xxx43
Bozuk Gıda Maddelerinde Eski Hamam Eski Tas
HALKIMIZIN hâfızası son derece zayıftır. Yığınlar bir konuyu bir haftadan fazla aklında ve zihninde muhafaza edemiyor.
Mısır şurubunun içine bal boyası ve bal aroması koyarak yapılan sahte, zararlı yapay bal rezaletini gündemden ne çabuk çıkardık.
Sahte zeytinyağları... Karışık dana sucukları... Merdiven altında üretilmiş kalitesiz ve zararlı peynirler... Domuzlu ürünler... Eşekli ürünler... Kimyalı meşrubat... Kimyalı ekmekler...
Bunlar gibi bir sürü bozuk gıda maddesiyle ilgili skandallar patlak verir, gazeteler televizyonlar en fazla bir hafta konun üzerinde durur, sonra unutulur, eski hamam eski tas...
Hafıza-i beşer nisyan ile mâluldür.
Bu gibi konuların devamlı olarak gündemde tutulması lazımdır.
İlgili bakanlıkların, belediyelerin piyasadaki gıda maddelerini ve meşrubatı devamlı tahlil ve kontrol etmeleri gerekir.
Gıda maddelerinde ve meşrubatta sahtekârlık yapanların canlarına okunması lazımdır.
Bizdeki sahtekârlıklar hiçbir medeni ülkede genel ve devamlı değildir.
Fransa'da, Almanya'da, İsviçre'de, Norveç'te, Avusturya'da gıda maddeleri ve meşrubat devamlı kontrol edilir. Hileli ve zararlı madde üretenler ve satanlar doğduklarına pişman edilir.
Bizdeki kontroller, arada bir hamamın namusunu kurtarmak kabilindendir.
Paris'te gıda maddelerini denetleyen resmi bir kurum varmış. Her gün piyasadan numuneler alarak tahlil ettirirmiş. Kanunlara, tüzüklere, normlara uymayan üreticiler hakkında ağır cezalar uygulanırmış.
Üç gün önce yine gördüm " Elli adet İnegöl köftesi 3,5 lira" diye yazıyordu. Bir pakette 400 gram köfte varmış. Kilosu 9 liradan az...
Yahu etin kilosunun 25 lira olduğu bu devirde bu kadar ucuza dana etinden İnegöl köftesi üretip satabilmek mümkün müdür? Bakanlık ve Belediye numune alsın, analiz yaptırsın, bu köfteler gerçekten dana etiyse üretenlerin ellerini öpeyim... Değilse, bunları halka yedirmesinler.
Daha önce de yazmıştım, bir vatandaş olarak gıda maddelerini, meşrubatı, yoğurtları, sütleri, dondurmaları, her şeyi çok sıkı şekilde tahlil ettirmeyen, denetlemeyen, halkı korumayan Bakanlıklara ve Belediyelere hakkımı helal etmiyorum.
* (İkinci yazı)
Hadîsler AB Normlarına Göre Ayıklanamaz
İCAZETLİ ulemadan, fukahadan, muhaddislerden ehliyetli bir heyet toplanır... Bunların hepsi de sahih itikada sahip olur... Hepsi de namaz kılar, oruç tutar... Hepsi de ahlaklı ve faziletli olur... Hepsi de dinde bid'atlardan uzak olur...
Bu heyet, Müslümanların istifadesi için yeni bir hadîs külliyatı hazırlar...
Çalışmalarını Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın, İslamî hikmetin ışığında yapar.
Böyle bir şeyi elbette alkışlarım.
Lâkin, icazetli muhaddislerden oluşmayan, içinde bozuk Albanî ekolüne bağlı reformcu oryantalistlerin de bulunduğu bir heyet, Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) hadîslerini AB standart ve normlarına ve Feminizm ideolojisine göre ayıklamaya kalkarsa, işte o zaman bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak bu teşebbüse muhalefet ederim.
Hadîs-i şerifler ancak Kur'anın ve Sünnetin ışığında tasnif edilebilir.
Bu işi ancak ve ancak icazetli, sahih itikatlı, ehliyetli muhaddisler yapabilir.
Hadîsler seçilebilir ama ayıklanamaz.
Hiçbir sistem, nizam, düzen, hayat felsefesi, ideoloji, doktrin; Kur'an ve Sünnet İslamlığının üzerinde olamaz.
İslam AB norm, standart, değer ve temel ilkelerinin bir kısmını kabul etmez.
AB zinayı suç olarak kabul etmez, İslam ise onu hem suç, hem günah, hem ahlaksızlık kabul eder.
AB idam cezasını kaldırmıştır. Kur'an ise "Kısasta sizin için hayat vardır" buyurmaktadır.
AB normları sadece İslam'a aykırı değildir, Musevilik ve Nasraniliğe de aykırı hayli tarafları vardır.
Onlar mukaddes dinimizi AB norm ve değerlerine uydurmaya çalışıyor.
Dünyanın ve insanlığın selameti için yapılması gereken ise, AB'yi İslam'a uydurmaya çalışmaktır.
* (Üçüncü yazı)
Özlü Sözler
• Adaletin olmadığı yerde tek başına hürriyet bir işe yaramaz, muallâkta kalır.
• Parayla lüks bir ev, lüks bir otomobil, lüks giysiler, lüks mobilyalar satın alınabilir ama sadece parayla ilim, irfan, kültür, edep, terbiye, görgü, bilgelik, efendilik alınamaz.
• Bir insanın ne mal olduğu birkaç şekilde anlaşılır: (1) Beş sene onunla dostluk, arkadaşlık ve ahbaplık edersin ... (2) Onunla birlikte birkaç gün yolculuk edersin... (3) Ona borç verirsin veya onunla paralı bir iş yaparsın...
• Havalar sıcak... Elinde kocaman bir dondurma külahı, herkesin arasında hem yürüyor, hem dondurmayı yalayarak yiyor. Böyle bir kimse kesinlikle medeni, kültürlü, görgülü, mürüvvetli, efendi bir İstanbullu değildir.
• Hizmete başladığında sırtında bir ceketi vardı. Yirmi sene sonra şu veya bu sebepten hizmeti bıraktığında mallar, mülkler bir yığın tapu senedi, açık ve gizli banka hesapları, gardıroplar dolusu elbiseler... Dehşetli ve efsanevi bir servet sahibi... Bu adam dine vatana millete devlete değil, kendine hizmet etmiştir. Gerçek ve has bir hizmetkâr olsaydı bir ceketle başlar, bir ceketle bitirirdi.
• Üniversiteli Müslüman bir genç ile görüştüm. Yanımda 1925'te basılmış Türkçe bir roman vardı. "Size bir soru yöneltmeme izin verir misiniz?" dedim. "Estağfurullah, buyurunuz " dedi. Kitabı açtım "Şu sayfayı bana okur musunuz?.." Gözleri hayretle açıldı, "Ben bu yazıyı okuyamam" cevabını verdi. Zavallı çocuk! Okuma yazma bilmeden üniversite tahsili yapıyor.
• Minaredeki hoparlörleri 150 desibel açarak çok yüksek sesle ezan okuyan zata sordum. "Niçin bu kadar yüksek sesle okuyorsunuz?" Şu cevabı verdi: "Çok üzgünüm hoparlörün limiti bu kadar, daha fazla açamıyorum..."
• Onlar papazlarla, patriklerle, hahamlarla, zangoçlarla dostluk yaparlar ama sâlih Müslüman kardeşleriyle o kadar sıkı fıkı olamazlar.
• Beş senedir bir tek fikir, kültür kitabı okumamış ve kendini aydın sanıyor. Zehi gaflet!
• Dağları, tepeleri, vâdileri, yamaçları, ovaları kurutmanızı anlayabiliyorum da, denizleri nasıl kokuttunuz, işte onu anlamakta zorlanıyorum.
• Halkın şerrinden kurtulmak için nüfusu az bir yaylada inzivaya çekilmeye karar vermişsiniz, lütfen niyetinizi tashih etmenizi istirham ederim. Kendinizi halkın şerrinden korumak için değil, halkı kendi şerrinizden korumak için inzivaya çekilin.