Adnan Zeki BIYIK
Bir Uç Beyi “Salih TURHAN”
Yıl 1994-1995. Ankara’nın Çamlıdere ilçesinden Ankara Merkez’e atandım. Müziğe çok merakım var, çocukluktan beri söylüyorum, din görevlisiydim, güzel sesin, terbiyeli sesin öneminin farkındaydım.
Ciddi bir sorunum vardı, lise yıllarımdaki bazı öğretmenlerimin taraflı yönlendirmesiyle insanlara karşı özellikle de hanımefendilere karşı ön yargılıydım, mesafeliydim, ama içimde volkanlar var gerçek ben bu değildim. Okul hayatımdaki menfi yaklaşımlar beni a sosyal bir Adnan edivermişti…
Bu asosyallikten ve önyargılı kişilikten kurtulup, sevgi dolu, ötekileştirmeyen, herkesi Büyük sanatkâr olan Yaradan’dan ötürü kucaklayan bir kişilik olmalıydım. İşte yukarıda arz ettiğim yıllarda Ankara Gençlik Parkının içinde bir kültür merkezinin Türk Halk Müziği Korosuna eleman seçimi ilanını gördüm. Müracaat ettim.
İmtihan günü güler yüzlü bir hoca ve yanında şimdi adını hatırlayamadığım şahıslar vardı. Biri sanırım Bağlama sanatçısı Mustafa ACAR idi.
Hayatımda önemli bir yeri olan sınavı yapan şahıs kıymetli sanatçı hocamız Salih TURHAN idi. Ne iş yaparsın dedi. Ben de müezzinim dedim. Bu cevaptan çok hoşnut oldu. Bir din adamının müziğe ilgi duyması bizi mutlu etti dedi.
Bir türkü okumamı istedi ben de “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” adlı eseri okudum. Beğenmiş olmalı ki beni koroya aldı. İyi ki aldı. Çok şey öğrendim kendisinden, bizim yetişmemiz için şan dersi hocası, solfej ve bona dersleri veren hocalar getirtti.
Eserleri sahnede okurken duruşumuzu mikrofon tutuşumuzu, selamlamamızı en güzel ve estetik yapabilmemiz için Devlet Halk Danslarından bize sahne estetiği hocası Ulya Hanım’ı getirtti.
Bugün sahnede formel olarak da başarılıysak hep bu eğitimler sayesindedir. Kürsümde sohbet ederken hitabetimiz beğeniliyorsa hep buradaki eğitimler ve sosyalleşmenin getirdiği müktesebattır.
Ben Alvarlı Efe’nin Seyreyle Güzel adlı şaheserini, Ben Yürürüm Yâne yâne adlı eserler başta olmak üzere sayısız THM Repertuarını Salih Hoca’mdan öğrendim.
Büyük üstat Mustafa ÖZBEK ile bizi Salih Hocamız tanıştırdı. Resim Heykel Müzesinde Zeynelim adlı türküyü birlikte seslendirmiştik. Ne kadar değerli anılar bunlar. Hocamızın şefliğinde TRT’de çok sayıda konser verdik, Ankara’da ve civar yerlerde çok sayıda icralar yaptık.
Değerli Hocamız Salih TURHAN bir kültür sanat şehri Elazığ doğumlu, icracılığının yanında disiplinli harika bir şef, yüzlerce koroda şeflik yapmış, hepsinden de daha önemlisi iyi bir araştırmacı…Çok sayıda eseri muhtelif bölgelerden derleyip notaya almış çok sayıda kitap yayınlamış bir üstat...Milli kültürümüze ciddi hizmetleri olmuş halen de çalışmalarına devam eden bir kültür-sanat çınarı…
Hakkını ödeyemeyiz, yukarıda bahsettiğim asosyalliğimi de O’nun ve koro elemanı arkadaşlarımın çok değerli diyalogları ile aştım. Şimdi arkadaşlar susturamıyorlar beni. Çenem açıldı. Onun için konferanslara gittiğim üniversitelerde, KYK yurtlarında üniversite öğrencilerine hep böyle topluluklara girmelerini tavsiye ediyorum. İnsanı hem hayata bağlıyor, yaşama sevinci elde ettiriyor, hem de güzel vakit geçirip çok kıymetli dostluklara imza atıyorsunuz.
Hocam Salih TURHAN bana koro da genelde solo verirdi ve şiveyi iyi yaptığımdan Karadeniz türkülerini seslendirmemi isterdi. Her konserde beni takdim ederken din adamı olduğumu da özellikle söylerdi. Çünkü tarihte hep müziğe ciddi hizmetleri olmuştu din adamlarının. Toplumdaki bazı olumsuz yargıları da hocam bu takdimle yıkıyordu. Din adamı bulutların üstünde yaşar, yaşamdan kopuk, giyinmeyi kuşanmayı bilmez tarzındaki bu olumsuz algıları bertaraf ediyordu. İyi ki de öyle yaptı bugün mûsikîde bir yerlere gelmişsem kendisine çok şey borçluyum.
Yüce Allah'ım Salih TURHAN Hocamıza uzun sağlıklı sanat dolu ömürler versin Onun gibi topluma azami seviyede katkılar veren hocalarımızın sayılarını artırsın.
Büyük Uçbeyi Salih Turhan'ın önünde ceketimi ilikliyorum. Saygılarımla...
Adnan Zeki BIYIK
Çorum Müftü Yardımcısı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.