Meltem KAVAK
Bayramlar Arasında Büyümek
Bugün 23 Nisan TBMM’nin açılışının 102. Yılı. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Atamızın çocuklara en büyük armağanı yurdun dört bir yanında kutlanacak şüphesiz.
Yaşasın bugün 23 Nisan geleceğimizi emanet edeceğimiz nesil diye bakmak gururlanmak. Onları kısada olsa mutlu etmek belki de güzel şey olsa gerek. Bir gün için başköşeye oturttuğumuz çocuklarımıza keşke her gün tahammül etsek derim. Camide, otobüste, uçakta her yerde onları alttan alsak, nasıl olurdu?
Topluca yapılan etkinliklerin kalkması üzdü biliyorum büyüklerimizi. Sizleri 1-2 saat eğlendirmek adına yavrularımız yanıp kavruluyordu, bazen de donuyordu. Yozgat malum soğuk şehirdir 23 Nisanda yağmur ve soğuk etkisini gösterirken. Diğer bayramlarda yakıp kavururdu. Bizler o zaman güneş kremi falan bilmezdik. Yüz derimiz resmen kavrulur yanık deriyi elinde çıkartırdın. Tek büyüklerimize milli şuuru tattırabilmek için yaşanırdı bu acılar.
Provalarda yanlış yapanları hocalar ya döver ya küfür ederdi. Bayramdan en az 1 ay öncesinde başlayan provalar neticesinde derslerde kaynar. Derler üstünüz şöyle olacak, ayakkabılarınız bu renk olacak. Kimse demez ki tüm çocuklara ayakkabı hediye ediyorum. Aferin, çocuklar bugün sizin gününüz. Eğlenin doya doya…
Herkes onlardan istedi. Emirler havada uçtu yat kalk, bir, iki hopp hopp. Zıpla.. Elindeki püskülleri salla..
Alkışlar, milli şuurumuzu sağlarken. İçinde bulunduğumuz ortam mutlu etmiyordu. Milli şuur sahnede biz büyüklere kendilerini ifade etmekten mi geçer yoksa bu çocuklarımızı bu toprakların nasıl alındığını idrak ettirmekten mi geçerdi?
Çanakkale, Sarıkamış gibi, tarihi kültürel bölgelere götürsek daha güzel olmaz mı? Türkiye’miz karış karış gezilse onlara en büyük hediye olmaz mı?. Ecdadına saygı duyan bir nesil doğar. Farklı şehirlerde ki yaşıtları ile kaynaşmaları sağlansa bulundukları kültürleri birbirlerine anlatsalar.
Acaba kaçımızın evladı veya bizler bulunduğumuz ilin özelliklerini tam manası ile biliyoruz? Temelde milli şuur ailede başlar. Okullarda kutlamalardan ziyade çocuklarımızı kültürlere yönlendirilmeleri, İçinde yaşadıkları şehrin kültürel miraslarını tek tek tanıtmaları ve bundan sorumlu tutulmaları gerekir.
Bugün, 23 Nisan savaşın ortasında kalmış annesi, babasını veya hepsini ebediyete uğurlayan masum yavrularımızın gününü kutluyorum.
Batının oynadığı ve oynayacağı tüm oyunları Rahmana havale ediyorum.
Ölmek için dua eden, açlığa dayanamayan, savaşın vahşetinden kendini kurtarmak isteyen çocuklar için el açıyor onlara gerçek bir bayram istiyorum. Çocuk olmadan büyüyen çocuklar adına bu bayram sizin olsun vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.