Ünal SADE
Aile: Sığınacak Son Kale...
Evliliği Şart Görmeyen %30…
“Ev(lilik)siz evlilikler, evliliği bitiriyor” başlıklı makalesinde Ergün Yıldırım (Yeni Şafak) ‘: Evliliğe nasıl bakıyorsunuz? Sorusuna verilen cevap oldukça ilginç. Türkiye toplumunda %29.3 -şart değil- diyor. Çok düşündürücü bir oran. Çünkü yüzde otuzlara varan bir kesim evliliği şart görmüyor. Büyük bir bilinç değişimi bu. Evliliğe bakışta meydana gelen bilinç değişimi…Evliliği şart görmeyen ve onsuz da yaşanabileceğine inanan bir bilinç.” Saptamasında bulunuyor.
1+1’ler Çoğalıyor, Yanlızlaşıyoruz…
Avrupa Ülkelerinde tek kişinin yaşadığı hanelerin oranı (2017 verilerine göre) da ilginç sonuçlar barındırıyor. Bin kişi başına tek kişinin yaşadığı hane sayısını gösteren istatistik sonuçlarına göre bu oran:
İsveç’de 578
Almanya’da 449
Finlandiya’da 431
İngiltere’de 377
Fransa’da 411
İtalya’da 360
Yunanistan’da 332
İspanya’da289
Türkiye’de 167
(Kaynak “drdatastats.com” )
Buradan çıkaracağımız sonuç “Çok iyi durumdayız mesela İsveç’de her bin kişiden 578’i yalnız yaşarken bizde bu oran 167 ile Avrupa’nın en düşüğü” olamıyor maalesef.
Eskiden değil küçük şehir ve kasabalarda Büyük şehirlerde bile 1+1 daire diye bir şey bulamaz ve bulmayı çok da hayal edemezdik. Şimdilerde küçücük ilçelerde bile 1+1 evlerin mantar gibi çoğaldığını görüyoruz. Benim çocukluğumda hatta gençliğimde çevremde yanlız başına yaşayan bir tanıdığımız/yakınımız/akrabamız yoktu…Peki şimdi…
167 rakamının Avrupa’nın en düşüğü olmasından mutlu olmayalım. Çaktırmadan değişen ve belki de AB’ye uyumlu hale gelmeye çalışan Türk Ailesi’nin ‘geleneksel’ olandan hızla uzaklaştığının sinyalini veren. Hatta bağıran bir veri…
Boşanmak sıradanlaşıyor…
Türkiye İstatistik Kurumunun yayınladığı 2019 ‘evlenme ve boşanma’ istatistiklerini de şöyle bir baktığımızda:
2019 yılında evlenen çift sayısı 2018 yılına göre yüzde 2,3 azalarak 541 bin 424’e gerilediğini, (Kaba evlenme hızı binde 6,56)
2019 yılında boşanma sayısının 2018 yılında göre yüzde 8 artarak 155 bin 47’ye yükseldiğini, (Kaba boşanma hızı binde 1.88)
Ortalama ilk evlenme yaşının erkeklerde 27,9, kadınlarda 25 olarak kaydedildiği,
Boşanmaların yüzde 36’sının evliliğin ilk beş yılında, yüzde 20,6’sının ise 6-10 yılı aralığında gerçekleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Çok önemli bu üç başlıktan çıkarardığımız kısa sonuçlar:
-Toplumun nerdeyse %30’u evliliği gerekli görmüyor,
-Türk Toplumunun tarihsel süreçlerinde ve geleneklerimizde yeri omayan yalnız yaşayan insan sayısı giderek artıyor,
-Toplumun %30’u evliliği gerekli görmez iken evlenme yaşı giderek artıyor,
-Evliliklerin yüzde %35’i kadar boşanma gerçekleşiyor ve tüm evlenenlerin yaklaşık %50’si ilk 10 yıl içinde boşanıyor.
Maalesef gelenek ve göreneklerimizden en önemlisi ve toplumun temeli, ahlakın ve faziletin olmazsa olması aile de moderniteye yeniliyor. Aile “ben” merkezli “birey” e mağlup oluyor. Erkek ve kadın yok artık. Bedeni kutsal, haz merkezli ilişiki temelli bireyler var. Kimse ne anne babanın , ne eşin, ne çocukların sorumluluklarını almak istemiyor.
Kariyer, araba, ev, tatil, tüketim eksenli birey için “aile” anlamını yitiriyor. Bu çok ciddi bir tehlike…
Bu hazin gidişe dur demek zorundayız. Kültür, sanat, inanç ve eğitim eksenleri üzerinde “Aile” odaklı bir ‘Aile Bakanlığına’ ve değersizleşme sürecine girmiş “aile” yi kurtaracak topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var. Vakit geçmeden…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.