Türkiye, referandumla ilgili gözlem yapıp rapor hazırlamaları için  “Çağdaş!(Irakı hatırlayın) Modern( Arakanı düşünün)!, eşitlikçi (mülteciler)!, adaletli( Afrikayı göz önüne getirin)!, insan haklarına saygılı( Hindistandaki zulümleri düşünün)!, Hürriyetin (hollandada yaşananları görün), kardeşliğin, insanlığın…” Diyarı Avrupa’dan bir kuruluşu davet etti. Kısa adı AGİT olan bu kurulun  çağdaş!,  ilerici!, insancıl!, Hukukun üstünlüğüne inanan, ifade hürriyetini savunan! DEMOKRASİ ye ve demokratik hak ve hürriyetlere büyük bağlılık! gösteren bu heyetin ön raporunda şu tespitlere yer verildi:”…

* “Evet” ve “hayır” tarafları eşit propaganda yapma imkânına sahip olamadı
* Medyada “evet” kampanyası çok geniş yer bulurken, medya üzerindeki kısıtlamalar, gazetecilerin tutuklanması ve medya kuruluşlarının kapatılması, seçmenlerin çoğulcu fikirlere erişim imkânını azalttı.
* Oy verilen yerlere sivil toplum gözlemcileri sokulmadı.
* Valiler olağanüstü hal rejiminin kendilerine verdiği yetkiyi, toplanma ve ifade özgürlüklerini kısıtlamak için kullandı.
* Olağanüstü hal, hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmak amacıyla kullanıldı.
* Genel olarak referandum Avrupa Konseyi standartlarını karşılamadı…” Rapor böyle olumsuz cümlelerle uzayıp gidiyor. Pekiyi buradaki tespitler inandırıcı mı, doğru mu? Bu soruya cevap vermeden “Her lafa bir cevabım vardır, lakin cevaptan önce bir söylenen söze bakarım…” diye başlayan hüküm gereği AGİT ve onun sahibi Avrupa’ya, AB ye, bu eleştirdikleri konularla ilgili dünyada  yaptıklarına bir bakalım. AGİT e onun raportörlerine birkaç soru:

1- Türkiye’de evet ve hayır tarafları eşit propaganda yapma imkânına sahip olamadı…” diyorsunuz. Pekiyi bunun hemen yanına şu cümleyi niye eklemiyorsunuz? “Avrupa’da 3 milyona yakın Türk seçmeni vardı. Bu seçmenlerle ilgili Başta Almanya olmak üzere Hollanda, Avusturya İsviçre, Belçika gibi ülkelerde  Hayır için çalışan partilere, terör örgütlerine, adı geçen devletler hem basın aracılığı ile hem de salon tahsisi gibi konularda büyük olanaklar sağladı. Terör örgütünün başları bile video konferans yolu ile Almanya’da propaganda yapabilirken, T.C Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Bakanlarına bu izinler niye verilmedi? Evet için çalışacak olan Ak partili, MHP li siyasetçilere izin verilmediği gibi onlar bizzat kamu gücü ile engellendi… Hatta bir Türk bakanın kendi elçiliğine gitmesine bile izin verilmedi. Diplomatik dokunulmazlığı hiçe sayılarak saatlerce arabada bekletilip Hollanda dan sınır dışı edildi.  EVRENSEL DİPLOMASİYE zıt bu uygulama referanduma gölge düşürmedi mi?  Bu sorular, bu cümleler niçin raporda yer almıyor?

2- “Avrupa’da hayırcılar ve terör örgütleri, sokaklarda, salonlarda, basında hatta devlet televizyonlarında rahat rahat propaganda yaparken, Polisler Evetçi’lerin üzerine atla itle saldırıp bazı vatandaşların yaralanmasına sebep oldular. Bu hüküm niye yok raporda? Evet, bunlar Türkiye’de olmadı lakin bu rapor, referandum raporu ise referandumun olduğu her yer raporda yer almalı değil mi?

3- Avrupa’da Evet diyecek vatandaşlara kamu baskısı uygulanmadı mı? Mesela,” Evet çıkarsa çifte vatandaşlık kaldırılabilir, Türkler memleketlerine gönderilebilir, işlerinden olabilir… Gibi baskılar Evet diyecek vatandaşların hür iradesini engellemedi mi? Bu baskılar olmasa Evet diyecek milyonlarca vatandaş sandığa gidecek ve EVET oylarının oranlarını yükseltecekti.

4- Türkiyedeki refaranduma bu gözle bakan AGİT in başkanı  nasıl oluyorda  Mısırda darbeden sonra Sisinin yaptığı ve yüzde 95 oranıda kabul oyu alan refarandumdan sonra sisiye destek veriyor. Soru, Darbecilerin yaptığı referandumlar Trkiyedeki demokratik referandumdan  nezdinizde niçin daha makbul ?

5- Üylerinizden bazılarının Türkiyede  Hayır cephesinde yer alan bazı gruplara destek vermesi  tarafsızlığınız gölge düşür müyor mu...? 

                                          AVRUPA HER ZAMAN HER YERDE İKİ YÜZLÜ 

           Buna benzer onlarca soru sorulabilir. Lakin karşımızdaki insanlar Avrupalı bunu akıldan hiç çıkarmayalım. “Ne olmuş yani Avrupalıysa?” diye sorarsanız cevabım şu olur: Avrupalılar emperyalisttir, katliamcıdır, sömürücüdür, ırkçıdır. Faşizm, komünizm, kapitalizm… Gibi marazlar bu kıtanın şer çiçekleridir. Avrupa hem tarihte, hem günümüzde ikiyüzlüdür. Hele de Avrupalı olmayanlara, hele de Müslümanlara, hele de MÜSLÜMAN TÜRKLERE karşı üç, beş yüzlüdür. Niçin? Çünkü kuyruk acıları var? Nerden geliyor bu acı? Haçlı seferlerinden, Malazgirt’ten İstanbul’un fethinden, Mohaç’tan, Kosova’dan, Çanakkale’den, 3. Hava limanından… Geliyor. Avrupalı bize karşı sadece siyasette, sadece ekonomide mi ikiyüzlü? Hayır. Sporda da öyleler, sanatta da. Daha geçen hafta Fransa’da oynanan Lyon Beşiktaş maçında meydana gelen hadiselerin onda biri bir Türk takımının -mesela BJK nin- sahasında olsaydı Avrupa’da yer yerinde oynardı. Saha kapatılır, para cezaları yağmur gibi yağardı. Beşiktaş başkanı da böyle diyor zaten. Siyasetle ilgilenen taraftar grupları Avrupa’nın siyasi ahlakını anlamak için onların sporda yaptıklarına bakıversinler. Avrupalıların demokrasi dediği şey, kendi çıkarlarına uyan yönetim sistemleridir. Mesela Avrupalı devletler Mısır’da darbe ile başa gelen, binlerce insanı öldürüp binlercesini hapse atan, Meşru Cumhurbaşkanını hapseden darbeci General Sisi’yi halılarla karşılar. SUUD kralına inanılmaz saygı gösterir. Kuveyt emirine, Katar emirine pek bir saygılı davranırlar.  Bu ülkeler Demokratik ülkeler mi? Hayır. Lakin bu ülkeler çok zengin ve onların çıkarlarına uygun yönetimler var buralarda. Filistin’de yüzde altmış oy alan Hamas’ı, Mısırda seçimleri kazanan Mursi’yi, meşru görmez Avrupa. Bunların aldıkları oyların hiçbir değeri yoktur onların yanında. Niye Çünkü bu hareketler, bu partiler o ülkenin kültürünü yansıtan, YERLİ  düşünceye sahip MİLLİ PARTİLERDİR. 

         Netice olarak AGİT gibi örgütlerin vereceği raporların bizim insanımızın gözünde hiç ederi yoktur, olmamalıdır.  Bundan naşi  halkımız onlara şöyle diyor: AGİT AGİT HADİ Bİ GİT