Lütfi AYHAN
HANİ DAEŞ BİR CANAVARDI
Büyük hikâye Küçük Şeytanın Afganistan’ı 1979 da işgali ile başadı. Sonuç 30 yıldır bitmeyen savaş 3 milyondan fazla ölüm. Milyonlarca yaralı ve göçmen…
İslam dünyasındaki ikinci hazin hikâye Büyük şeytanın Irak’ı 1991 de ilk işgali ile başladı. İstediğini bir türlü elde edemeyen ABD, 2003 te Irak’a 2. Kez girdi. İki işgalin amacı da pek ulvi! İdi: “ Saddam gidecek, Irak özgürleşecek, Irak’a demokrasi gelecek, kuşlar uçacak, çiçekler açacak, Arap kızları Dicle Irmağında kayıklarla gezileri düzenleyip şarkılar söyleyecekti…” Heyhat! Irak’ı Paramparça eden, Ülkeyi etnik, mezhebi, coğrafi parçalara ayıran Büyük şeytanın kurduğu düzen, öyle kanlı, öyle berbat ki Irak’ın daha uzun yıllar kendine gelmesi mümkün görünmüyor. Parçalara ayrılan ırak halkı yıllardır birbirini boğazlıyor ve böyle giderse boğazlamaya da devam da edecek. (1,5 milyondan fazla ölü milyonlarca göç) ABD Obama döneminde kendi askerlerini geri çekerken, Irakta yönetimi Saddam döneminde büyük zulüm gören Şiilere ve Kürtlere terk etti. Bilhassa şiiler yıllarıdır birikmiş öfkeleri ile öyle bir zulme giriştiler ki bu baskının sonucu çıkan enerjiyi kendi kontrolünde tutmak isteyen ŞEYTANLAR , DAEŞ in kurulmasına öncülük etti. Gözü dönmüş canavar ruhlu, intikamcı, biraz baascı, biraz Arapçı bu örgüte İslami bir renk veren süper güçler, onun yaptığı zulümleri, onun yaptığı işkenceleri, kafa kesip kelle uçurmaları tüm dünyaya görüntülü olarak servis ederek (normalde büyük İnternet firmaları bu gibi görüntülerin yayınlamamasına izin vermez) tüm dünyada DAEŞ in şahsında Sünni İslam dünyasına karşı nefret, kin ve düşmanlık meydana getirdiler. Ortadoğu’ya girmek isteyen her güç, her devlet eline DAEŞ anahtarını alarak elini kolunu sallayarak rahatça bölgeye girmeye başladı. DAEŞ, Batılı katil avcılar tarafından, İslam dünyasını avlamak için Kümes kekliği gibi kullanılmağa başlandı. Film elan gösterilmeğe devam ediyor.
Suriye avında esas avın biz olduğunu önceleri pek anlayamadık. Durup dururken birden Fetö nün adamları MİT tırlarını durdurdu. Resimler çekildi haberler yapıldı. Zaman gazetesi, Samanyolu TV ve büyük yabancı ajanslar, sürekli “Türkiye DAŞE yardım ediyor” haberlerini yaymaya başladı. Bu haberler dünyaya dalga dalga ulaştı. Bu yalancılara göre “Zalim, katil, tecavüzcü, kelle koparan, el kol kesen… DAEŞ e Türkiye yardım ediyordu!? “ Bu haberleri Erdoğan, binlerce kez yalanlandı. Lakin nafile. Çünkü oyun içinde oyun vardı. Daeş sadece tuzağın bir parçasıydı. Dünya kamuoyunu yönlendiren büyük ajanslar ve kanallar ve gazeteler,” Türkiye, “Daeş, kelle koparma, kol kesme ..” haberlerini sürekli yan yana yayınladılar. Bu arada Türkiye’de, PKK ve DAEŞ katilleri artarda saldırılar yapmaya başladılar. Bu nasıl bir işse Türkiye hem DAEŞE YARDIM EDİYORDU!, hem de onun saldırıların uğruyordu.
Cumhurbaşkanı oyunu, tuzağı görmüştü, lakin henüz yöneticilerin önemli bir kısmı ile halkın önemli bir bölümü bundan habersizdi. O, “bu bir oyun, bu bir tuzak” dedi defalarca... En sonunda Fırat Kalkanı operasyonu başladı. DAEŞ le yıllardır mücadele ettiklerini, DEAŞ ın yok edilmesi gereken büyük bir canavar olduğunu söyleyen devletler, başta Türkiye’ye destek verirmiş gibi yaptılar. Lakin baktılar ki Türkiye gerçekten DAEŞ i Elbab’dan atacak, gerçekten DAEŞ yenilecek, tıpkı Suriye politikasında olduğu gibi geri çekiliverdiler. Geri çekilmekle kalmadılar Cumhurbaşkanımızın söylediğine göre örgüte yardım etmeye başladılar: ABD, DAEŞ in başkenti sayılabilecek RAKKA ya operasyonu ertelediğini açıkladı. Bu ne demek? “DAEŞ liler! Rahatça ELBABA yardıma gidin” demek. Palmira da rejim güçleri birçok ağır silahlar bırakarak bu tarihi kenti ve bu büyük silahları(tank top) DAEŞE ikram ettiler. Bu ne demek: “ DAEŞ! bu silahları al ve git ! Müsait yerde kullan !”demek. İşte oyunun özü bu! İşte oyunun son sahnesi: HEDEF TÜRKİYE. Işid sadece bir figüran.
IŞİDE katılan, ona sempati duyan, onu güya İslami bir örgüt gören insanlar, Fetönün yaptıklarını görüp uyanmayan tabandaki ibadetle meşgul olanlar, Batının bu kirli, bu pis, bu kanlı oyunun görüp uyanmayan gafil batıcılar! Artık uyanalım! Zira hedef Erdoğan falan değil; hedef hepimiziz, hedef Türkiye, hedef tüm İslam Dünyası. Laik dindar,sağcı solcu, Alevi Sünni, Kürt Türk, zengin fakir… Fark etmez Türkiye’de yaşayan herkes hedefte. Vatan tehlikede. DAEŞ tiyatrosu bu gerçeği çok açık bir şekilde göstermiyor mu???
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.