Teslime Gülsen NURDOĞAN

Teslime Gülsen NURDOĞAN

Hadislerle Nasihatler Okuma Programımız

Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyhin Hadislerle Nasihatler kitabını taallüm ediyoruz. Nasıl taallüm ediliyor diye merak ediyorsanız sizleri zoom üzerinden gerçekleştirdiğimiz Hadislerle Nasihatler Okuma Programımıza bekleriz. Zira bu sadece bir okuma değil taallüm yani öğrenmedir efendim! Öyle bir öğrenme ki programlarla yetinemeyip bir de böyle yazılar yazma gereği hissediyorum. Bütün bunlar zannediyorum ki, merhum hocaefendinin Allah dostu olma özelliğinden nâşî Cenab-ı Mevla'nın ikramıdır.

Mehmed Zahid Kotku, 'Hadislerle Nasihatler' kitabında Ulemaya Tabi Olmak konulu bir hadis i şerifi açıklarken kıymetli çıkarımlar yapıyor. Bahsolunan hadis-i şerif ise şöyle: "Ulemaya tabi olunuz. Çünkü onlar muhakkak dünyanın ışığı, kandilleri ve ahiretin de ışığı kandilleridir." İşte bu konu üzerinde bir şeyler söylemek istiyorum.

Allah onu yüce makamlara erdirsin diyor ki: "İlim haddi zatında kendisi bir ışıktır, bir nurdur, bir ziyadır."

Sonra da hakiki ilimlere sahip olan ulemanın kıymetini şöyle açıklıyor. "Bir insan ne kadar zengin olsa ve diğer dünya bilgilerine sahip olsa dahi yine ona da Allah'ı tanıtacak, marifet i ilahiyeye eriştirecek, onu hak yolda İslam yolunda tutacak bir alim, bir mürebbi ve bir mürşide ihtiyacı muhakkaktır. Çünkü dünya ilimleri insanları hiçbir zaman tek başına ne dünya saadetine ve ne de ahiret saadet ve selametine eriştirememiştir. Bilakis kulları Allah'tan uzaklaştırdığı gibi mahlukatından ve en şerefli, kıymetli kamil Müslüman ve alimlerden de uzaklaştırmaya yarar. Bir de kendilerinin müspet ilim diye adlandırdığı ilimlere güvenip kibir ve azametlerinden asıl müspet ilim olan Kur'an-i Kerim ve ehadis i nebeviyye'ye ve fıkha ehemmiyet vermedikleri gibi bu nurlu Müslüman halkı ve alimlerini hiçe sayarak onlarla alay ettikleri görülen hadiselerdendir ki bu terbiyesizlikleri onlara ceza olarak dünyada yeter, ahirette de." Hakiki ilim sahibi mürşidi kamillerin gerekliliğini bu şekilde anlatırken beni en çok cezbeden bölümler hadis i şerifi açıkladığı yerlerdi. Nedense Peygamber Efendimizin hadislerini herkes okuyor ama herkes denizden inci çıkarır gibi bu hadislerdeki hikmetleri çıkaramıyor. Çünkü tahkik ehli değiller! Tahkik ehli kimlerdir derseniz; marifatullâh bilgisine ermiş gerçek ulemalardır derim. Nitekim yüce ilimler sahibi Muhyiddin Arabi de "Benim eserlerimi tahkik ehli olmayan anlayamaz!" derken bu gerçeğe işaret eder. Tahkik ehli ilmi kitaptan değil kalp yoluyla Allah'tan alır. Çünkü onlar Allah dostlarıdır. Bu kadar izahattan sonra ise asıl yazmak istediklerime geçeyim.

Mehmed Zahid Kotku hadisteki sirac ve misbah kelimeleri için diyor ki… önce hadisin orjinalini yazayım "İttebiul ulemē e, feinnehüm sürûcüddünya ve mesâbîhu l ahirati." Zahid hoca diyor ki; "Buradaki sirac ve misbah kelimeleri ayrı ayrı kelimelerdir fakat ikisinin de manası birdir. Kandil; ziya veren, ışık veren, nur veren bir vasıtadır. Lakin çok manalıdır. Mesela güneş ve ay daha ziyalı oldukları halde onlardan bahs olunmamış, kandil manasını taşıyan sirac ve misbah denilmiş. Zira güneş geceleri bulunmaz. Halbuki ilim, geceleri de aydınlatan bir nurdur. Ay da gündüzleri görünmez. İlim ise hem gece hem gündüz insanlara ışık tutar, ışığı daimidir. Güneş ve ayın cahili irşadda hiç faydaları yoktur. Halbu ki ilmin nuru cahilin cehlini, kafirin küfrünü giderir."

İlme yanaşmayanlara ise ilmin faydası olmaz diyerekten marifatullaha sahip olmak için gerekecek olanları şu şekilde açıklıyor. Burası çok önemli dikkatli okuyun!

"Kandiller yağ koymak için bir kaba, bir fitile, bir şişeye bir de kibrite nasıl muhtaç ise ilmin de muhafazası için evvela Cenab ı Hakk'ın tevfikinin erişmesi, ilim sahibinin hidayete nail olması ve bir de ihlas sahibi olması gerekir. İlmiyle değil dünyayı belki ahireti de Allah'a bırakıp yalnız ve yalnız Allah u Teala'nın rızasını kasdetmesi bir de tükenmez bir sabra sahip olup nefsini şehavatından men edebilmesi ve bir de Allah'ın bu lütfuna şükredebilmesi gerekir ki ilimden, fazlından her zaman ve herkes istifade edebilsin."

Bu tavsiyeler o kadar önemli ki yeniden not ettim:

1.Cenab ı Hakk'ın tevfiki

2.Hidayet

3.İhlas

4.Rızai bari

5.Sabır

6.Nefsini şehavetten men

7.Şükür

Mehmed Zahid Kotku'nun tavsiyeleri bana Ataullah İskenderî'nin tavsiyelerini hatırlattı. Diyor ki tac'ül arus kitabında Ataullah İskenderî: "Zannetme ki insanlar bilgiden yoksunlar, onların en yoksun oldukları şey ilahi destektir."

Bu çağda ilmin en dev günleri yaşanıyor çünkü artık her yerde ilim var! Fakat ilme bu kadar kolay ulaşıldığı halde tesiri hala sınırlı. Şu hadisleri herkes okuyor ama hiçbir şey anlamadan okuyor. Rüzgar gibi kulağından girip çıkıyor. Çünkü ilmin muhafazası için gerekli şartlar onlarda yok! Bu yazıda bunları belirtmek istedim. İnşallah fayda hasıl olur.

Üç güzel insan da bu makaleye damgasını vurdu. En başta Mehmed Zahid Kotku sonra Muhyiddin İbn Arabi ve Ataullah İskenderî. Oh ne güzel ne ala dedim kelamım hitama erince. Çünkü salihlerin anıldığı yere rahmet yağıyor. Haydi okuyun okutun da sizin de başınıza düşsün o rahmetten! Allah'ın selamı üzerinize olsun. Hadislerle Nasihatler Kitabını Taallüm Programı için bana ulaşın. Mail adresim: kafu-nun@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.