A. Kadir AYGAN
BOŞUNA KORKMUŞUZ ,JİTEM; HASTA BİR TONTON DEDE İMİŞ(!?)...
Meğerse ne cahil insanlar mışız.(!?).Özellikle de kendi kendime çok kızıyorum...Neden mi?
Yıllarca (1Eylül 1990-1999) hayali bir teşkilat (JİTEM) de ''memuriyet'' görevinde bulunmuşum.
Belime silah takıp tercümanlığını ve korumalığını, yeri geldiğinde de ''danışman'lığını yaptığım omuzu apoletliler birer hayal ürünüymüş.
Gözümüzde büyüttüğümüz, adı anıldığında tirtir titrediğiniz JİTEM diye bir teşkilat ''yok'' muş...Kendi kendimize vesvese yapmışız...
''Aslında'' JİTEM demek; Arif Doğan adındaki ''bunak'' rolünü oynaması için uzaktan kumanda edilen bir tonton muş(?).
Son vaziyetini hepimiz canlı canlı medyadan, mahkeme salonlarından ve oturtulduğu tekerlekli sandalyeden ibretle izliyoruz.Yeri geliyor ortaya bir iddia atıyor ağzımız açık kalıyor...Yeri geliyor bağırıp çağırıyor, sinir krizlerne tutuluyor fakat yine de kendimizi gülmekten alıkoyamıyoruz.
Bazen de öldürttüğünü iddia ettiği Aygan'a küfürler savuruyor;' pezevenk,şerefsiz' diyor.
Bu kadar sinirlenmesini anladık da, ''pezevenk''lerin amirine ; ''baş pezevenk'' denildiğini bilmiyor mu?
Bazen de ''JİTEM de işe aldıklarımız bazı özelliklere sahip olmalıdır. Gözlüklü olmayacak...geçmişi temiz olacak..vs.vs.'' diye beyanatlar veriyor.
Eğer Arif'in çiftliği olan JİTEM de işe alınmışsam demekk ki, geçmişim tertemizmiş.''Pezevenk'' olmuşsam Arif Doğan'ın yanında olmuşum demektir...
Bazen, ağlanacak yerde gülermiş. Ağlanacak halimize gülüyoruz...
Yıllardır boşu boşuna; zamanın siyasilerini, güvenlik görevlilerini suçlayıp durmuşuz.
DGM'nden tahliye edilen ikisi öğrenci ve birisi de( evli ve eşi hamile) sendikacı olan genç insanları arazide (Kağıtlı Janarma Karakolu'nun yakınında, diz üstü yere çöktürüp ensesine kurşun sıkan eski JİTEM komutanı Abdulkerim Kırca'nın ''intihar'' sebebi benmişim(?).'Aygan'ı durdurun, bu adam beni intihara sürüklüyor' diye figan-ı feryat ediyor tonton JİTEM.''Öldürttüğü'' Aygan'ın durdurulmasını istiyor(?).Ölü insandan kimseye zarar gelmeyeceğini bilmiyor mu?.
Bir gözü toprağa bakan bu tonton herşeymiş.
JİTEM kendisiymiş, generalmiş, yani tüm yetkiler kendisinde toplanmış, dünyanın merkezi olarak görmemiz gereken biriymiş. Öyle meziyetleri varmış ki; canlı insanı ('Abdulkadir Aygan'ı ben Öldürttüm') ''Ölü'' ilan ediyor, ölüyü ('Yeşil yaşıyor kendisiyle görüşüyorum fakat yerini söylemem') de diri ilan ediyor.
Dünyasını pislediği gibi, ahiretini de pisliyor. Tabii ki; Ahiret'e inanıyorsa...
İddia ediyorum; Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir trajedi-komik tiyatro seyretmemişsinizdir.
Bakalım mahkeme heyeti ne kadar tahammül gösterebilecek bu tiyatro oyununa?...
Kendilerini akıllı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ''tek sahibi'' sananlar, halkı ''koyun sürüsü''ne benzetenler; sağlığında kullanıp, bir kenara attıkları ve tekerlekli sandalyede ''yaşama'' ya mahkum olan birini sahneye sürüyor. Bu figüran, mahkemede ve medyada söylediklerine herkesin inanmasını istiyor. Fakat verilen rolü hakkıyla oynayamıyor.
Durmadan kendisiyle çelişiyor. Söyledklerinin tam tersi ispatlanıyor.
Diyarbakır'da bu oyunun başka bir bölümü sahneleniyor. Oradaki figüran ''bunak'' rölü oynamıyor, fakat sağa sola göz ağartarak,'' intihar edecem'' diyerek yargılamanın gidişatını değiştirmeye çalışıyor. Eski JİTEM Grup Komutanlarından ve Kayseri Alay Komutanı Cemal Temizöz ve emrindeki diğer figüranlar halen işin farkında ve ciddiyetinde değiller.
Efendilerinin Onları ''kurbanlık'' olarak seçtiğini bilmiyorlar galiba?..Yakınlarını faili meçhul ettikleri tanıklara aba altından sopa göstermek de fayda vermeyecektir.
Bazı ''gizli tanık''ların ifade değiştirmesi için verilen rüşvetler de fayda etmeyecektir. Cemal Temizöz ve emrindeki çetenin adalet önünde hesap vermesini engelleyemiyecektir.
Yargıda olan ve devam eden bir davayla ilgili konuşmak doğru değildir. Fakat; sanık sandalyesindekileri ve geçmişteki kanlı faaliyetlerini iyi biliyorum.
Bu davaların hakkıyla sonuca bağlanıp bağlanmayacağı, yargının tarafsız, adil ve kararlı olmasına bağlıdır.
Diğer bir önemli etken ise; mevcut iktidarın meseleyi ciddiyetle ve cesaretle çözmek istemesine ve gereğini yapmasına bağlıdır.
Umarım, inşallah sorumluluk sahipleri olanlar, mağdurları hayal kırıklığına uğratmazlar. Koskoca, binlerce yasadışı infaz ve eylemin sorumluları olanları görmezden gelinerek, üçbeş(aslında onlarda kullanılmış ve mağdurdurlar) ''itirafçı ve bir uzman çavuşu tutuklayarak sanık sandalyesine oturtmakla adalet tecelli emiş sayılamaz. Zira; bu üçbeş kişi kendi başına bir sineğe bile zarar veremez.
Emir yukarıdakilerden; zamanın siyasileri, mulki amirleri, güvenlik ve asayişten sorumlu olan merci ve mevkielerden gelmedikçe hiçbir ast ve alt kadamedeki bir görevli suç işleyemez. Bu insanlık dışı uygulamaları bu memleketin vatandaşına kim reva görmüşse, herkim ki, kanun dışılıklardan şahsi rant elde etmişse yakasına yapışılmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.