xxxx111
Amerika'nın 12 Eylül sicili
Ülkemize yeni atanan ABD büyükelçisi, ayağının tozunu silmeden, '12 Eylül darbesinde ABD'nin hiçbir rolü yok' demek ihtiyacını neden duyar?" sorusunu kendi kendime çok sordum.
Sorumun cevabını artık biliyorum: ABD 12 Eylül'le hesaplaşılacağı konusunda bizim "Göreceksiniz, yargılamayacaklar" deyip duran saftiriklerden daha öngörülüymüş...
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Frank Ricciardone dilimizi ve bizi iyi bilen bir diplomat... Son görevi de uzaklarda değildi; ülkesinin Bağdat Büyükelçisi'ydi. Atanması sonrası Aslı Aydıntaşbaş'a verdiği mülâkatta, "Bu bir şehir efsanesi" demişti, ABD'nin darbelerde oynadığı rolü inkâr ederken...
Görüşünü kabul ettirmek için bilmesi gereken bir konuda yanlış bilgi vermekten bile kaçınmamıştı Büyükelçi Ricciardone...
En iyisi kasedi başa sarmak...
"Darbe sizin desteğinizle mi oldu?" sorusuna verdiği cevap şu: "Sizler buna inanıyorsunuz, ama gerçek öyle değil. O günlerde insanlar darbenin gelmesini bekliyor ve istiyordu; biz de Elçilik'te tahminde bulunuyorduk, bilmiyorduk..."
Peki ya, ABD Başkanı Jimmy Carter'a darbe haberinin "Bizim çocuklar darbe yaptı" biçiminde iletildiği bilgisi? Ricciardone'nin cevabı: "O yaz Ron Spiers büyükelçiydi. Kendisinin anılarında görmedim bu sözü; böyle bir yazışma olduğunu da sanmıyorum..."
Lâfı uzatmak istemediğim için kısa tutacağım: 1980 yazından aylar önce Ankara'dan ayrılmıştı Ron Spiers, yerine atanan James W. Spain 1980 yılının şubatında Ankara'ya gelip büyükelçilik görevini üstlenmişti... Anılarını yayımlayan da zaten Spiers değil Spain. 'In Those Days' adlı kitabında "Demirel durumu kontrol edemiyordu. (..) Ben ve eşim silâh taşımaya başlamıştık" diye yazıyor Büyükelçi Spain...
12 Eylül'ün ABD Büyükelçisi Spain'in kitabında dillendirdiği "Türklerin büyük bölümü darbeye destek veriyordu" görüşünü şimdiki büyükelçi Ricciardone de tekrarlamış darbede ülkesinin rolünü inkâr ederken...
Oysa ABD Başkanı Carter'a darbeyi özetleyen "Bizim çocuklar yaptı" sözü Ankara'daki bir diplomat tarafından söylenmiş değil; o sözün sahibi o sırada Ulusal Güvenlik Konseyi'nde (UGK) görevli olan CIA'den Paul Henze... Türkiye'yi ve dilimizi iyi bilen Henze o gece UGK'da nöbetçiymiş; muhtemelen darbeyi izlemek üzere... "Darbe oldu" haberi Ankara'dan iletilince, eşiyle konserde bulunan Jimmy Carter'a ulaşıp "Our boys have done it" diyen ve sonradan bunu Mehmet Ali Birand'a anlatan o... (Bkz. Brand'ın '12 Eylül: Saat 04.00' kitabı, s. 286.)
Cümlede geçen 'Our boys' bizim çocuklar demek...
12 Eylül'den birkaç ay önce Genelkurmay Başkanı sıfatıyla Washington'daydı Org. Kenan Evren; dönüşünde havaalanında verdiği demeç, bazılarınca, darbenin ilk işaret fişeği olarak yorumlanmıştı. Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Tahsin Şahinkaya ise darbeden iki gün önce ayrılmıştı Washington'dan...
'Bizim çocuklar' sıfatını kazanmak için ne tür ilişkiler kurduklarını merak ediyorum doğrusu...
Yıllar sonra Paul Henze "Birand'ın uydurması, şehir efsanesi" diyerek o sözü söylediğini inkâr etti. Dediğine göre Birand bile bile yalan yazmış... Birand ise ertesi gün Hürriyet'e, "Henze bana Kennedy Center'da bir gösteriyi izleyen Başkan Carter'a gittiğini ve mesajı verdiğini söyledi; şimdi neden inkâr ediyor anlamadım" açıklamasını yaptı.
Bir şey daha yaptı Birand: O sıralar CNN-Türk'te sunduğu 'Manşet' programında Henze'nin teybe kaydedilmiş o sözlerini kendi sesinden yayınladı.
Sadece bizim devlette değil, ABD devletinde de 'süreklilik' esas olmalı. Baksanıza: 12 Eylül'ün ABD Ankara Büyükelçisi Spain "Darbeyi Türkler destekledi" diyor, onun koltuğunda şimdi oturan Ricciardone de "İnsanlar askerlerin gelmesini istiyordu" diyor... Paul Henze ağzından çıkan sözleri inkâr ederken "Şehir efsanesi" diyor, Ricciardone de "Şehir efsanesi" diyor...
Ne efsane değil, onu iyi biliyoruz: ABD'nin 12 Eylül'de fena halde dahli olduğunu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.