Bir yol haritası, bir formûl kitabı olan ; hayatın kullanma kılavuzu; prospektüsü Kur’ an’ da yer alan olaylar ve kişiler şüphesiz tesadüf eseri seçilmemiştir.

Bu olay ve kişiler, milyarlarca hemcinsinin arasından seçilerek, kıyamete kadar olan süreçte insanlığa yol gösterici birer formûl olacaktır.

Bir başka deyişle, 124.000 peygamber arasından seçilerek Kur’ an’ da anılan peygamberler ve milyarlarca olay arasından seçilerek önümüze sunulan kıssalar genel kültür olsun, yeşillik olsun torba dolsun ya da  maksat muhabbet olsun diye seçilmemiştir.

Bu; her işinde hikmet sahibi olan Allah’ ın bitmek tükenmek bilmeyen rahmetinin tecellisidir.

Bu; bir formûlle binlerce problemin çözülebileceğinin zımnî işaretidir.

İman iddiasında bulunan insanlığın, iddiasını ispatlaması konusunda üzerine düşen en büyük görev ise; bu Rahmânî seçimler üzerinde gözyaşlarını zihin ve yürek teriyle birleştirerek derinlemesine analiz yapmasıdır.

Bu girizgâhtan sonra, konumuza Kur’ an’ da farklı yerlerde, farklı vurgularla bahsedilen ve hepimizin bildiği İblis’ in Hz. Adem’ e üstünlük tasladığı kıssayla girelim.

Ne diyordu İblis, Rabbimizin, “Seni Adem’ e secde etmekten men eden neydi” sorusuna karşılık olarak?

…Beni ateşten yarattın. Onu ise topraktan. (Öyleyse) ben ondan üstünüm.

Bu sapık İblis mantığının eseri olan cevap üzerinde, kütüphaneler dolusu kitap yazılmıştır. Üzerinde enine boyuna ve çok boyutlu olarak düşünülmesi gereken, ufkumuzu ve gönül gözümüzü muazzam bir şekilde açan şeytanî bir cevaptır bu.

Bu kıssadan alınabilecek onlarca formûlden konumuzla ilgili formûle değinelim.

Şimdi İblis’ in cümlesini tekrar okuyalım:

…Beni ateşten yarattın. Onu ise topraktan. (Öyleyse) ben ondan üstünüm.

Bu sapkın cümleyi 3 bölüme ayırabiliriz.

1-Beni ateşten yarattın.

Bu cümleye karşı herhangi bir itirazımız olabilir mi? Hayır. Doğrudur, İblis ateşten yaratılmıştır.

2-Onu (Adem’i) ise topraktan yarattın.

Buna da eyvallah.

3-Öyleyse ben ondan üstünüm.(!!!!)

Şeytanî mantık bu cümlede kendini göstermektedir.

Görüldüğü gibi İblis’ in cümlesinin 2/3’ ü doğrudur.

Günümüz İblislerinin de izlediği yol budur.

Kur’ an’ ın orijinal metni üzerinde hiçbir değişikliğe gücü yetmeyen çağdaş İblisler- ki Kur’ an metni bizzât rabbimizin koruması altındadır- Kur’ an’ ın mesajının anlaşılması konusunda yanlış yorumlarla insanların zihinlerini bulandırmakta ve insanları İslâm’ ın o çağlar üstü muhteşem mesajından soğutmaya çalışmaktadır.  

Çok uzağa gitmeden, içimizden bir örnekle konumuzu somutlaştırmaya çalışalım.

Yukarıda yaptığım tanımlamaya cuk diye oturan, sistemin sözcülüğünü ve dalkavukluğunu yapan, rejimin işine geldiği gibi fetvalar üreten insan görünümlü profesör lâkaplı bir İblis, anadilde ibadet konusunda, Terörist İsrail’ in çıkarlarını koruyacak yayınlar yapacağına dair anlaşma imzalayan kartel televizyonlarından birinin canlı yayınında şöyle bir fetva vermişti:

“ İmam-ı Azâm, İran’ da yaşayan ve Müslümanlığı seçen ancak Arapça bilmeyen bir topluluk için kendi dillerinde ibadet konusunda cevaz vermiştir.” 

Programı sonuna kadar takip etmiş ve bizim sözde profesörün konuyla ilgili bir cümlelik ekleme yapmasını beklemiştim. Tabi, reytingi oldukça yüksek bu profesör abimizin beklediğim eklemeleri yapmaması beni hiç şaşırtmayacaktı.

Peki neydi o beklediğim bir cümlelik ekleme?

İmam-ı Azâm’ a, İran’ da yaşayan ve kitle halinde Müslümanlığı seçen bir topluluktan şöyle bir talep gelir.

Biz Müslüman olduk ancak Arapça bilmiyoruz. Kendi dilimizde ibadet edebilir miyiz?

Büyük İmam şu fetvayı verir:

 Orijinal metinlerini ezberleyene kadar  kendi dilinizde ibadet edebilirsiniz.

Cevap gayet açık ve nettir.

 İmam-ı Azâm, anadilde ibadet konusuna ancak böyle bir durumda; o da orijinal metnin ezberlenmesine kadar ruhsat vermiştir .

Bunun dışında, anadilde ibadet konusunda bir ruhsat yoktur.

Öte yandan anadilde ibadet konusunu gündeme getirenlerin, tartışmaya açanların  isimleri ve cisimleri incelendiğinde namazda ve imanda gözü olmayan, kibrinden alnı secdeye değmemiş; üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek niyetinde olan  İblislerin olduğu görülecektir.  

Fetvasının %90’ ı doğru olan bu sözde profesörün İblisvâri çalımı  üzerinde derinlemesine analiz yapılmalıdır.

Kur’ an’ da bahsedilen şeytanî metodlar bugün için de geçerlidir; kıyamete kadar da geçerli olacaktır.

“Âdet değişmez, âlet değişir.” prensibi unutulmayarak, her türlü şeytanî çalıma karşı uyanık olmalı ve bu tür çalımların sadece rahmanî bilgiyle alt edilebileceğinin idrâkine varılmalıdır.

kenanozmen@gmail.com

DAVET:

1- 20-21 Mart 2010 tarihlerinde Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde yapılacak olan " HÜR DOĞU TÜRKİSTAN " Sempozyumunda buluşalım.

http://www.doguturkistansempozyumu.com/ 

2- 19 Mart 2010 günü, Cuma Namazını müteakiben Beyazıt Meydanı' ndaki "MESCİD-İ AKSA ONURUMUZDUR" mitinginde buluşalım.