Gazze Cihadının/Zaferinin En Büyük Semeresi

Gazze Zaferinin En Büyük Ganimeti

Başlığı okuyunca şaşkınlık yaşayanlara şaşırmam. Çünkü “ iki aydır İsrail tarafından biteviye bombalanan, çoluk çocuk kadın yaşlı…20 bine yakın şehit veren, evlerini, topraklarını kaybeden Gazzeli’ler mi zafer kazandı? “ sorusu ilk bakışta çok doğru ve yerindedir. Lakin hakikat bunun tersidir. Hayat bir maratondur. Çünkü Mü’minler için zafer sadece bu dünyada düşmanı yenmek, ona galip gelmek, onun ordularını dağıtıp ülkelerini fethetmek değildir. En başta nefsini yenmek sonra ister şehit olarak, ister gazi olarak ebedi hayatı, sonsuz saadeti(cenneti) kazanmaktır. Bu sebepten dolayı Müslümanlar Bedir’e de zafer derler Uhud’a da.

MÜHİM OLAN MADDİ NETİCE DEĞİLDİR

Savaşları ve zaferleri büyük kılan sadece orduların sayısı, fethedilen veya kaybedilen toprakların büyüklüğü değildir. O zaferin veya mağlubiyetin ortaya çıkardığı etkinin önemi ve büyüklüğüdür. Bu teze tarihte çok fazla misal vardır. (Mesela Bedir Savaşı'na/zaferine bakalım Müslümanların sayısı 305-313 civarında, müşriklerin sayısı ise 1000 civarında idi. Müşrikler 70 ölü ve 70 esir bırakıp kaçtılar. Müslümanlardan 14 şehit verdiler. ölü sayısı 100 bile değil) Sayı ne kadar az değil mi?. Bu gün dünyada 2 milyara yakın Müslüman varsa Bedir zaferinin buna katkısı çok fazladır. Tıpkı bunun gibi Gazze cihadını (devrimini, isyanını, başkaldırısını) büyük kılan şehitlerin sayısı, kaybedilen toprakların büyüklüğü değildir. Gazze cihadının en büyük ganimeti asırlardır tüm insanlığı kandıran, "BATI PUTU'NUN" yıkılmasıdır.

Bu "put" üç yüz yıla yakındır dünyayı sömürmekte, insanlığa zulmetmekte, Adem oğullarının büyük bölümünü yalanları ve iki yüzlülüğü ile kandırmakta idi. Özünde yalancı, münafık, çıkarcı, bencil, zalim, vahşi, acımasız, adaletsiz olan "batı medeniyeti" kendini insanlara bu sıfatların tam zıddı ile tanıtmakta ve onları kandırmakta idi. “ insan hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, basın özgürlüğü, ifade hürriyeti, evrensel ahlak, evrensel hukuk, medeniyet, uygarlık, hoşgörü, vicdan, bilim, merhamet .” diyerek tüm dünyayı kandıran Batının gerçek yüzü bu zaferle ortaya çıktı. Medyasıyla ortaya çıktı akademisi ile ortaya çıktı. Siyasetçilerinin, sivil toplum kuruluşlarının uluslar arası üne sahip resmi gayri resmi kurumlarının korkaklığı, iki yüzlülüğü, çifte standartlı tavırlarıyla ortaya çıktı.

Gazze Zaferi, bu “aldatan Putun” kirli, tarafgir, kara yüzüne öyle bir ayna tuttuki, batılı sözde aydınların, sözde insan hakları savunucularının, sözde hayvan hakları taraftarlarının, sözde çevrecilerin, sözde akademisyenlerin, sözde barış taraftarı olan siyasetçilerin, stk ların...İsrail'in aleni olarak işlediği savaş suçlarını gördüklerini buna rağmen görmemezlikten geldiklerini tüm cihana ifşa etti.

İsrailin sivilleri, kadınları, bebekleri öldürerek, hastane, okul,,cami, kilise ayırt etmeksizin bombalayarak aleni işlediği savaş suçlarını gören batılılar, sanki bir anda a'ma/kör oldular, sanki bir anda sağır oldular, lâl oldular, dut yemiş bülbüle döndüler. Kimisi korkusundan böyle davrandı/davranıyor kimisinin zaten tıynıyeti böyle.. Gazze Cihadının bereketidir bu. Gazze’li mazlum çocukların, kadınların, bebeklerin, kuşların, kedilerin kanları, ahları, inlemeleri, figanları, miyavlamaları boşa gitmemiş Allah’ın izni ile de gitmeyecektir.

GAZZE DEVRİMİ BİR "KALK BORUSUDUR"

Tüm dünya gençliği gibi zavallı mazlum ve masum Afrika ve Asya gençliği, ölümü göze alarak sığınmak istediği “batı cennetinin” gerçek yüzünü bu vesile ile inşallah görmüştür. Gazze’li Gençlerin canı ve kanı, Gazze’li bebeklerin parçalanmış bedenleri, Gazze halkının zulme direnişleri dünyaya büyük bir mesaj ulaştırmıştır. Bu yüzden Gazze cihadı tarihin büyük zaferlerinden biri sayılacaktır.

Bu zaferin mühim neticelerinden bir kaçı şunlardır:

a- İsrail korkusunun sona ermesi

b- İslam Dünyasının biçareliğinin ayan beyan ortaya çıkması

c- İsrail’in sadece İsrail’den ibaret olmadığı, ABD başta olmak üzere tüm batılı Emperyalist güçlerin fiilen, aleni destek verdiği, Çin, Rusya gibi güçlü devletlerin de gözle görünür dişe dokunur bir şey yapmayarak "sığınılacak bir liman" olmadıkları ortaya çıkmıştır.

d- Uluslararası kuruluşların biçare oldukları açık bir şekilde tescillenmiştir.

e- Dünyanın bu sistem ile bir yere gidemeyeceği yeni bir sistemin acilen kurulması gerektiği gerçeği insanların gündemine oturmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum