Meltem KAVAK
Çalkantılı Bir Yılın Ardından
Duygular, beklentiler, gerçekler kısaca tüm yaşanılan her şey hayatın gerçekleri. Sizlere yaşadığımız olayları potpori nidasıyla yazmak istiyorum. Akıp giden zamandan Türkiye olarak ne bıraktık dersiniz 90 küsür şehit verdik. Patlamalar, operasyonlar. Orman yangıları ile ülkem toz dumana karıştı.
Altılı, yedili masalar kuruldu. Koca koca insanlar ekran karşısın da küfürlü birbirine girdi. Bu adamlar mı bizi savunuyor dedi çocuklar. Zamların ardı arkası kesilmedi kimse bir yasa çıkarmak istemedi. Asgari ücrete zam geldi bu sefer diğerleri durmadı bizler bir işçi ile aynı maaşımı alacağız denildi. Sonra da bilmem ne ülkesinin Başkanı şu kadar maaş alıyor, metroya biniyor, bisiklet sürüyor diye övünüldü. Hani gelir adaleti olmasını istiyordunuz?
Halk ne olduğu belli olmayan büyük vurgundan çıkmıştı. Korana artık etkisini azalttı denildi. Etkisini azalttı evet ev hanelerinden sayılar azaldı. İnsanların eski sağlığı, neşesi hiçbir şeyide kalmadı. Ne beden de sağlık, nede cepte para kaldı.
T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından elde edilen verilere göre 1 Ocak – 27 Kasım 2022 tarihleri arasında Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 19.131 kişi olarak tespit edildi zaman hala akıyordu. Akan zaman için de eşinden, evladından, sevgilisinden şiddet görerek öldürülen kadın sayısı 415 kişi olarak verilere geçmiş. Faili belli olan ama kayıtlara meçhul diye geçen milyon cinayet gibi nice nice vardır.
Kayıt dışı ülkede gezinen acıdığımız aman yazık günahtır dediğimiz birçok kimse yasa dışı işlere giriştiğini; çocuklarımıza yasaklı madde satmak için kol gezdiğini söylememe gerek yok.
Ülkem öyle bir hal aldı ki suçlu ne kadar yatıp çıkacağını biliyor. Yaptıkları suç için asla pişman olmuyorlardı. Sokakta her koluna dokunduğumuz insanın sayısız suç kaydı olması bizi şaşırtmıyordu. Islah evleri adeta profesyonel eğitim evlerine mi dönüştü diye sormamak içten değildi.
Evlatlarımız neden bu kadar acımasız oldu diye sormak istiyorum. Güzel konuşan diksiyonu düzgün olarak yetişen kişilerin başlarını belaya sokma oranı düşüktür. Bu görüş benim tamamen kişisel duygularımdır. Bunu da siz araştırın, acaba öyle mi diye ne dersiniz?
Çocuklar da şöyle bir durum ihva ediyor, söylenilen çirkin bir söz karşısında yüzlerin de kızarma oluşuyor. Bu demek oluyor ki kelimelerin güzelliği önce kalbe dokunuyor sonra duygulara sonra dışarıya akıyor.
Her zaman söylüyorum yıllar aksa da okuyalım ve okutalım. Aklınıza ne gelirse okuyun özellikle de şiir okuyun diye bilirim. Sevdiklerinize veya sevmediğiniz insanlara şiir kitabı hediye edin. Emin olun okudukların da farkı göreceksiniz.
Aralık ayının bitmesine 1 hafta kaldı çok şükür sosyal medyada eski yıllara göre christmas bizim değilmiş aman yılbaşı bizim yılbaşı değil gibi saplantılar etkisini yitirdi. Bizlere sürekli kini, nefreti aşıladılar dostluk, kardeşlik söylemleri satır aralarında yavan kaldı. Gerçek duyguları her zaman saklattılar birbirimize sahip çıkmak yerine kuyumuzu kazdırdılar.
Yıllar geçer gider, bizler götürebildiklerimiz ile anılacağız. İyilik ile vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.