Lütfi AYHAN
Doğulu Diktatörler İle Batılı Zalimler Arasında Kalan Müslümanlar
Müslümanlar son 200 yıldır Hıristiyanların Orta Çağ boyunca yaşadıkları durumları yaşıyor. Orta Çağ boyunca Avrupa, daha doğrusu Hıristiyanlar birbirlerini yerler, zayıf düşen zulme uğrayan Osmanlıya başvurur O’da gereğini yapardı. Alman devleti tarafından hapse atılan Fransa kralı Fransuva’yı kurtarmak için annesi Kanuni’ye, yine zulme uğrayan Mora halkı Fatih’e yardım için başvurmuşlardı. Macar Milliyetçileri, İsveç Kralı Demirbaş Şarl bu kervana katılan yüzlerce kişi ve devletten sadece bir kaçı. Gün soldu devran döndü haktan, adaletten ayrılan, çalışma yerine tembelliği, sadelik yerine lüksü, adalet yerine zulmü, birlik yerine ayrılığı, cihad yerine korkaklığı giyinen ümmet; miskinleşti, tembelleşti, korkaklaştı… Bütün bunların sonucunda da köle bir ruha ve zelil bir hayata düçar oldu. Zillet ondan ayrılmaz bir parça haline dönüştü. Günümüzün müslüman halkları, kocasının işkencesinden köyün efesine sığınan ve ondan da efendisinin 5 katı dayak yiyen pasaklı, beceriksiz, tembel ev hanımlarına benziyor.
DÜN IRAK BU GÜN SURİYE, YARIN MISIR
Dün Irak’da, Afganistan’da olanlar bu gün Suriye’de, Mısır da oluyor. Zalim bir yönetim, diktatör ve katil bir kral bozuntusu, pısırık, mazlum, korkutulmuş bir halk! Darbeci ve işbirlikçi bir ordu, korkak din adamları, cahil, zalimden yana tavır koyan, çıkarcı halk yığınları... Sonuç: Hem Suriye de hem Mısırda kan, göz yaşı, iç savaş, ölen binlerce genç, yaşlı ihtiyar ve tamamen masum çocuklar. Daha açmadan solan goncalar misali sağa sola savrulan vücutlar! Sam yeli değen ve hazan bahçesine dönen koskoca bir ülke. Bu zulme, bu yangına, bu perişanlığa bir damla su bile serpemeyen 1,5 milyarlık İslam Dünyası. Bu günün Müslüman yöneticileri evindeki çocuklarına söz geçiremeyen bu nedenle baş düşmanlarından yardım dilenen zayıf beceriksiz aile reisleri gibiler. İslam ülkeleri, celladından yardım uman mahkumlar misali ABD den, AB den medet umuyor. İşin garibi bu durumu son yıllarda sıkça (Irak da Afganistan da) yaşadık. Sonuç hüsran olmuştu. En son örnek Irak… Saddam zalimine karşı ABD den yadım alan Irak Halkı bu gün :”Neredesin ey Saddam!” diye haykırıyor. Çünkü bu günler, yani Irak’ın ABD tarafından kurtarıldığı! demler, Saddam dönemini mumla aratıyor.
Ve şimdi Suriye (mazallah yakında Mısır)… O da aynı akıbete doğru hızla ilerliyor. Dış müdahale olmadan yerli zalim, adı esed olan katil durmuyor, durdurulamıyor. İslam ülkeleri, ölen çocuklara, yıkılan evlere, yakılan camilere, yapılan zulümlere karşı kör ve sağır, hatta bazısı bu yangına benzin dökmekle meşgul. Gelecek yardım! Suriye halkı için çare mi olacak yoksa Irak Halkı gibi Suriye halkı da daha sonra Esedi aramaya mı başlayacak yakında göreceğiz.
ZİLLET ELBİSEMİZ KORKALIK GÖLGEMİZ OLMUŞ
Çok yazık şu halimize! Günümüz İslam Dünyası için utanç verici günler bu demler. Zillet elbisemiz, düzensizlik gölgemiz, ayrılık soyadımız, fitne huyumuz, ahlaksızlık kanımız olmuş. Allah, son hak dinin mensupları olan bizleri, haktan adaletten ayırmasın. Güya dünyaya nizam verecek olan Müslümanlar bu gün perüperişan bir durumdalar. Allahü teala buyurur :”Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz…” Allahü Teala biz Müslümanlardan, “insanlık için çıkarılmış hayırlı bir ümmet” diye bahsederken bu günkü halimiz neyin göstergesi? Bu zillet, bu zebuniyet Müslümanların İslam Ahlakına dönmesine kadar devam edecek, aksi halde bu aşağılık vaziyet çok uzun sürecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.