Günlerdir konuşulan, tartışılan Türkiye’nin dev Fenerbahçe, Galatasaray derbi maçı gene nefesleri kesti. Maç sonunda taraflar birer puana razı olurken, Galatasaray 11 yıldır, Kadıköy’de Feneri yenememe kaderi son dakikada direğe takılsa da devam etti.

Fenerbahçe beklendiği gibi maça fırtına gibi başladı. Defansı ortaya sahaya ya kadar yaklaştırarak, topa önde bastı. Hücum presle adeta Galatasaraylı futbolcuları şaşkına çevirdi. Fenerli futbolcuların istekli ve baskın oyunu karşısında, oyun kuramayan ve yarı sahasından çıkamayan Glatasaray, 10. dakikada Moussa Sow, 15. dakika ise Alex de Souza'nın şık gollerine engel olamadı.

Gollerden sonra 10 dakika daha hızlı oyununu devam ettiren Fenerli oyuncular, maçın 25. Dakikasından itibaren oyunu rolantiye alarak maçı kendi sahasında kabul etmeye başladı. Birçok yorumcu, 2-0’ın getirdiği psikolojik etkenlerle, takım sahasına çekilerek skoru koruma çabalarına girdiğini belirtiyor. Ben bu yorumlara katılmıyorum. Zira Fenerbahçeli futbolcular sezonun ikinci yarısındaki tüm maçlarına baktığımız zaman, takım olarak maçların 40.dakikasından sonra, fizik kondisyon olarak bir düşüş yaşıyor. Bu maçta da bunu gördük. Fenerbahçe maça çok yüksek tempoda başladı. Alex bile ilk defa orta saha bu kadar koştu. Hatta defanstan bile top çıkardı. Hızlı tempoyla başlayan Fenerbahçe maçın 25. Dakikasından sonra adeta durdu. Aykut hoca maalesef sezonun ilk yarısının bittiği devre arasında takımı iyi çalıştırmadığı ortaya çıkıyor. Futbolcuların fizik- kondisyonu bu maçta da görüldüğü gibi 90 dakikayı çıkartacak düzeyde değil.

Nitekim ilk yirmi dakika rakibin gözünü açtırmayan orta saha oyuncuları, Emre, Mehmet Topuz, Baroni, 20. Dakikadan sonra bariz bir şekilde yoruldukları gözlenirken, kendi sahalarından pek ileri çıkamadılar. Bu dakikadan sonra sahada inisiyatif tamamen Galatasaraylı futbolcuların eline geçti.

Aykut hoca taktik olarak da maça yanlış müdahalelerde bulundu. Madem orta sahan yoruldu oyundan düştü. O zaman eli belinde bekleyen Baroniyi çıkar, genç çok koşabilen Özgür’ü al. Hadi Özgür’ü almadın, kötüde oynasa bile Galatasaray kalesine dikine gidebilen tek oyuncu Stock’u çıkarıyorsun, yerine Selçuk’u alıyorsun. Sonrada kanat oyuncusu olmayan Sow’u sol kanada, Alex’side santrofora koyuyorsun.  Buda resmen Aykut hocanın gol düşüncesinde olmayışının göstergesiydi. G.Saray atakları bunaltıcı bir seviyeye gelirken Kocaman’ın oyuna yanlış müdahalesi de maçın sonunu hazırladı.

Kısaca, Fatih Terim’in çıkardığı kadro oyunun gidişine göre yaptığı müdahaleler ve  Aykut hocanın pasifliği net bir biçimde maçın sonucunu belirledi.