Garip Bir Seçime Daha Gidiyoruz

                   Demokrasi, hem zor, hem de veballi bir yönetim. Niye? Çünkü oy verecek herkesin, her vatandaşın ayrı ayrı  sorumluluğu var yönetimde. Krallık olsaydı, yönetimde biz normal  vatandaşların nerdeyse hiçbir sorumluluğumuz olmayacaktı . Kral ölene kadar “yaşasın kral”,  ölünce “kral öldü yaşasın kral” deyip kendi işimize bakacaktık. Demokraside öylemi ya! Dağdaki çobanın da- siyaset profesörünün de, milyarderin de – meteliksizin de, okumuşun da- cahilin de, Kadının da-erkeğin de…Oyu eşit olduğundan yönetimdeki sorumlulukları da, seçilenlerle ilgili mesuliyetleri de  aynı oranda olacak. Bu nedenle adaylarla ilgili konuşurken veya oy atarken büyük bir sorumluluğun omuzumuza bindiğini unutmayacağız. Hangimiz bu mesuliyetin farkında! Adayları tanımamız mümkün mü? Hayır. Bir insanı tanımak öyle kolay bir şey mi? Hz ömerin deyimi ile,” alış veriş etmediğimiz, emanet verip almadığımız, yolculuk yapmadığımız “ bir kişiyi nasıl tanıyacağız?    Geriye ne kalıyor? Partilerin başkanlarının durumu, partilerin ileri gelenlerinin halleri… ( ki onları tanımamızda pek mümkün değil. Allahtan basın var da onlardan bir şeyler öğreniyoruz. Gerçi onlarda çoğu zaman insanları yanıltıyorlar ya!) Bu seçim de  normal bir seçim olmayacak gibi. Zaten ülkemizde kuralına uygun seçim pek olmadı ki. Eskiden ya askerler işe karışıyordu,  ya da siyaset dışı etkenlerin  müdahelesi vatandaşın gerçek görüşünü sandığa yansıtmasına mani oluyordu. Bu seçimde de yine benzer bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü “er meydanına” son anda, daha önce  güreşmek için kayıt yaptırmayan,   güreşci mi değil mi (parti mi değil mi?) belirsiz olan, hangi kiloda, hangi boyda,  kiminle güreş tutacağı belli olmayan  bir sporcu!  kurallara aykırı bir şekilde girdi. Bu pehlivan! Direk güreşe girmiyor,  baş pehlivan olması nerede ise kesin olan pehlivana karşı onun rakiplerini destekliyor. Baş Pehlivan adayı bir yandan rakibileri ile güreşirken bir yandanda arkadan ayağına çelme takan, elini kolunu tutmaya çalışan bu” korsan sporcuyla” uğraşmak zorunda kalıyor. Seyircilerden bir kısmı da  bu duruma tepki göstererek  desteklerini çekmek üzere oldukları baş pehlivandan yana tavır alıyorlar. Bu kuralsızığa karşı onun yanında yer almaya başlıyorlar. Bu durum neticesinde bizlerin de  ;” bu seçimde bari vesayetten uzak, şöyle kuralına uygun, faulsüz bir güreş seyredelim “dilekleri boşa gidiyor. Rahatça adayları,  partileri değerlendiremiyor, tarafsız bir şekilde konuşmaları dinleyemiyor, şartsız bir şekilde tartışmaları seyredemiyoruz. Ne yapalım ülkemizin durumu bu! 

 

                                                             Bu Seçim Yerel mi Genel mi?

                   Bu seçim  yerel olmasına rağmen hava tam tersini gösteriyor. Televizyonlara bakınca, gazeteleri okuyunca, sokaktaki konuşmalara kulak verince durum çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. En çok kimleri görüyor,  en çok kimleri konuşuyoruz:  Erdoğan, Kılıçdaroğlu,  Bahçeli, Gülen… Sanki bu seçim Erdoğan, Kılıçdaroğlu,  Bahçeli, Gülen (“paralel yapı”) arasında bir seçimmiş gibi bir hava oluştu ülkede.  İlimizdeki, ilçemizdeki adaylardan bile haberimiz yok. Mesela Meram’da yaşayan bizler, yani sıradan vatandaşların büyük bir çoğunluğu bırakın adayların özelliklerini adlarından bile bi haberiz.  Dün işim icabı Meram Sanayine gitim.  Esnaf kardeşlerimizde de aynı durumu gözlemledim. Sırası gelmişken değerli adayların adlarını buraya yazalımda vazifemizi yapmış olalım: Ak Parti: Fatma Toru, MHP: Hakkı Altuntaş Saadet:  Mehmet Demirel, BBP: Abdullah Nacak, BTP: Şemsettin Günördü…

                   Mahallede, sokakta, sohbetlerin konusu yerellikten ziyade Ankara,  hükumet, AKP, CHP, MHP, “Paralel Yapı”, “dinleme iddiaları”, “yolsuzluk söylentileri” oluyor. Buna rağmen ben bu yazımda yaşadığım ilçenin seçimi hakkında yazmak istiyorum:  Meram bu seçimde ilginç bir yarışmaya sahne olacak. Bunun nedeni iktidar partisinin adayında gizli. Konya tarihinde bir ilk yaşanıyor. Bir bayan, hem de örtülü bir Hanımefendi kazanma şansı olan bir yerden aday oluyor. Meramın seçmen profili göz önüne alınca rakip partililerden bazı seçmenler, bu durumun lehlerine olduğunu dillendirmeye başladılar. Mahallemizden MHP’li ve  SP’li bazı arkadaşlar bana ;”hocam siyaseten ve dinen bir hanımın başkan olmasını nasıl karşılıyorsunuz? Diye sorular sormaya  başladılar. Benim şahsi düşüncelerimi ve siyasi duruşumu bildiklerinden soruyu direk sormuyorlar, halk deyimi ile “zarf atıyorlar”  Ben de  onlara dedim ki; “Valla dini durumunu müftüye sorun. Siyasi duruma gelince; Partilerinde  hanım vekil, veya bayan yetkili olmayan parti mensupları  bu soruyu sormakta haklılar. Yalnız benim bildiğim kadarı ile,  Saadet bir zamanlar Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı gibi hanımları vekil yaptı ve bu gün Oya Akgönenç Hanımefendi halen parti yönetiminde. MHP de ise 4-5 tane bayan millet vekili var. Benim de çok takdir ettiğim cesur bir bayan olan Meral Akşener Hanımefendi,  halen MHP'den Meclis başkan vekili…”   

                                    Fatma Hanım Büyük Bir Sorumluluğun Altına Girdi

                 Allah, kim kazanırsa ona yardım etsin. Çünkü  yönetici olmak çok büyük bir sorumluğu yüklenmek demektir. Bu nedenle İslami devletlerde   genellikle ( Hz Yusuf örneğinde olduğu gibi tersi durumlarda var ama az.)  yönetici olmak isteyenlere yöneticilik verilmez,  kaçanlara bu vazife yüklenmeye çalışılırdı. Eğer seçilirse Fatma Toru Hanımefendi’nin omuzuna yüklenecek ekstra yük şu olacak: Şimdiye kadar genelde Türkiye’de, özelde Konya'da hanımların çoğunluğunu teşkil eden örtülü hanımlar sadece oy veriyor, sadece seçme haklarını kullanıyorlardı. Fatma Hanımefendi gibi aday olan tesettürlü adaylar  bu durumu sona erdirecek bir hal/avantaj ile karşı karşıyalar. Yani artık  örtülü hanımlar edilgenlikten çıkıp etken bir hale, mefullükten çıkıp fail bir konuma yükseliyorlar.  Seçilir mi seçilmez mi, başarılı olur mu olmaz mı,  onu bilmem. Fakat Fatma Hanımefendi’nin aday olması ile birlikte özelde Meram’da/Konya'da, genelde Türkiye’ de  yeni bir dönem başlamış oldu. (Bu arada gerek Ak Partinin gerekse CHP nin başka yerlerde örtülü adayları da varmış) Nereden nereye değil mi? Daha 4-5 sene önce başörtülü öğrenciler okullarına, baş örtülü memure hanımlar devlet dairelerine giremezken şimdi başörtülü bir hanım başkan seçilmek üzere aday oluyor. (TBMM de sonradan  örtülen hanımlar örtülü olarak meclise girmemişlerdi.Yani halk onların açılacağını hesap ederek oy vermişlerdi)

                 Fatma Hanımefendi’nin adaylıkla başlayan sorumluluğu seçilirse daha da artacak. Eğer başarılı olursa, Türkiye’de bazı kafalarda yıllardır oluşan bir düşünce kalıbı yıkılacak. Bu ülkenin hanımları arasında büyük çoğunluğu oluşturan örtülü hanımlar, dizilerde, filmlerde, romanlarda hikayelerde hep 2.3. sınıf rollerde gösteriliyorlardı. Fatma Hanımefendi gibi bayanların seçilmesi ve hele de başarılı olmaları durumunda bu kalıpların yıkılmasına  büyük katkı sağlayacakları kesin.  

                Tüm adaylara hayırlı  çalışmalar, büyük bir sorumluluğu yüklendikleri için de hepsine  şimdiden teşekkürler.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum