Fakirden Çalıp Zengine Veren Hırsızlar. : Experian, Equifax ve TransUnion

Sevgili Dostlar,

Bugün, "Big Three" olarak bilinen Experian, Equifax ve TransUnion şirketlerinden bahsetmek istiyorum. Ne yazık ki, bu şirketler iyi niyetle kurulmuş olsalar da, günümüz şartlarında Amerikan halkının cebindeki parayı çalarak bankaların kasasına haksız bir şekilde aktaran kuruluşlar haline gelmişlerdir.

Amerika'da bir hata yaptığınızda, polisten ceza alabilir ve mahkemede kendinizi savunabilirsiniz. Eğer suçlu bulunursanız, cezanızı devlete ödersiniz. Ancak, birkaç faturayı geciktirirseniz, kredi notunuz düşer ve size kendinizi savunma hakkı verilmez. Sonuç olarak, ertesi gün taksitle alacağınız araç için daha yüksek faiz oranlarıyla karşılaşırsınız ve binlerce dolar fazla ödemek zorunda kalırsınız. Fazla ödediğiniz para devlete değil, finans şirketinin kasasına gider. Kredi şirketlerinin keyfi olarak kredi notunu düşürmesi, bankalara haksız kazanç sağlamaktadır.

Kredi raporlama şirketleri, kredi güvenilirliği sunmak adına çalışsalar da, geciken borçlar veya zamanında öden(e)meyen faturalar nedeniyle bireylerin kredi skorunu düşürerek finansal zorluklara sebep olmaktadır. Üstelik tüketicilerin, kredi skoru düşüşlerine itiraz etmeleri için yeterli mekanizma yoktur. Bankalar ve finans kuruluşları, bu düşük skorları bahane ederek, faiz oranlarını artırmakta ve tüketicilere binlerce dolar fazla ödetmektedir.

Kredi Skoru ve Cezalandırma Mekanizması

Birkaç örnekle haksız uygulamalar:

• Yeni kredi kartı aldığınızda kredi notunuzu düşürürler.

• Kredi kartınızı kapattığınızda kredi notunuzu düşürürler.

• Kredi kartı limitini % 30 dan az veya %70 ten fazla çok kullandığınızda kredi notunuzu düşürürler.

• Kredi raporunuzu sorgulattığınızda kredi notunuzu düşürürler.

• Herhangi bir faturayı geç ödediğinizde kredi notunuzu düşürürler.

• Kredinizi erken kapattığınızda kredi notunuzu düşürürler.

• Kredi geçmişiniz kısa olduğunda kredi notunuzu düşürürler.

Bu kadar küçük ve geçici değişiklikler nedeniyle kredi skorunuzun düşmesi, sistemin adaletsizliğini ortaya koymaktadır. İnsanların kredi skorları düştüğünde, bankalardan alacakları kredilere yüksek faiz uygulanır. Örneğin, aylık 300 dolar ödemesi gereken bir kişi, 400 dolar ödemek zorunda kalır. Bu sistemde, “Big Three” diye anılan kredi raporlama şirketleri, parayı zenginden alıp fakire vermek yerine, fakirden alıp zengine aktaran birer “tersine Robin Hood” haline gelmiştir.

Collection agentler ile (Tahsilat acenteleri) "Big Three" kredi raporlama şirketlerinin kirli ilişkileri şu şekilde işlemektedir:

Ödenmemiş küçük borçlarınız, tahsilat acentelerine devredilir. Tahsilat acenteleri, bu durumu avantajlarına çevirerek, kredi notunuzu düşürüp sizi ödeme yapmanız için baskı altına alır. "Eğer borcunuzu ödemezseniz kredi notunuz daha da düşecek," şeklinde örtülü tehditler savururlar. Bu durumda, borcunu ödemek isteyen biri, faiz ve ek ücretlerle birlikte, asıl borcunun iki katını ödemek zorunda kalır.

Collection agentleri ile, big three el ele vererek, tüketicileri daha da zora sokmakta ve finansal yüklerini artırmaktadır.

Bu Sistem Kimi Koruyor?

Düşük kredi skoru, bireyleri yasal tefecilere mahkum etmektedir. Kredi skoru düşük olduğu için bankalardan borç alamayan insanlar, 'Title Max' gibi yasal tefecilere başvurmak zorunda kalır. Bu kuruluşlar, bireylere %30-35'e varan faiz oranlarıyla kredi sunar. Kredilerin geri ödenmemesi durumunda, insanların arabalarına el konulur. Şu anda sadece Title Max gibi kuruluşların elinde insanlardan zorla alınmış on binlerce araç bulunmaktadır. Bu araçlar, daha sonra açık artırmalarda, haraç mezat satılmaktadır. Bu tür finansal mekanizmalar, zor durumda olan bireylerin daha da fakirleşmesine neden olmaktadır.

Bu çarpık sistem, bazen insanların peşin parası olmasına rağmen, sırf kredi geçmişi oluşsun ve kredi skorları yükselsin diye kredi ile mal almaya zorlamaktadır. İnsanlar kendi aralarında, taksitle araç al, kredi skorun yükselir diye tavsiyelerde bulunmaktadır.

Haksız Kazanç ve Adaletsiz Sistem

Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımın eşi 75 dolarlık küçük bir kredi kartı borcunu üç ay geciktirdiği için mortgage ödemelerine yansıyan faiz artışı nedeniyle evi 200 bin dolar daha pahalıya almak zorunda kaldığını belirtti. 75 dolarlık bir gecikmenin 200 bin dolarlık bir yük haline gelmesi, kredi sisteminin adaletsizliğini gözler önüne sermektedir.

%5 faiz oranıyla alınan kredi ile %7 faiz oranıyla alınan kredi arasındaki ekstra maliyeti gösteren tablo aşağıdaki gibidir.

· %5 faiz oranıyla: Aylık ödeme yaklaşık 2,147.29 USD olur. 30 yıl sonunda toplam ödeme ise 773,023.14 USD.

· %7 faiz oranıyla: Aylık ödeme yaklaşık 2,661.21 USD olur. 30 yıl sonunda toplam ödeme ise 958,035.59 USD.

İki faiz oranı arasındaki fark (30 yılda): 185,012.46 USD

Finansal İstihbarat ve Anayasa’ya Aykırılık

Amerikan Federal Rezerv Bankası’ndan %7 civarinda faizle alınan paralar, finans şirketleri tarafından %30’a varan faiz oranlarıyla halka satılmaktadır. Bu sistem, üretim ya da istihdam yaratmamakta, halkın parasını büyük şirketlerin kasasına aktarmaya yönelik kurulmuş bir düzene dönüşmektedir. Finansal olarak zor durumda kalan bireylere %7 yerine %30 faiz oranıyla borç verilmesi, adaletsizdir ve Amerikan Anayasası’nın ruhuna aykırıdır.

Sonuç olarak, Experian, Equifax ve TransUnion gibi kredi skor şirketleri, halkın cebindeki parayı alıp finans kuruluşlarına aktaran bir sistem oluşturmuşlardır. Binlerce insan, bu şirketlerin keyfi kararları yüzünden evlerini, arabalarını ve işlerini kaybetmektedir. Amerikan halkı olarak, bu adaletsiz sisteme karşı birlik olmalı, sesimizi yükseltmeli ve bu şirketlerin halk üzerindeki etkisini sınırlandırmalıyız.

Unutmayalım ki, kredi skorlarının sahte adaleti ve finans kuruluşlarıyla olan kirli ilişkileri, sadece bireyleri değil, toplumsal huzuru da tehdit etmektedir.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum