Bir Poşet Hikayesi

img-4331.jpeg

Geçen gün alışveriş sonrası, kasiyer soruyor “Poşet alır mıydınız?
Aklıma kese kağıdını terazinin diğer kesesine koyup alınan mallar ile birlikte tartan amca aklıma geldi. Sonra bizim poşet satma sevdamız.

Neleri yitirdiğimiz o kadar aşikârdı ki!
Tokat gibi suratıma çarpıyordu yaşanılanlar. Daha geçtiğimiz yaz temmuz ayında yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.

Yozgat’ın zincir mağazalarında birine uğradık. Aldığım malzemeleri kasiyer, bizim pazar poşeti diye tabir ettiğimiz bir şeffaf bir poşete koydu. Ve benden o küçük poşet için 0,50 TL aldı. Normal şartlarda o poşete 0,25 TL bile fazla.
İnsanların kalplerin de vicdan hesabı olsa her gün bu hesapta durum değerlendirmeleri yapsalar geceyi mışıl mışıl inanın geçiremezler.

Dünyamızı ekolojik dengesini korumaya çalışırken, zamanla ahlaki değerlerimizin tamamen yok olacağını görmek üzüyor beni.


Buradan yine kimlere vazife düşüyor. Mahalle hocalarımıza, okul öğretmenlerimize ailede alınmayan değeler dışardan alınabilir demek istiyorum.
Lütfen camilerimizden, okullarımızdan çıkalım. Örnek verecek olursam sokakta okul vaktin de mendil satan çocuktan sorumlu bana göre eğitim camiasından sorumlu herkestir.
O çocukları o şekilde gördüğüm vakit çok üzülüyorum. Neden bu çocukların uygunsuz zamanlar da çalışmalarına müsait ediliyor. Neden bu çocuklar okula gitmiyor?


Kimse bu soruyu kendine olsun sormuyor mu?


Milli eğitim harici, icazet veren kurumlardan hafız olarak eğitilen çocukları görüp çıldıran abiler, ablalar size soruyorum.
Neden sokaklar da minicik çocuklar çalıştırılıyor? İlkokula gidemeyen çocuklara neden ses çıkarmıyorsunuz?

Zorunlu okul yaşı anne ve babası ilgilenen çocuklar için mi geçerli?
Bana göre arzu eden evladını camilere, arzu eden de Milli eğitim okullarına kayıt ettirmeli. Ama bir şekilde çocuklar ahlaki eğitimden geçmeli.

Buradan cami hocalarımıza ve okul öğretmenlerimize sesleniyorum.

Bakın siyasilere kapı kapı esnaf geziniyorlar. Sizler de onlar gibi elinize Kabe’den getirdiğiniz hurmalar, zemzemler, kalemler, defterler ile ziyaret etseniz esnaflarımızı, ailelerimizi.

Tatlı sohbetlerinizi cami ve okul dışına da taşısanız. Yoldan çıkmış ve çıkacaklara velhasıl yolunu şaşırmışlara doğru yol için yoldaş olsanız. Gerçek manada siz değerli hocalarımızın görevi bu değil mi?

Hoca demek sosyal insan demek bana göre ihtiyacı olana yardım yapar. Maddi ve manevi ilişkiler böyle devam eder. Eskiden Kadılar vardı. Kadılar Padişah ile hemen hemen aynı saygıyı görürdü. Hak ve adalet çizgisinden şaşmayan tek onlardı.

Bir poşet ile hayatımızı değerlendirdim. Bir de o marketin şununa dikkat ettim fiş üstünde kesilen vergileri diğer marketlerin vergilerine göre çok düşüktü. Bu düzenlemeleri halk mı denetlemesi gerek bilemedim.

Siz değerli okuyucularıma da böyle bir görev verelim sizler de dikkat edin fişlerinizi inceleyin. Kim ne kadar vergi ödüyor bu memlekete. Hangi mağazalar bu şekilde batıyor, hangileri zincir mağazaları kuruyor görelim. Yozgat’ta ki mağaza öyle büyük zincir mağazalarından değil Yozgatın ikinci yerel zincir mağazası sanırım. Kasada ki genç cin olmadan çarptığını sandı. Oysa hidayet diledik Rabbimden onun için.
Rabbim merhamet sahibi insanlara iş versin, bu gibilerini de yola getirsin.(Amin.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum