Atila ALTUNTAŞ
ARTIK BU MİLLETİ GÜDEMESSİNİZ!!!
İkinci Meşrutiyet, İttihat ve Terakki’ye iktidar yolunu açtı. Bugün Türkiye, bu anlayışın ‘darbecilik, suikast, jakobenlik, halka rağmen halkçılık’ argümanlarını kullanan Ergenekoncu, ulusalcı yapı ile hesaplaşmaya çalışıyor. Yüz yıl önce başlayan ve tüm Türkiye'nin üzerine karabatak gibi çöken İttihatçılık Türkiye'nin ilerleme yolunda ki en büyük engeldi.
Teşkilatlanmış, köşe başlarını tutmuş, devleti, medyayı, etkili ve yetkili çevreleri ele geçirmiş pek küçük bir azınlık, sahip olduğu bu avantajlarla, dağınık, güçsüz ve sahipsiz çoğunluğa daima galebe çalmış, toplumu istediği gibi yönlendirmiş kendi çıkarları doğrultusunda gündemi belirlemiştir. Bu şirret, yaygaracı, edepsiz, küstah azınlık, kendi çıkar ve saltanatları tehlikeye düştüğü anda koro halinde yaygaraya başlamakta, yalan ve iftira makineleri devreye girmekte.
Rejim bunların çıkarlarına hizmet ettiği sürece dokunulmazdır. Devrimler, laiklik, Kemalizm, çağdaşlık kavramları bunların zırhı, irtica, yobazlık, tutuculuk, liboşluk hatta demokrasi kavramları ise şantaj aracıdır.
Bu küçük ve ülkeyi kendisinin sanan azınlık orta çağ derebeyleri gibi, sahip oldukları, devlet kulelerinden zavallı, gariban halka ateş etmekte, milli iradenin gerçek tecellisine fırsat vermemekteydiler.
Bu günlerde işgal ettikleri devlet kuleleri ülkenin gerçek sahibi halklın eline geçmeye başlaması bu kendini milletten üstün gören azınlığın, Mart kedileri gibi daha fazla bağırmaya ve yaygara koparmasına neden oldu.
Ne kadar bağırsalar da, karıştırsalar da tahrik etseler de şunu bilmeleri lazım…
Bu ülkede başı örtülünün, başı açıkla, solcunun sağcıyla, Alevi’nin Sünni’yle çağdaşın muhafazakâr la kanlı, bıçaklı bir kavgası yoktur. Herkes ön yargılarından, fobilerinden, gereksiz korkularından sıyrılarak kendisine düşman tanıtılan kimse ve kesimlere yaklaşsa şimdiye kadar boşuna düşmanlık beslediğini fark edecektir.’’ Kişi bilmediğin düşmanıdır’ derler.
Karşı tarafı dinlemekte, ona el uzatmakta, tebessüm etmekte hiçbir zarar yoktur. Bazılarına göre gericiliğin kaynağı olarak gösterilen Yüce Peygamber ne güzel buyurmuş; ‘’Gelmeyene git, vermeyene ver, sana haksızlık edeni bağışla.’’Ben şimdi gidiyorum. Kendini çağdaş ilerici ve bu ülkenin sahibi görenler, bu hadisin gericilik olup olmadığını tartışıp düşüne dursunlar karar verdikleri zaman ben geri geleceğim şimdilik Hoşça Kalın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.