AŞK

‘Âşıklık ister nefsani olsun, ister ruhani sonunda bizi ötelere götürecek bir rehber, kılavuzdur.’ Mevlâna.

İlk olarak sokakta herkesin elinde pembe bir kitap dolaşıyordu. Kitabın adı “Aşk”tı.

Her yerde, herkesin elinde aşk vardı. Sonra sitelerde kitaplarla ilgili yorumlar yer almaya başladı, Şems’in 40 kuralı mail yoluyla paylaşıldı gruplarda. O kadar farklıydı ki gelen metinler, merak uyandırıyordu ve ben de sonunda pembe kitaba ulaştım.  

Elif Şafak’ın son günlerde çok okunanlar listesinin ön sıralarında yer alan romanı Aşk’ı sonunda okudum. Okumayı sevenler bilirler; bir yazarın tarzını beğendiyseniz tüm kitaplarını okumak isterseniz. Elif Şafak’ın diğer kitaplarını da okumuştum. İlk olarak Araf‘ı okuduğumda çok beğenmiştim. Sonra diğerlerini de aynı merakla okudum ve kesinlikle hepsi de birbirinden farklı ve özeldi. Tüm kitaplarının ortak özelliği aynı akıcılıkta ve yoğun bir dille yazılmış olmalarıydı.

Kitaba ilk başladığımdan itibaren kutsal bir metinden alıntı okuyormuş hissi bıraktı bende. Çantasında kitap eksik olmayan ben, Aşk kitabını yolda, otobüste, metroda okumaya kıyamadım. O kadar akıcı bir dili var ki Aşk’ın hemen bitmesini istemedim. Akşamları sindire sindire okumayı tercih ettim. Özellikle Şems ile ilgili bölümleri tekrar tekrar okudum.

Aşk’ı ne yazık ki dün bitirdim. Karakterleri, iç içe geçmiş hikâyeleri, merak uyandıran kurgusu, akıcı diliyle harika bir kitap; Aşk.  Hiç bitmesini istemesem de hızla, merakla, aşkla okuyuverdim.

Kitap hem günümüzü, hem Mevlana’nın yaşadığı dönemi iç içe geçmiş hikayeler halinde ele anlatarak ilerliyor. Dünyevi ve ilahi aşk birlikte yol alıyorlar. Günlük hayattaki ilişkilerin farklı yönleri irdeleniyor.

Mevlana’nın yaşadığı döneme gidince sesler, kokular, renkler değişiyor; farklı bir boyuta giriyorsunuz. Sonra birden günümüzdeki hikaye de teknolojik iletişim aracı e-maille ( elektronik posta ) ile haberleşirken başka bir döneme geçip, mürekkep el yazması mektuplarla karşılaşıyorsunuz

Herkes okuduğu kitaptan kendine göre alıntılar yapar. Kendi süzgecinden geçirir bütünü ve kalanlar yine kişinin algısına göre değişir. Kendimize yakın bulduklarımızı içselleştiririz. Parmak izlerimiz gibi algılamamızda tamamen farklı. Aşk kitabının haftalardır çok satmasının nedenlerinden en önemlisi; herkesin kendinden bir şeyler bulması! Mevlana ve Şems denildiğinde genellikle Şems’i tanıyan pek azdır. Kitapta Şems-i Tebrizi karakteri o kadar güzel anlatılmış ki okuyucunun tasavvurunda çok farklı bir yer ediyor. Mevlana ve Şems hakkında çok fazla bilgisi olmayanlar içinde kitabın en son kısmında bir kaynakça gösterilmiş. Meraklıları için bir nevi yönlendirme olmuş.Kitapta en etkileyici kısımlardan biri Şems’e ait olan Gönlü geniş ve ruhu gezgin sufi meşreplilerin 40 kuralı. Kurallardan biri şöyle;

Kural 40: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya da tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde.

Kitabı merak edenlere en kısa zamanda okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Tasavvufla ilgilenenler özellikle okumalılar, kesinlikle çok farklı bir bakış açısıyla karşılaşacaklar!

Aşk’ı okuyun, asla pişman olmayacaksınız..

Esra Gündüz

 

eeegunduz@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum