
"Mavi Kuş" Kemaliye'de çekiliyor
"Türk sineması köklü, iyi bir sinema. Artık bütün bu güzel coğrafyayı, bu hikayeleri dünyaya anlatmak zorundayız. Bizim işimiz artık biraz daha Tuna'nın ya da kendi sınırlarımızın öbür tarafında, kendi kültürümüzün güzelliklerini paylaşmak"
İSTANBUL (AA) - Yazar Mustafa Kutlu'nun "Mavi Kuş" eserinden aynı adla sinemaya uyarlanan filmde rol alan Tansel Öngel, "Türk sineması köklü, iyi bir sinema. Bugüne getiren bütün yönetmenler, yazarlar muhakkak bir şeyler kattı ama biz artık çok daha başka bir yerden bakmak, bütün bu güzel coğrafyayı, bu hikayeleri dünyaya anlatmak zorundayız." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün destek verdiği, TRT'nin teknik destek sunduğu filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini Ahmet Sönmez üstleniyor.
Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde çekimleri gerçekleşen TRT ortak yapımı filmin oyuncu kadrosunda Talat Bulut, Tansel Öngel, Emrah Kaman, Kadir Polatçı, Kerim Yağcı ve Nail Kırmızıgül'ün yanı sıra çok sayıda isim yer alıyor.
Başrol oyuncularından Tansel Öngel, filme ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir oyuncu için dönem işinde rol almayı "rüya gibi" sözleriyle tanımladı.
Öngel, "Çünkü kendi çağınızdan başka bir dönemi oynarsınız. Ritmi, ilişkileri, her şey başkadır. O yüzden çok zevklidir. Ben de çok severim böyle işleri, dönem işinde olmayı. Altyapısı çok güzel bir öykü bu. Roman demiyor yazarımız. Uzun bir öykü diyor. O bizi çok besledi ama senaryo elimize geldikten sonra artık sadece tek gerçeğimiz odur. Senaryoda eser çok iyi aktarılmış Ahmet hoca tarafından. Aslında kaptan köşkü benim değil, Ahmet hocanın. O da sağ olsun bizi çok güzel yönlendiriyor. İyi bir film oluyor genel olarak." diye konuştu.
Hikayede "yargısızlık" penceresinden bakılmasının kendisini en çok etkileyen şey olduğunu kaydeden Öngel, "Bütün eserler aslında yazarın penceresinden sunulur ve yazarın gözüyle aktarılır. Ama burada yazarımız ve tabii ki senaristimiz ve yönetmenimiz öyle bir yerden tutuyorlar ki hiçbir karakter bir yargı penceresinden sunulmuyor. Bu benim çok ilgimi çekiyor ve aslında bu dönemde çok ihtiyaç duyduğumuz bir şey olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bütün ekip, bu güzel hikayeyi, güzel karakterlerle beslemeye çalışıyoruz"
Öngel, filmde "Kenan" karakterini canlandırdığını aktararak, "Deli Kenan diye geçiyor ama onun yaptığı herhangi bir norm dışı hareket yargılanmıyor. Bu çok önemli bir şey. Onu kendi doğalında, kendi gerçekliğinde, kendi hakikatinde göstermeye çalışıyoruz elimizden geldiğince. Bütün oyuncu arkadaşlarım, bütün ekip, bu güzel hikayeyi, güzel karakterlerle beslemeye çalışıyoruz. Eminim seyirci de buna çok iltifat edecek. Öyle hissediyorum ben." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin çok güzel bir ülke ve her bir tarafında ayrı bir hikaye olduğunu vurgulayan Öngel, şöyle devam etti:
"Türk sineması köklü, iyi bir sinema. Bugüne getiren bütün yönetmenler, yazarlar muhakkak bir şeyler kattı ama biz artık çok daha başka bir yerden bakmak, bütün bu güzel coğrafyayı, bu hikayeleri dünyaya anlatmak zorundayız. Çünkü biz tıka basa doluyuz bu hikayelerle aslında. Hepimizin bilinç dışında, bilinçaltında bu hikayelerin türlüsü var ama artık bence bu sınırların dışına çıkmamız gerekiyor. Zaten çıkmaya başladık. Son 10-15 yılda artık Türk sineması başka bir yere geldi. Ama daha da ileri gitmesi, daha da yayılması gerekiyor. Çünkü kendi kültürünüzü anlatmanın en güzel yolu sanat ve sanat yargısız yapılır. Sanat yanlı yapılmaz. Sanat herhangi bir perspektifi sadece sanatçının gözünden sunar."
Oyuncu Öngel, filmde 1940 model bir arabayla emniyet sağlanarak uçurum kenarından gittiğini belirterek, "Arkada 20 kişi oturuyor, ekip de dahil belki 25 kişi. Onların sorumluluğunu almak var. Bu arada filmimizde bir sürü hayvan var. Benim koynumda bir kedi var. O arabayı kullanırken çocukcağız da bize destek oluyor işte. Allah'a şükür, ne diyeyim yani. Bütün bunları aynı anda yapmak hem çok zevkli hem de başka hiçbir işte bulamayacağınız bir tat veriyor." diye konuştu.
Devlet Tiyatrolarında 26. yılı olduğunu sözlerine ekleyen başarılı oyuncu, Devlet Tiyatrolarının büyük bir hizmet yaparak 81 ilin hepsinde perde açtığının altını çizdi.
- "Bu değerler yeniden açığa çıkacak"
Türk kültürünü daha iyi anlamak için çeşitli imkanların kullanılmasının önemine işaret eden Öngel, şunları söyledi:
"Ama önce razı olmamız lazım kendi kültürümüzden. İstanbul tabii ki göz önünde olacak. Bence dünyanın başkenti. Dünyada böyle bir şehir olamaz. Yurt dışına gidip de birilerine anlattığınız zaman, 'Benim şehrimin içinden deniz geçiyor, Boğaz geçiyor.' dediğinizde, şaşıranlar çok fazla. Çünkü bilmiyorlar. Bizim yönelmemiz gereken alan bu toprakların tanıtımı ve turizm bence. En büyük variyetimiz bu şu anda. Çünkü şimdi bu dağlarda kar görüyorsun, Antalya'da arkadaşın fotoğraf atıyor, denize giriyor. Dört kuşak iklim, orta kuşaktayız biz. Yani tırnak kessen, toprağa atsan insan bitecek verimlilikte. Tabii bunu bir mecaz olarak kullanıyorum. Bu değerler yeniden açığa çıkacak. Çünkü yavaş yavaş paketlerin, ambalajların sonuna geldik. Artık tamamen içinde ne olduğuna bakmamız gerekiyor. Tabii ki ambalajı da güzel olsun. Ama bizim işimiz artık biraz daha Tuna'nın ya da kendi sınırlarımızın öbür tarafında, kendi kültürümüzün güzelliklerini paylaşmak ve burada bu kültürü doyasıya, yargısızca, birbirimize karşı bir ön yargı, hiçbir şekilde yargı olmadan kendi kültürlerimizi yaşayabildiğimizin farkına varmak ve bunu çoğaltmak."
Tansel Öngel, filmde birbirinden farklı birçok insanın bir otobüsteki yolculuğunun anlatıldığına işaret ederek. "Bence bize çok benziyor bu hikaye. Çok renkli karakterler görecek seyirci. Mavi Kuş şunu söylüyor. Burada baktığımız yeri bir daha galiba gözden geçirmemiz lazım. Çok güzel bir laf var, bizim kültürümüzde. Başka hiçbir kültürde buna rastlamadım. Sınırlı ömrümde ve sınırlı yaşımda birçok yere gitme şansım oldu. Ama hiç şöyle bir kültürle karşılaşmadım; 'Ne kadar güzelsiniz.' dendiğinde, 'O senin bakışındaki, nazarındaki güzellik. Biz aracıyız.' lafı çok derin bir laf. Bu hangi kültürde var? Yani ben sana çok güzelsin diyorum. 'Hayır.' diyor, 'O gören gözün güzelliği.' Bence bu film bunu anlatıyor en genel anlamda ve bu çok önemli bir şey. Çünkü dünyaya böyle bakarsak, herkeste görülmesi gereken güzelliği görmeye başlarsak, belki de bir sürü konu hallolacak kendiliğinden. Bunu yapmamız gerekiyor." diye konuştu.
Filmdeki yolculuğu hayat yolculuğu ile karşılaştıran oyuncu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mavi Kuş'un şöyle bir vaadi var bence: Hayat bir yolculuk, biz de bir yoldayız. Bu yolculukta hepimiz aynı otobüste, gemide, uçaktayız ama 1950'lerde geçen bu hikayede kırık dökük, sürekli tamir edilen, zaman zaman çamurlara saplanan, karların arasından geçen, uçurumların kenarından giden ama muhakkak menzile ulaşmaya çalışan bir otobüs var. Bu bizim hikayemize çok benziyor. O istasyona gidiyor, biz de bir yere doğru gidiyoruz. Asıl olan yoldur. Asıl olan yol ise bizim de bir fert olarak o yolculuğa gerekli iltifatı etmemiz gerekiyor. O anlamda Mavi Kuş insanlara özlediği tatlı bir sıcaklık verecek diye ümit ediyorum. Harikulade görüntüler var filmde çünkü coğrafya harikulade. Çok iyi bir yönetmenimiz var. Ahmet hoca Rusya'da eğitim almış, benim de bu filmde çalışırken kendimi çok şanslı hissettiğim, güzel gözü, güzel perspektifi olan bir yönetmen. İzleyiciler, Anadolu'nun harika görüntüleriyle Anadolu'nun harika insanlarının, birbirinden farklı birçok insanın müthiş yolculuğunu görüp bence buradan kendilerine birçok hikaye, birçok hisse çıkartacaklardır."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.