Furkan KUTLUYOL
Ak Parti-Cemaat Savaşı
Dershanelerin kapatılması gündemiyle başlayan ve 17 Aralık operasyonuyla ayyuka çıkan Ak Parti - Cemaat kavgası, gün geçtikçe derinleşerek karşılıklı "aba altında sopa gösterme" derecesine kadar geldi.
Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu'nun geçtiğimiz gün twitter hesabından : " Dolar 2500 seviyesini bulabilir " ve aynı gazetenin muhabiri olan Mehmet Baransu da twiter hesabından : "Birkaç ayakkabı kutusu, altı kasayla kimyaları bozuldu. Başbakanlık emirli yolsuzlukla nasıl bir ruh haline girecekler merak ediyorum. " gibi göndermelerde bulunarak hükümete adeta gözdağı veriyorlar.
Taraf gazetesinin F tipi cemaate ait olduğunu sağır sultan bile duydu. Zaten artık kendileride saklamıyorlar.
Tüm tehdit ve gözdağılara rağmen Başbakan Erdoğan'ın da eyvallahı yok gibi...
"İnlerine kadar gireceğiz, didik edeceğiz" çıkışıyla Başbakan adeta meydan okudu.
Şahsen, Erdoğan-Cemaat tartışmasında Başbakan Erdoğan'ı cemaate yedirtmem. Erdoğan mı,cemaat mı ? deseler şuphesiz Erdoğan derim.
Bir vatandaş olarak, bu yolsuzluk ve rüşvet olayının bir komplo olduğuna inanıyorum.
Bir bireyin yolsuzluk yapabilmesi için bazı karanlık odaklar tarafından tüm şartlar oluşturulmuş ve bu karanlık odağın hedefindeki kişiler tuzağa düşürülmüş gibi görünüyor...
F tipi cemaat, hükumetin yolsuzluklarını ortaya çıkararak kendini temize çıkarmayı eğer hedefliyorsa bence yanılıyor.
Malum cemaatin, karanlık ve kirli ilişkileri zaten halkımızın malumudur.
Dershanelerin kapatılmaması için aslanlar gibi kükreyen, Afrikalı siyahi lider Nelson Mandela için taziye mesajları yayınlayan ama Bangladeş hükumeti tarafından idam edilen Molla Abdülkadir için gıkını çıkarmayan Fethullah Gülen, zaten samimiyet testinde sınıfta kalmıştır.
Bu cemaat-hükümet tartışmasında, F tipi cemaati eğer sıradan bir cemaat olarak görürsek büyük bir yanılgıya düşmüş oluruz.
Karşımızda her türlü kirli ilişki ve ittifak içinde yer alan ve bazı dış odaklar tarafından beslenen bir cemaat var.
"Muhtar bile olamaz" sloganlarıyla önce iktidar sonra başbakan yapılan Erdoğan'ın, darbecilere hesap sorduğu, Ergenekon, Balyoz vb. darbe planı içerisinde olanları hapse tıktığı vs... söylemleri meğer bir şehir efsanesinden ibaretmiş.
Şimdi eğri oturup, doğru konuşmak lazım...
Y.Akdoğan'ın “orduya kumpas yapıldı” açıklaması ve G.Kurmay'ın suç duyurusunda bulunmasından anlaşılıyor ki VESAYETİ bitiren Ak Parti değil F tipi cemaatmiş.
Erdoğan, hiç bildiğimiz kadarda güçlü değilmiş.
12 yıllık iktidar sürecinde halen darbecilerin anayasasıyla yönetilen bir Türkiye var. 12 yıldır tek başına olan bir iktidar, halen yeni bir anayasa yapabilecek gücü kendinde göremiyorsa kimse çıkıp martaval okumasın.
Okul,yol,köprü yapmakla iktidar olunmuyormuş.
Okul kitaplarını bedava dağıtmakla,fakir fukaraya kömür dağıtmakla da olunmuyormuş.
Bu ülkede kısa bir sürede işçi, emekli ve memura %100'ün üzerinde zam yapanlar bile iktidarını koruyamadı.
Tabuları yıkmadan ne yaparsan yap iktidar sayılmazsın!
Ak Parti, merhum Erbakan Hoca gibi yeni bir darbeyle karşı karşıya...
Ama Erbakan Hoca, defalarca Ak Parti iktidarını bu konuda uyarmış ve uzun uzun Siyonizmin sinsi planlarını anlatmıştı.
Dinlemediler....
Bu Siyonizm merkezli F tipi yapılanmayı, iktidarına ortak eden Erdoğandı.
Şimdi "Besle kargayı oysun gözünü..." misali F tipi cemaat, Erdoğan'ın gözünü oyma derdinde.
Bu siyonizm merkezli F tipi darbeye karşı Erdoğan'ın yapacağı tek bir şey var. O'da özüne dönmek yeniden Milli Görüş gömleğini giymek ve en kısa sürede yeni anayasayı yürürlüğe koymaktır.
Yoksa Erdoğan kaybeder,Ak Parti kaybeder,Türkiye kaybeder,İslam coğrafyası kaybeder!
ve selam...
furkan_kutluyol@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.