Hakan ÖZDENER
Amerika Birleşik Devletleri’nde bitmeyen problem; Anne ölümleri
Amerika Birleşik Devletleri’nin (A.B.D.) dünyanın en gelişmiş ülkelerinden bir tanesi olduğu bilinen gerçektir. Bir ülkenin gelişmişliğini belirliyen birçok ölçütler bulunmaktadır. Doğal olarak A.B.D. bu ölçütlerin pek çoğuna fazlası ile sahiptir. Ama aynanin diğer yüzünde ise bu ölçütlerin bazılarında, A.B.D.’nin gelişmiş ülkelerden beklenen seviyede olmadığıdır. A.B.D. hakkında fazla bilinmeyen diğer bir gerçek ise, ülkenin zenginliklerinden ve imkanlarından toplumun her kesiminin bu imkanlara eşit olarak ulasamadığı ve paylaşamadığıdır. Bunlarda birisi de sağlık sisteminden faydalanabilmektir. Sağlık hizmetlerine ulaşım kolaylığı toplumun ekonomik seviyesine göre farklılık arz etmektedir. Bunu en önemli göstergelerinden bir tanesi anne ölüm oranıdır. Eğer anne ölüm oranı kavramını en basit şekilde tarif edecek olursak, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre gebeliğin başlangıcından doğum sonrası 42. günü kapsayacak zaman dilimi içerisinde, bizzat doğum dahil olmak üzere gebelik veya gebeliğin yönetimiyle ilgili olan veya bunların ağırlaştırdığı annede mevcut olan herhangi bir sebeple annenin (anne adayının) ölmesidir. Doğum sonrası 1 yıl içinde gebelik veya doğum ile ilgili problemlerden dolayı gerçekleşen ölümler de gebelik ilişkili ölümler içinde kabul edilmektedir. Anne ölüm oranı hesaplanırken 100.000 (yüz bin) canlı doğumda anne ölümlerinin sayısı olarak hesaplanır.
Belki okuyucularımızın bir kısmı için şaşırtıcı olabilir ama Amerika Birleşik Devletleri tüm gelişmiş ülkeler içinde en yüksek anne ölüm oranına sahip ülkedir (Şekil 1).
Üzücüdür ki bu oran diğer gelişmiş ülkelerde düşüs eğiliminde iken, sadece A.B.D.’de artış halindedir.
A.B.D 1915 yılı nüfüs kayıtlarına göre anne ölüm oranı 100,000 annede 607.9 olarak rapor edilmiştir.
Şekil 1: Gelişmiş ülkelerdeki yıllara göre anne ölüm oranlarındaki değişiklik
2002 yılında anne ölüm oranı 14.1 iken, 2018 yılında tekrar artış ile 17.4 çıkmıştır.
En son yayınlanan 2019 kayıtlarına göre, anne ölüm oranı istatiksel anlamlı olarak 20.1 ‘e çıkmıştır. A.B.D. Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi (CDC) anne ölüm kayıtlarına göre, 1987 ile 2018 yılları arasında anne ölüm oranı iki katından fazla artış göstermiştir (Şekil 2). Bu rakam A.B.D. yaşayan tüm ırkların ortalamasını göstermektedir.
Şekil 2: A.B.D.’de yıllara göre anne ölüm oranları
Anne ölüm oranına ırklara göre ayrımını yaparak baktığımızda bu rakamın farklı ırklar ve gruplar arasında ciddi şekilde farklılık olduğu görülmektedir. A.B.D’de yasayan ırklar arasında özellikle siyah bayanlarda ispanyol olan ve olmayan beyaz bayanlara göre üç kat daha fazla görülmektedir (Şekil 3).
Ayrıca ölüm hızı toplam ortalama anne ölüm oranına göre, 40 yaşın üstündeki bayanlarda 16 kez daha fazladır (Şekil 4). Hastalık kontrol ve Önleme merkezi (CDC)’ye göre ölüm oranı kronik kalp damar hastalıkları, şişmanlık, yüksek tansiyon, ve şeker hastalığı olan gebe bayanlarda çok daha fazla görülmektedir.
Şekil 3: Beyaz ve siyah bayanlar arasında anne ölüm oranları
Ayrıca ölüm oranı kırsal alanda yaşayan bayanlarda şehirde yasayan bayanlara göre daha fazla görülmektedir. Bunun temelinde sağlık hizmetlerine ulaşımda zorluk yatmaktadır, Oysa Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ)’ne göre gebelik sürecinde gerçekleşen anne ölümlerinin nedenlerinin büyük bir kısmı önlenebilir sebeblerdir. Doğal olarak o zaman akla şu soru gelmektedir: Niçin dünyanın en güçlü devletinde anne ölüm hızı diğer gelişmiş ülkelere göre bu kadar yüksek ve niçin A.B.D. hükümetleri bunu düzeltmekte başarısız olmuştur/olmaktadır?
A.B.D.’de anne ölümlerinin sebeblerine ve oluş zamanlarına baktığımızda, ölümlerin %50‘sinden fazlası doğum sonrası veya lohusalık süresi içinde olmaktadır. Doğumdan sonra 1 hafta içinde gerçekleşen anne ölümleri tüm anne ölümlerinin %19’unu oluşturmaktadır.
Şekil 4: 40 yaş üstü bayanlar arasında ırklara göre anne olüm oranı dağılımı
Bu dönem ölümlerinin nedenleri başında aşırı kanama, yüksek tansiyon ve infeksiyon gelmektedir. Ilginçtir ki eyaletler arasında anne ölüm oranları arasında ciddi farklılıklar mevcuttur. Örneğin, en sağlıklı eyalet olarak adlandırabileceğimiz California’da anne ölüm hizi 11.7 iken, en sağlıksız eyalet olarak bilinen Kentucky’de ise bu oran 40.8 dir. Bu artış A.B.D de yaşayan tüm farklı ırklarda gözlemlenmiştir. Irklara göre anne ölüm oranlarına baktığımızda siyah anneler arasında anne ölüm oranlarını arttığı gözlemlenmiştir. Bu oran siyah kadınlarda yüzbinde 44 olmuştur. Yani her yüzbin hamile/anne kadından 44 ü ölmektedir (Şekil 3). Siyah bayanlardaki anne ölüm hızının yüksek olmasının sebebi, beyaz bayanlara göre daha çok sayıda siyah bayanların hasta olması değil, siyah annelerde ölüm oranın daha fazla olmasıdır. Siyahi bayanlarda çok daha fazla görülen anne ölüm hızının tarihsel kökenine baktığımızda muhtemelen kölelik dönemi uygulamalarının bugune olan yansımaları görülmektedir. Bu dönemde yeni geliştirilen tibbi ve cerrahi teknikler siyah bayanlar üzerinde denenmiştir. Bu psikolijinin bugüne yansımaları sıyahi bayanların özellikle gebelik sırasında doktora ve hastaneyi güvenmemesi şeklinde olmaktadır. Tıbbi yardım ve tedavinin red edilmesindeki diğer bir neden ise, siyahi mahallerdeki hastanelerin ekonomik olarak beyaz insanların yaşadığı mahallelere göre çok kısıtlı kaynaklara sahip olmasıdır.
Amerika Birleşik Devletinin “ Sağlıklı Toplum 2030 “ hedefinde ulaşmak istenen rakam 15.7 dir. Fakat bu amaca ulaşılıp, ulaşılamıyacağını zaman içinde hepimiz göreceğiz.
Okuma kaynakları:
https://www.cdc.gov/nchs/maternal-mortality/index.htm
https://en.wikipedia.org/wiki/Black_maternal_mortality_in_the_United_States
https://www.whattoexpect.com/pregnancy/labor-and-delivery/maternal-mortality-rate-united-states/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.