Teslime Gülsen NURDOĞAN
Doğum Günüm
Hz. Muhammed aleyhisselam buyurmuş ki:
"Kıyamet günü siz, isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Bu sebeple isimlerinizi güzelleştiriniz!"
(Ebû Dâvûd, Edeb 61;
Dârimî, İsti'zan 59;
İbn Hıbban, Sahih, VII, 528)
Doğduğumda adımı Teslime koymuşlar. Birkaç ay sonra da Gülsen'e çevirmişler.
Bu iki ismimi de çok seviyorum. İkisi de beni mutlu ve huzurlu kılıyor.
Kur'an'da teslime kaç yerde geçiyor, kaç değişik anlamda kullanılmış, teslime hangi kökten türemiş? tarzında kendi iç dünyamda sorularım oluyor.
Teslime Kur'an'da geçiyor diye sevinçlerim de oluyor.
Sonra bana hep babannemi hatırlatıyor, hani ismimi o koymuş ya!
Sonra amcam geliyor aklıma. O da Gülsen olsun demiş.
Çocukça oyunlar oynuyorum kalbimde:
Babannem, "Allah'a teslim ol" diye adımı Teslime koymuş.
Amcam da "sen hep gül" diye Gülsen!
Allah ikisine de rahmet eylesin.
Anneme kaç kez sordum anne ben ne zaman doğdum? diye.
Dedi ki: "Çeltikten gelince doğdun. Çeltik mevsimi bitmişti. Oruç tutuyorlardı. Ben o sene kırkımdan dolayı orucu tutamadım. Orucun başıydı."
Babam da diyor ki:
"Kasım'ın sonu Aralık'ın başıydı. Zemheri girmediydi daha!"
İşte böyle birgün…
Yaz bitmiş, güz de bitiyor.
Buğdaylar ambarlara çoktan konulmuş. İncirler kurutulup reçel, narlar kaynatılıp ekşi yapılmış.
Tereyağlar hızmanlara, çökelekler ve cevizler kış için hazırlanıp torbalara konulmuş.
Pamuklar dallarından toplanıp yatak yorgan yapımı için harallanmış.
Son güz gününün domatesleri de turşu küpünün içine aktarılmış.
Çeltikler hasat edilip, pilavlık pirinçler kilerdeki yerini almış.
Artık büyük aileden herkes evde. Ramazan ayının bereketi ise üzerlerinde.
Veli dede gün evveli kazaya gidip iftarlık ve sahurluklar ile evi doldurmuş.
Gembezin kızı ve Göğ Goca Veli'nin ilk göz ağrıları Mustafa; Köleli köyünün en güzel kızı Elif'le evlenmiş, dünyaya gelecek bebekleri için heyecanlanıp dururlarmış.
Son güzün yelleri kavakların, dutların başındaki birkaç top yaprağı da dökmek için titrek dallara haşarı çelmeler takıyormuş. Çalı dibindeki menekşeler ve gosgoğuk çiçekleri yapraklarını göstermek için toprağı yarmaya çalışıyorlarmış.
Gün akşam olmuş.
Güneş kehribar saçlarıyla dağların yamaçlarına narince dokunuyormuş. Ortalık bir güzelmiş bir güzel!..
Kırmızı düve, boynu ala buzağısına sütünü vermek için sesleniyormuş.
Kırçıllı keçi, ağıla girmemek için muziplikler yapıyormuş.
Kızıl tavuklar günün son tanelerini yutma derdindelermiş.
Sultan hatın iftar hazırlığında, bakır helkeleri merdivenden yukarı çıkarıyormuş.
Elif gelin kimseden habersiz kendi gelin odacığına sığınmış. Böğrüne, beline keskin ağrılar saplanıyormuş. Daha önce böyle bir ağrı hiç yaşamamış. Kimseye de bir şey anlatamamış. Zaten herkesin işi gücü başından aşkınmış.
Göğ Goca Veli'nin oğlu Mustafa, eşi Elif'i ortalarda göremeyince gelin odasına doğru yönelmiş. Kapıyı açmış bakmış ki, Elif'i kıvranır durur. Anlamış ki doğum anı yakın.
Hemen gitmiş durumu annesine anlatmış.
Oda doğum için hazırlanmış. Ebelikten anlayan kadınlara haber salınmış. Bir taraftan ocak yakılıyor su ısıtılıyor; bir taraftan da sabun, havlu, çarşaf hazırlanıyormuş. Gelinin bohçasından hem bebeğe kundak ve bez hem de geline temiz çamaşırlar çıkartılıyormuş.
Bir kız çocuğu doğmuş, ciyak ciyak bağırmış. Gembezin Kızı Sultan, küçük kızı şefkat ile tutuyormuş. Bir taraftan dili Allah Allah diye tesbih ediyor, bir taraftan da mikrobu giderilmiş jiletle küçük kızın göbeğini kesiyormuş.
Elif gelini temiz yatağa almışlar. Küçük kızı da tuza şekere bulayıp ılık suda yıkamışlar. Onu dedesinin aldığı tahta beşiğe belemişler.
Göğ Goca Veli'nin mutluluktan gözlerinin içi gülüyormuş. Gembezin kızı, gelinim torunum hasta olmasın diye oradan oraya koşturuyormuş. Ocaktaki odun ateşi iyice canlandırılmış. Veli Dede koca bir odun kütüğünü yanması için ateşe atmış. Evin içi sabaha kadar sıcak kalmalıymış.
Sultan hatın, işi gücü bitirince namaza durmuş. Secdede ağlamış. Zaten iki yıl önce evi yanmış hiçbir şeyciği kalmamışmış. Şimdi ilk gözağrısı oğulcuğunun mini mini yavrusu beşikte sallanıyormuş.
Ellerini açmış Cenab-ı Mevla'ya dua etmiş:
"Sen ki alırsın verirsin!.." demiş.
Yarabbi!.. diye mırıldanmış.
Hocalar Kur'an okurken işittiği bir kelimecik varmış ki, 'teslime'.
Teslime, daha bebekken vefat eden çocuğunun da adıymış.
O yaşamadı bu yaşasın! demiş.
Teslime Kur'an'da geçiyor, şu küçük torunumun adı Teslime olsun demiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.