlara karşı haya perdesini çekenlere. 

Cezmi Çepni Koç

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.