Türkiye'nin ilk oyuncak müzesi, başkentten Anadolu'nun oyun kültürüne ışık tutuyor
Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Müze Müdürü Doç. Dr. Ceren Güneröz:- "Oyuncaklar üzerinden tarihi ve coğrafyayı öğrenebiliyorsunuz"- "Anadolu'da hiçbir malzeme ziyan edilmemiş, her materyal ya bir oyuncağa dönüştürülmüş...
ANKARA (AA) - HARUN KUTBE - Türkiye'nin ilk oyuncak müzesi "Ankara Oyuncak Müzesi", çocuk ziyaretçilerine eskiden oynanan oyuncakları tanıma fırsatı verirken, yetişkinleri ise çocukluk dönemlerine götürüyor.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tandoğan Yerleşkesi'ndeki müze, kurulduğu 1990 yılından bu yana yurt içi ve dışında üretilmiş binlerce oyuncağa ev sahipliği yapıyor.
Çocuk gelişimi ve tarihi üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Bekir Onur'un, yurt dışında gördüğü oyuncak müzelerinden yola çıkarak Anadolu'daki oyun ve oyuncaklar üzerine yaptığı geniş araştırmaların sonucunda toplanan oyuncaklardan meydana getirilen müzedeki parçaların sayısı, zaman içinde bağışçıların da katkılarıyla 4 bine ulaştı.
Başta geleneksel Türk oyuncakları olmak üzere, 1840 yılı Alman yapımı çok sayıda yabancı oyuncağı da içeren müze, sergideki 1200 parçayla ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkararak oyun ve oyuncak kültürünü koruyup yaşatabilmeyi hedefliyor.
- "Geleneksel oyuncaklarda en fazla çeşidi bebek oyuncaklarda görüyoruz"
Müzeye ve oyuncakların tarihine ilişkin AA muhabirine bilgi veren AÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Müze Müdürü Doç. Dr. Ceren Güneröz, oyuncakların konu, yapım malzemesi ve kullanım amacı gibi açılardan tarihi dönem içinde farklılık gösterdiğini anlattı.
Oyuncağın yapımında kullanılan malzemenin hangi ülke ve bölgede üretildiğine ilişkin bilgiler verdiğine işaret eden Güneröz, "Oyuncaklar üzerinden tarihi ve coğrafyayı öğrenebiliyorsunuz." dedi.
Müzede bulunan 500 parça geleneksel oyuncağın Anadolu kültüründeki zenginliği ortaya koyduğunu dile getiren Güneröz, Anadolu'da her türlü materyalden oyuncak üretildiğini belirtti.
Güneröz, geleneksel oyuncaklarda, tiftikten yüne, ahşaptan pula ve beze kadar pek çok malzemenin kullanıldığını aktararak, "Anadolu'da hiçbir malzeme ziyan edilmemiş, her materyal ya bir oyuncağa dönüştürülmüş ya da bir oyun objesine dönüştürülmüş. Yerel kumaşlarla da üstü sarılarak inşa edilmiş." diye konuştu.
Eski oyuncak bebeklerin üzerindeki kıyafetlerin, dönemin modası ve üretim yöntemini yansıttığını da ifade eden Güneröz, "Geleneksel oyuncaklarda en fazla çeşidi bebek oyuncaklarda görüyoruz. Bebeklerin boyları, kıyafetleri, başlıkları, başörtüsü başka, süs olarak kullanılan materyalleri başka." dedi.
- Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde yer alıyor
Güneröz, topaç, fırıldak ve yoyo gibi geleneksel oyuncakların, aslında antik dönemlerden bu yana bilinen evrensel oyuncaklar olduğunu belirterek, Anadolu'da kayıt altına alınamamış, yalnızca sözlü kültürde yaşayan oyun ve oyuncaklar bulunduğuna işaret etti.
İsmini üretildiği semtten alan ve müzede çok sayıda örneği bulunan Eyüp oyuncaklarının Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de anlatıldığını aktaran Güneröz, "Burada çok sayıda atölyenin bulunduğunu ve özellikle sünnet ve bayramlarda çocukların anne babalarıyla bu semte gittiğini, özel oyuncak sipariş edilip satın alındığını biliyoruz." dedi.
Ceren Güneröz, Eyüp oyuncaklarının 16. yüzyıl ve sonrası Osmanlı oyuncak tarihinin en önemli örneklerini oluşturduğunu belirterek, müzede ayrıca Anadolu'nun faklı yerlerindeki atölyelerden çıkan Alasya grubu, Çelik oyuncak evi, Nekur markalı ürünler gibi teneke ve ahşaptan yapılmış oyuncaklar bulunduğunu kaydetti.
20. yüzyılın başından 1950 yılına kadar Türkiye'de ciddi miktarlarda oyuncak üretiminin yapıldığını dile getiren Güneröz, bu tarihten itibaren oyuncak yapımında fabrikasyon yöntemlerine geçilerek kalın malzemelerden ziyade plastiğin kullanılmaya başlandığını ve 1980'dan sonra da başta Çin'den olmak üzere ithalatın arttığını söyledi.
Güneröz, müzede bebekler, hayvanlar, zeka, uzay oyunları, taşıtlar, bebek tamir üniteleri, geleneksel Eyüp oyuncakları, okul ve bahçe kültürü, inşaat oyuncakları gibi farklı temalarda oyuncaklar bulunduğunu ve 2 yılda bir ana temaların korunarak oyuncakların değiştirildiği belirtti.
Müzeye gelen öğrencilere oyuncakların kim tarafından, kaç yılında ve hangi malzemelerle yapıldığına ilişkin bilgiler verildiğini anlatan Güneröz, öğrencilere eşlik eden öğretmenler için de üç farklı rehber kitabı hazırladıklarını ve müze içinde farklı etkinliklerin yapıldığını kaydetti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.