Demliyazılar
Bugün 31 Aralık
Sabahleyin 2012 yılının son takvimini kopardım.
Karşıma 31 Aralık çıktı.
Yılın son takvim yaprağı ve de son günü.
Dünya demek ki güneşin etrafında bir tur atmış.
Bu yılın kışını, yazını da gördük, acısını tatlısını da.
Bu yılın birçok olaylarını da gördük.
Neşesini de gördük bu yılın, üzüntüsünü de.
Kısaca ömrümüze ait bir yıl ne çabuk da gelip geçti, değil mi?
Ne yaptık koca 365 günde?
Dönün bakın, bir kazancımız olmuş mu kendimiz adına veya insanlık adına?
Sadece dünya telaşından başka bir şey yok.
Acaba nasıl daha çok para kazanırız?
Zevklerimizi nasıl artırırız?
Ölümden ne kadar uzak dururuz?
Nasıl mal biriktirebiliriz?
Hep bu telaşlar oldu 2012'de.
Ama ukbayı düşündük mü hiç?
Eh arada bir.
O da ya bir ezan sesinde, ya da bir cenaze geçişinde.
Gitti koca bir yıl ama bizim hâlâ aklımız başımızda değil.
Bu gece.
Evet, bu gece tamamen kendimizden geçeceğiz.
Kimimiz eğlence yerlerinde vur patlasın, çal oynasınla güya yeni bir yılı kutlayacağız.
Tüketilen içkiler de bu yapılanların cabası.
Kimimiz de televizyon karşısında pinekleyip yuvalarımızı pis görüntülerle kirleteceğiz.
Ya kesilen çam ağaçları?
Ne kadar ağaç diktik de ağaçları katlediyoruz?
Hiç inancımızda, geleneğimizde, göreneğimizde hindi kesmek yokken en güzel hindiyi pişiririm telaşına düşmek de ne oluyor?
Kurbanımıza söz söyleyenler, bu gece neden sus pus oluyorlar?
Ama buna rağmen kimsenin aklına bu 365 günün muhasebesine yapmak gelmeyecek.
Neden gelsin ki?
Nefis daha ağır basmıyor mu?
Silkelenmeliyiz.
Kendimize gelmeliyiz.
Dünyalık, dünyalık nereye kadar..?
Halbuki belki de bu geceyi çıkartamayacağız.
Belki de bu gece günah batağındayken son nefesimizi vereceğiz.
Ya o zaman Rabbimizin huzuruna nasıl çıkacağız?
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ne güzel ifade etmiş bu anlamsız, vefasız ve adaletsiz dünyayı?
“Bir saniyesine bile hakim olmadığınız bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur.”
Bu dünya için hiç değmez fırıldak olmaya.
Bu dünya için hiç değmez fırıldak olmaya.
Dürüst olacaksın.
Bilgili olacaksın.
Vakarlı olacaksın.
Sözünün eri olacaksın.
Varlığının kölesi olmayacaksın.
Varlığın senin kölen olacak.
Makinelerin kıskacından uzaklaşacaksın.
Sen makinelere hükmedeceksin.
Dönüp aynaya bakalım ve soralım tekrar tekrar kendimize?
Ben bir yıl boyunca ne yaptım?
Kalpler mi kazandım, mallar mı?
İlmin mi kölesi oldum, paranın mı?
Eğer bu sorulara cevap bulabiliyorsak ne mutlu bize..!
Ya bu sorular ummadığımız gibiyse, kendimize gelmeliyiz.
Bırakmalıyız sınırsız eğlenceyi.
Bize eğlence sadece iç huzuru olmalıdır.
Vicdanımız ne kadar huzurluysa, işte biz o kadar kazançlıyız.
Dostlar ben dahil herkes mutlaka bu 365 günün muhasebesini yapmalı ve yeni yıla öyle girmeliyiz.
Yoksa vahlar bize çare olmaz.
Çaresizlik de bize hiç yakışmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.