Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Derin Şüphe!

Aslan Değirmenci


Derin Şüphe!

Kamuoyu derinleşen Ergenekon soruşturmasının ardından yaşanan gelişmelerle beraber Demirel’i yeniden sorgulamaya başladı. Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen bilgisayar belleklerinde yer alan ve 25 Ağustos 2005 tarihini taşıyan “Generallerin Demirel’den ricası” başlıklı e- posta tespit edilmişti. E-postada, İsmail Hakkı Karadayı başkanlığında askerlerin Balgat’ta bir araya geldiği ve toplantı sonunda Demirel’i ziyaret ederek, “Sıkıntılıyız… Bu gidişe dur dememiz lazım. Önder olun” dedikleri ortaya çıkmıştı. Yaşanan süreç incelendiğinde Ergenekon tarafından yapılan ‘önderlik’ teklifi Demirel tarafından kabul edildi mi sorusunu akıllara getiriyor? Bu süreçte en dikkat çekici konu Ergenekon’da ismi geçen öğretim üyeleri ile Demirel arasındaki derin bağ…

Demirel, Ergenekon sanığı Kemal Gürüz’ü kendisine yakın akademik tüm çevrelerin uyarılarına rağmen YÖK Başkanlığı’na atamıştı. Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Kemal Alemdaroğlu’nu da 1997’de İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne, yine Demirel atadı. Dönemin DYP Genel Başkan Yardımcısı ve YÖK Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Cumhurbaşkanı Demirel'i, kendisinin görev süresinin dolmasından sonra Kemal Gürüz'ü YÖK Başkanlığı'na atamaması konusunda uyarmıştı. Bu uyarıyı yaptığını da yıllar sonra açıklamıştı. Ancak Demirel'in bütün uyarılara rağmen bu atamayı gerçekleştirmesi bugün şüphelerin iyice derinleşmesine neden oluyor.

Şüphelerin derinleşmesine neden olan bir başka olay ise Demirel’in sıklıkla Ergenekon sanıklarına verdiği destek… Örneğin Demirel, “Ergenekon davası Türkiye’de büyük bir belirsizlik meydana getirmiştir. Suç nedir? Bu suç nerede işlenmiştir? Bundan kim zarar görmüştür? Bu suçun suçluları ile irtibatı nedir? Eğer iddianamede zikredilen herkes, telefon konuşmalarına atıfta bulunulan herkes suçlu ise, o zaman Türkiye’de devlet ve toplum suçludur’ derken, soruşturma kapsamında tutuklanan öğretim görevlileri hakkında yaptığı açıklamada, “tutuklu olmalarından ızdırap duyuyorum” demişti. Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranan ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'ı arayan Demirel, ''geçmiş olsun'' dileğinde bulunmayı da ihmal etmeyerek, medyanın günlerce bu konuyu işlemesine neden olmuştu. Malum medya Demirel’den gelen bu desteği davayı sulandırmak için yakalanan bir fırsat olarak gördü ve elinden geleni yaptı. Demirel’in Haberal’a verdiği destek ise başka bir ayrıntı. O kadar ki Demirel, operasyon kapsamında gözaltına alınan daha sonra tutuklanan Başkent üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı uğurlamak için havaalanına kadar gitmişti.

Birde kritik dönemlerde Demirel’in ilginç açıklamaları var. Bunları es geçmemek lazım. Bu açıklamaları okuduğunuzda bu sözleri sıklıkla gündeme kimlerin getirdiğini de hemen anlayacak ve yap-bozun büyük parçasını bulmak için ortaya çıkan görüntüye bir kez daha bakacaksınız. Hemen hatırlayalım… Danıştay’ın meşhur başörtüsü kararının ardından Demirel’den gelen ilk açıklama ‘kurallara sadık olmak zorundayız’ olmuştu. Hızını alamayan Demirel, başörtülü öğrencilere ‘Gidin Arabistan’a okuyun’ teklifini getirmişti. Hatta başörtüsünün özgürlük olmadığının da altını çizmişti. Hemen ardından gelen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de susmak yerine konuşmayı tercih eden Demirel, Başbakan Erdoğan’ı tehdit etmişti. Unutanlara hatırlatacak olursak Demirel, ‘Erdoğan köşke çıkarsa indirilir’ diyecek kadar ileri gitmişti. Başbakan Erdoğan değil de Gül, aday olduğunda ise hafif panikleyen Demirel, titreyip kendine geldiğinde, Gül’ün seçildiği takdirde Türkiye’nin tartışmalı bir döneme gireceğini iddia etmişti. Ergenekon iddianamesinde ‘kaos mitingleri’ olarak değerlendirilen Cumhuriyet mitinglerini de övmeden duramayan Demirel, halkı hedef alan gösteriler için, ‘ Halkın müthiş bir gövde gösterisi. Böyle bir miting görmedim. Bu miting halkın kendisine aittir’ demişti. Tüm engellemelere ve formüllere karşın Gül Cumhurbaşkanlığına seçildiğinde de Demirel, şapkasını alıp gitmek yerine tartışmaların ortasına kendisini atmıştı. Kendine uzatılan mikrofonları inceleyip sesini en gür çıkaracak olanı bulduğunda, ‘Yüzde 47’nin karşısında yüzde 53 var. Eleştiriler var ve seçim sonucu bunu ortadan kaldırmaz’ diye haykırmıştı. Demirel bu yorulur mu? Yılların kurt siyasetçisi! Üniversitelerde başörtüsünü serbest kılmayı amaçlayan Anayasa değişikliğinin ardından da konuşması gerektiğine inanan Demirel, şunları söylemişti: ‘Türban masum değildir. Özgürlük denecek kadar da basit değildir. ”

O konuşmaktan yorulmadıysa bizde deşifre etmekten bıkmamalıyız. Yakın tarihe ışık tutmaya devam ederek AK Parti’ye açılan kapatma davasına uzanmalıyız. Yol uzun ve engebeli. AK Parti’nin işi bu kez cidden zor. Karşısında inanılmaz bir lobi. Bu lobinin halkalarından biri de Demirel! AK Parti kapatılırdı kapatılamazdı tartışmalarının en yoğun olduğu günlerde Demirel, ‘Türkiye'de parti kapatılamaz diyemezsiniz. Çünkü kapatılması hadisesini Anayasanız getiriyor... İktidar partisinin kapatılması olayı büyütüldü’ şeklinde konuşuvermişti. İddianameyi hazırlayan Başsavcıya destek vermeyi de unutmayan Demirel, ‘Başsavcıya böyle bir müracaatı yaptığı için yöneltilmiş bulunan hücumlar çok inciticidir... Başsavcı keyfi bir iş mi yapıyor?’ diye sormuştu. Şimdi bende soruyorum; Demirel’in amacı ne? Dikkatinizi çekerim ben sadece amacını sordum. Ama siz başka bağlantılara takılırsanız karışmam ona göre!

degirmenciaslan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum